Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Şeytanınızla tanıştınız mı?

Derin Gerçekler

Her insan mutlaka kendi Şeytan’ı ile karşılaşmıştır.
İlk karşılaşmamız “Galu bela” zamanında, “elestü bezmi”nde idi.
Ondan sonra da Şeytan hiç peşimizi bırakmadı.
Hatta gelip bir çoğumuzun nefsine taht kurup oturdu. Ve kimse şunu unutmasın ki, Hiçbir insan Şeytanın dostu değildir, Şeytan’ı dost ve veli edinen insanlar bile.
O Şeytan “ırkçıların piri”dir. Biliyorsunuz, ilk haram, ilk günah, Şeytan’ın en keskin hilesi Irkçılık’la ilgilidir.
O “nefis” dediğiniz, sizi dünyaya bağlayan herşey onunla ilgilidir.
İhtirasla istediğiniz herşeyin arkasında o “taşlanmış ve lanetlenmiş şeytan” vardır. Her Müslümanın Şeytan’a karşı bir İbrahimi, İsmaili, Haaceri duruş, sergilemesi gerekir.

Kur’an-ı Kerim’de Şeytan “insanı yoldan çıkarmaya çalışan, Allah’a isyan eden bir varlık” olarak tasvir edilir. Ancak o Allah’ın muttaki kullarına doğrudan bir zarar veremez. İnsanı aldatarak onun heva ve heveslerini kışkırtarak, nefsini kullanarak kendi yalanlarına inandırmaya çalışır. “Şeytan” kelimesi Kur’an’da 88 kez, “İblis” 11 kez geçer. “Azâzil” ismi Kur’an-ı Kerim’de hiç geçmez, ancak tefsirlerde ve kıssalarda İblis’in eski adı olarak anılır. Kur’an’da anlatılan Şeytan, İblis, cinlerden bir varlıktır ve kibrinden dolayı Allah’a isyan etmiştir..

Kur’an, Şeytan’ı mutlak bir kötülük kaynağı olarak değil, insanın nefsinde var olan kötülük duygusunu harekete geçiren bir varlıktır ve kendisi de kendi nefsindeki kötülüğün esiri olmuştur. insanı saptırmaya çalışan bir düşman olarak tanımlar. Şeytan Arapça’da “şatana” kökünden gelir ve “uzaklaşmak, karşı gelmek” anlamına sahiptir.

Şeytan, Allah’tan ve haktan uzaklaşan, kötülüğü teşvik eden varlık olarak tanımlanır. Kur’an’da hem İblis için hem de genel olarak kötülüğü temsil eden varlıklar (cinler veya insanlar) için kullanılır. “Şeytan” kelimesi Kur’an’da daha genel bir terimdir ve hem İblis’i hem de onun takipçilerini (cinlerden veya insanlardan olanları) kapsar. (Bakara 14)’te münafıkların Şeytan’a benzetilmesi, bu terimin geniş anlamını gösterir. “İblis” bir görüşe göre, Arapça “beles” kökünden gelir ve “umutsuzluk, pişmanlık” veya “isyan” anlamlarına işaret eder.
Bazı müfessirler, İblis’in “şeytanların lideri” olduğunu belirtir. Kur’an’da İblis, özellikle Âdem’e secde etmeyi reddeden ve Allah’a isyan eden belirli bir varlık olarak anılır. İblis, Şeytan’ın özel bir ismidir ve cinlerden biridir (Kehf 50). “Şeytan” adı en çok “Besmele” ile birlikte “taşlanan Şeytan” şeklinde kullanılır. (“Şeytan” denince, ona ve onun dostlarına “Lanetullahu aleyh” diyelim).


Kitabımızda “Şeytan”ı bize tanıtan birkaç ayetin mealini veriyorum: (Bakara 34) “Hani meleklere, ‘Âdem’e secde edin’ demiştik. İblis hariç hepsi secde etmişti. O, diretmiş ve büyüklük taslamış, böylece kâfirlerden olmuştu.” (36) “Derken Şeytan onları (Âdem ve Havva’yı) oradan kaydırdı ve içinde bulundukları (nimet) durumundan çıkardı. Biz de, ‘Birbirinize düşman olarak inin! Yeryüzünde bir süre barınacak ve yararlanacaksınız’ dedik.”
(A’râf 11-12) “Andolsun, sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, ‘Âdem’e secde edin’ dedik. İblis hariç hepsi secde etti. O, secde edenlerden olmadı. Allah, ‘Sana emrettiğimde seni secde etmekten alıkoyan neydi?’ dedi. İblis, ‘Ben ondan daha hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın’ dedi.”
(Hicr 32-33) “Allah, ‘Ey İblis! Sana ne oldu da secde edenlerle birlikte olmadın?’ dedi. İblis, ‘Ben, çamurdan yarattığın bir insana secde edecek değilim’ dedi.”
(İsrâ 61-62) “(…) İblis hariç hepsi secde etmişti. İblis, ‘Ben, senin çamurdan yarattığına mı secde edeceğim?’ dedi. Ve ekledi: ‘Bana kıyamete kadar mühlet ver, bak ne yapacağım!’”
(Kehf 50) “(…) O (Şeytan), Cinlerdendi ve Rabbinin emrinden çıkmıştı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değiş tokuş!”
(Şu’arâ 95) “İblis’in bütün orduları da (cehenneme atılacak).”
(Fâtır 6) “Şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman bilin. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşin yoldaşları olmaya çağırır.”
(Yâsîn 60) “Ey Âdem oğulları! Size, ‘Şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır’ demedim mi?”


