Emin GÜNEŞ: Zalimlerin Barış (!) Çabaları...

Emin GÜNEŞ: Zalimlerin Barış (!) Çabaları...

Hürseda Haber yazarı Emin Güneş'in yazısını iktibas ediyoruz

Bu dünyada müminlerin en ciddi imtihanı, korku, açlık, can ve mal kaybıdır. Bu kayıplar karşısında rabbimizin biz müminlerden istediği sabır ile direnmedir. Biz sabredersek bizimle beraber olacağını ve 'kendisinin yardım ettiğine de kimsenin gücünün yetmeyeceğini' ferman buyurmuştur.

Bu imtihanda müminin sabır ve direnişten başka yol araması aslında yoldan çıkmaktır. İnsanlar sabredemeyince, korkularına mağlup olunca ya da ödenecek bedelleri göze alamayınca farklı çıkış yolları arayışına girerler. Açıkça yoldan çıktıklarını söylemeseler de bu arayışa girmek dahi tek başına yoldan çıkmaktır.

Aksa Tufanı sonrası bütün insanlık “korku, açlık, can ve mal kaybı” imtihanını iliklerine kadar yaşadı. Öyle ki Avrupa ve Amerika’da insanlar işlerini kaybetme pahasına zalimlere karşı mazlumların yanında sabır ve sebat ettiler, direnişi göğüslediler. Ama saltanat sahipleri saltanatlarını kaybetme korkusu ile dengelerini kaybettiler. Bu imtihanın kazanan tarafı topyekûn direniş cephesi ve yanındakiler, kaybeden tarafı büyük şeytan ABD ve yanındakiler olmuştur.

Müminlerin karşısına çıkan büyük şeytan ve aveneleri imtihan gereği çeşitli donanımlarla güçlendirilmişlerdir. Şeytanın bu kuvvetleri, hileleri, tuzakları vahim olabilir. İçinden çıkılamaz gibi görünebilir. Ancak her şeye rağmen bu tuzaklardan kurtulmanın bir tek yolu vardır. O da Allah`a sığınmaktır. Şeytanın şerrinden korunmak için şeytana sığınmak asla çare değildir. Şeytanla iyi geçinmek, ona övgüler dizmek, onun övgülerine mazhar olmak, ona teslim olmak dünya ve ahiret için felakettir.

Büyük şeytanın “BARIŞ(!)” maskesi altındaki bütün çabası ‘mutlak şer’ olan İsrail’i korumak ve güçlendirmektir. Irak, Afganistan, Suriye, Yemen, Lübnan ve Filistin’de yaşanan katliam ve felaketlerin tek sebebi bu “barış(!)”tır. Dünyanın bir kısmı insanlığın selameti için büyük şeytanın bu barış(!) çabalarına karşı direnirken diğer kısmı bu barış(!) çabalarını destekleyip takdir etmektedir.

Irak’a getirilen barış sonucunda bir milyondan fazla Iraklı; Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii katledilmiş sonunda Irak’a barış(!) gelmiştir. Barışla birlikte Irak’ın sattığı petrolün tamamının parası Amerika’ya teslim edilmekte, Amerika’nın izin vermediği bir yere sarf edilememektedir. Hatırlarsanız ABD Irak’ın İran’dan satın aldığı elektriğin parasını ödemesine izin verince bazı eblehler “İran, Gazze’yi 10 milyar dolara sattı” demişlerdi.

Büyük şeytanın Gazze için sunduğu barış(!) şartları da yerine getirilirse şimdiye kadar bölgemize getirdiği barışlardan farklı olmayacaktır. Öncelikle direnişin en asil cephesi olan Gazze’nin silahlardan arındırılması, İzzetli Hamas’ın tasfiyesi bir yandan İsrail’i düşmanlarından kurtaracak diğer yandan petrol ve gaz kaynaklarının talanına zemin hazırlayacaktır. Hamas, Filistin ve Gazze’nin onurudur. Gazze, onurundan şerefinden arındırılarak M. Abbas gibi şerefsizlerin eline terkedilecektir. Bu maddi ve manevi talan projesinde geçmişte Irak, Afganistan, Suriye ve Yemen talan edilirken büyük şeytana destek olanlar yine aynı şekilde yerlerini alıyorlar.

Irak’ın talanından Musul ve Kerkük’ün, Suriye’nin talanından Halep’in paylarına düşeceğini hayal edenler Gazze’nin talanından da Gazze doğal gazının Avrupa’ya taşınmasından alınacak bir nokta bilmem kaç dolar komisyon hayal ediyor olabilirler. Ama yine hayaller suya düşecek ve “kandırıldık” denilip geçiştirilecektir.

Sakın zalimlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (HUD 113)

(Emin Güneş - Hürseda)