Akif, Şeytan’ın en büyük fitnesi olan Kavmiyetçilik hakkında ne diyordu, “Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber”.
Siz burada “Kavim” yerine particiliği, tarikatçılığı, ideolojik aidiyetinizi koyun, değişen bir şey olmaz. “Benim liderim, benim örgütüm, benim şeyhim, benim ülkem, benim şehrim, benim futbol takımım …”, diye çıktığınız yolculukta, eğer Hak’dan ayrılır, adaletten sapar, kendinizden olanı öne çıkartırsanız varacağınız yer aynı yerdir. Bize düşen, Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa, adil şahidlik yaparak Hakkı tutup kaldırmaktır. Batıl olan bir konuda “Ben” ya da “biz” dememektir.

Bakın, “Şeytan’ın varlığı günah işlememizin bahanesi, gerekçesi olamaz”. Şeytan Allah’ın muttaki kullarına bir zarar veremez. İnsin Şeytanları, Şeytanlıkta, gerçek Şeytanları kıskandıracak bir dereceye de yükselebilirler. Bunu da bir köşeye not edelim. “Şeytani bir zeka”, “Şeytan tüyü” ile size yaklaşıp, “ağuyu altın tas içinde bal’a karıştırıp sunanların”, “islah ediciler” gibi gelip, “bozgunculuk” yapanların peşinden giderseniz, onlar bizi hidayete değil, azaba götürür. Bu anlamda her dost görüneni dost edinmeyin. Şeytanı iyi tanıyın ve ondan uzaklaşın. Bir de kendi nefsinizin zaaflarını bilirseniz, size nereden nasıl yaklaşabileceğini ön görebilirsiniz. Başkalarının zaafları ve Şeytanları ile uğraşırken Şeytan bizim aklımızı başınızdan alıp, nefsinize taht kurup oturmasın. Başkalarına öğüt verirken, o lanet olacağı bizi kendi avucuna almasın. Arifandan olanlar demedi mi bize “onlar laf ile verirlerken aleme binlerce nizamat, bir teseyyüb bulunur hanelerinde”. Dikkat edelim, onlardan olmayalım inşallah.

Yahudilikte “Satan” konusuna bir bakacak olursak, onlarda “Satan” daha çok bir “sınav aracı”dır ve “mutlak kötülük” olarak görülmez.
Yahudilikte “Satan”, Hıristiyanlıktaki gibi “mutlak bir kötülük figürü” değildir; daha çok “Allah’ın iradesine tabi bir sınav aracı” olarak görülür.
Mesela, “Eyyub’un Kitabı”nda Satan, “Tanrı’nın izniyle Eyub’u sınar”.
Bu görüş Ezdilerin görüşüne benzer. Hıristiyanlıkta Şeytan (Satan, Lucifer), Tanrı’ya karşı gelen ve mutlak kötülüğü temsil eden bir varlıktır. Zerdüştlükte Angra Mainyu, iyiliğin zıddı olarak görülür.
Hristiyanlıkta “Satan” İbranice’de “düşman” veya “inkarcı/Kafir/ Hakka-Hakikata karşı çıkan” anlamına gelir.
Satan İncilde Şeytan’ın en çok kullanılan ismidir.
(Matta 4:1-11)’de “İsa’yı çölde ayartmaya çalışan varlık” olarak tasvir edilir. Öte yandan, Azâzil, Kur’an’da geçmese de, Yahudi metinlerinde
(Levililer 16) “günah keçisi”yle ilişkilendirilen bir varlıktır.
“Hanok Kitabı”ında “Azazel”, “düşmüş bir melek” olarak tasvir edilir ve Şeytan’la özdeşleştirilir. Hıristiyanlıkta, “Din bilgini” anlamında Aziz’den türetildiği düşünülür. Kur’an’a göre Şeytan, insanı doğrudan zorlayamaz; sadece vesvese verir ve kandırmaya çalışır (İbrâhim 22). İnsanın iradesi, Şeytan’a karşı direnmede belirleyicidir. Hıristiyanlıkta Şeytan, daha merkezi bir kötülük figürüdür; Yahudilikte ise daha nötr bir rol oynar. İslam, bu iki yaklaşım arasında bir denge kurar.

Son zamanlarda “Lucifer” adı daha çok kullanılır oldu sosyal mediada. “Lucifer” Latince’de “ışık getiren” anlamına gelir. “Aydın” kavramı, “Aydınlanma felsefesi” ile ilişkilendirilir.
(Yeşaya 14:12)’deki “sabah yıldızı” (Lucifer) ifadesi, bazı Hıristiyan teologlar tarafından Şeytan’ın cennetten kovulmadan önceki adı olarak da yorumlanmıştır.. Bu tanım aynı zamanda mitolojik olarak Promete’nin tanrıdan ışığı çalması ile ve devamında Pandorossa kutusu ile de ilişkilendirilir. Ayrıca Şeytan’a karşılık gelebilecek “Beelzebub” İncil’de “sineklerin efendisi” anlamında kullanılan bir isimdir
(Matta 12:24). Unutmayalım ki, ihtirasla istediğimiz her şey imtihanımız olur ve Şeytan orada sizi saptırmak için yanı başınızda durur. Dünya sevgisi ve ölüm korkusu Şeytanın kullandığı yöntemlerden bir başkası, Irkçılık, bencillik en başta geleni, heva ve hevesleriniz, Keyif verici ve Enfes bulduğunuz, nefsinizin hoşuna giden şeylerin arkasına saklanarak size gelir şeytan. (Sahi, keyfiniz nasıl?) Bazan korkutarak, bazan heyecanlandırarak, bazan heveslendirerek, aklı zail eden herşey, Şeytanın hilelerinden olan bütün kötülüklerin arası olan bir şeydir.


Mitolojilerde, Asyetik inançlarda, ve kültürlerdeki Şeytanla ilgili figürler ve inanışlar, isimlendirmeler konusunda daha fazla bilgi için yazının sonundaki NOT kısmına bakabilirsiniz.
Selam ve dua ile..

NOT: “Dragon, Serpent” (Vahiy Kitabı 12:9) Şeytan, “büyük ejderha” ve “yaşlı yılan / Şah-meran” olarak anılır. Bu konu batıda Yılan’ın kötülüğün simgesi olmakla ilişkilendirilir. Öte yandan Rertilyanlar ile ilişkilendirilir. "Sürüngenlerin dünyayı işgal edeceği mitolojisi", esas alan bu teori, David Icke gibi ezoterik kişiler tarafından popüler hale getirildi. Bunların iddiaları ve sürüngen benzeri uzaylı varlıkların (veya yeraltı yaratıklarının) insan kılığına girerek dünya liderlerini, ünlüler ve elitleri kontrol ettiği iddiasını içerir. Bu varlıkların "işgali", gizli bir dünya hakimiyeti planı olarak tasvir edilir Reptilianlar adı verilen sürüngen-insan melezlerini (Reptilian humanoids) ifade eder ve şu alternatif isimlerle de anılır: “Lizard People” (Kertenkele İnsanlar), “Reptoids veya Reptiloids”, (Sürüngen benzeri insansı yaratıklar) “Draconians” (Draco takımyıldızından gelen uzaylılar), “Saurians” (Dinozor benzeri sürüngenler) için. “Archons” (Uzaydan gelen ruhani kontrolcüler). Bilim kurgu romanlarında “Reptilianlar”, insanlığı köleleştirmek için gizli bir “Kabala örgütü” (Babylonian Brotherhood) kurmuş; Freemasonlar, İlluminati gibi örgütleri manipüle ederler. Bazıları onları yeraltı kamplarında saklanan kan içen (Adrenokrom içen) yaratıklar olarak da tanımlar.. “Ahriman” Zerdüştlükte “kötülüğün ve karanlığın temsilcisi” olarak görülür. “Ahura Mazda”nın yani (iyiliğin tanrısı)nın karşıtıdır ve Şeytan’ın Zerdüştlükteki karşılığıdır. “Yıkıcı varlık” veya “kötü varlık” anlamında kullanılır. Budizm’de “Mara”, “arzuları ve sapkınlığı temsil eden bir varlık” figürü olarak görülür. Hinduizm’de ise doğrudan bir Şeytan figürü yoktur, ancak dolaylı olarak “Asura”lar kötülüğü temsil eder.

Bu yazı toplam 280 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar