Abdurrahman Dilipak: Aynı Delikten Hep Isırılmak

Abdurrahman Dilipak: Aynı Delikten Hep Isırılmak

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak / Aynı Delikten Hep Isırılmak /Habervakti.com

Bugün günlerden Cuma. Miladi yeni ayın ilk günü. Hicri 18 Cemaziyelevvel (5.ay) 1445 Hep aynı uyarıyı yapıyoruz, hep yalanlıyorlar ve sonunda hep aynı şeyler oluyor. Ve biz hep “biz demedik mi” diyoruz. Çünkü hep yalan söylüyorlar! Ve insancıklar da bu “Şeytanın meshettiği yalanlar”a inanıyorlar. Sonuçta hep aynı yalancıların peşinden gidiyor aynı delikten ısırılıyoruz. Ne zaman akıllanacağız?

Bir türlü akıllanmıyoruz. Kutsanmış yalanlara göre, ululemr kutsaldır. Onun kim olduğu ve ne dediği önemli değil sanki. “Masiyette iteat yoktur” aslında. Yoksa, Hz. Musa Firavuna niye karşı çıktı, Asiye annemiz niye asi oldu! Birilerine göre o din büyüğü elbisesi giydirilmiş zatlar mukaddestir. (Sahi, Tevratı, Zeburu ve İncili kim tahrif etti?) Çünkü o ne “bilim”se o mukaddestir. Çünkü Media ne söylüyorsa, o gerçektir. Bunlar bizim “seküler kutsallarımız”!?.. Kutsal dışı kendilerine kutsallık ihdas edenler, Kur’ani anlamda “Haddi aşan”, İncil’deki tanımlama ile “Fahişe şehir”in “kutsal fahişeler”dir!

“Aklınızı kullanmazsanız, başınıza pislik yağar”, din, ve devlet, o Allah'tan başka her kimse, “onları ilah ve Rab edinmeyin” denmedi mi bize! Hani aklınızı kiraya vermeyecektiniz! Düşünmez misiniz, akletmez misiniz!. Ve 2023’ün son ayındayız. Haber vereyim, Aralık Kasım’dan daha zor geçeceğe benziyor. Gelecek günleri aratabilir, çünkü kaçtığımızı sandığımız ya da söylenen şeye doğru koşuyoruz.

İsrail’in Elon Musk üzerinden algı operasyonu sağlayarak, onların yalanlarını ortaya çıkartarak, kendi yalanlarımızı onun arkasına saklamaya çalışmakla bu sorunu aşamazsınız. Önce “G20 zirvesi”nde imzalanan o belgedeki teahhütlerinize sadık kalacak mısınız, kalmayacak mısınız. O belgedeki imzanız “Takiye” mi idi? Mecbur mu bırakıldınız?

HABAT’ı ne zaman kovacaksınız? İstanbul merkezli “Türk Dünyası Hahamlar Birliği” projesine, İstanbul’daki Hahambaşılığın HABAT’a devrine ne zaman dur diyeceksiniz? HABAT’ın bir adım sonraki, Karay /Karaim topluluğu modeli üzerinden, Kırımdan başlayıp, Hazar’ın iki yakasını geçip Basraya uzanan HAZARA devletinin inşasına ne zaman HAYIR diyeceksiniz. KARAY tipi, YAHUDİ olmadan MUSEVİ olma projesi ile “TÜRK TİPİ MUSEVİLİK projesine giden yolda, dünkü FETÖ’nün İBRAHİMİ DİNLER temelli “Dinler arası diyalog” projesinden daha vahim olan NUHİ YASALAR projesine ne zaman HAYIR diyeceksiniz!?

Çin’de yeni bir salgın başladı. Domuz gribine benziyormuş, yine Maske, Mesafe, PCR, Aşı, HES diye temcid pilavını dayatacak mısınız? Bu işteki “Domuzluğu” ne zaman göreceksiniz. mRNA’cı “Büyük Türk”(!?) şimdi de aynı yöntemle kansere çare bulmuş. Hem de ne zaman, tam da PIHTI(cık), KALP KRİZİ devam ederken, bir de TURBO KANSER çıktı ya, hani şu 3 ayda 3. Evreye çıkan, GreatReset’in Satanist Pedefolikleri Şifacı elbisesi giymiş bekliyorlar kapıda. Çantalarında dolar dolu, paraya tapan siyasetçi, bilim adamı, bürokrat, Media, STK maskeli, iş adamı, din adamı kılıklı birileri özlemle bekliyorlar. Ve tabi algı manyağına yapılan, trollerin trolledikleri, celladına aşık BİREYCİKLERi de bekliyorlar.

Ve meydanlar dolusu, Mehdi, Mesih, Meşiah, kurtarıcı din adamı, lider, önder beklentisi içindeki kalabalıklar, açılan yolda, gösterilen hedefe doğru emin adımlarla yürümeye hazır bekliyorlar.

Biliyorsunuz değil mi, 5G tam gaz devam ediyor, hatta 6G’ye başladılar.

Biliyorsunuz değil mi, ATA TOHUMU fiilen artık yasak. Geni ile oynanmış, Hormonlu SERTİFİKALI HİBRİT TOHUMlara hüküm giydik! Gübresi, ilacı/zehiri de onlardan. Artık Depoları bile SERTİFİKALI.. Her şey sizin için, her şey bilimsel, her şey, uluslararası sistemle uyum içinde. Her şey Vatan için!? MERA yasası ile Hayvancılığın da köküne kibrit suyu dökülüyor.

Toplumsal cinsiyete giden yolda, başka bir şeye gerek yok, bu gıda politikası ile varacağınız yer CİNSİYETSİZ TOPLUM dur. G20 bildirisinde TOPLUMSAL CİNSİYET üç A4 sayfa idi. Kimlik kartınızdan din, mezhep, biyolojik cinsiyet maddesini boşuna çıkartıp, kadın-erkek tek kart yapmadılar. Kimlik kartınıza boşuna GENDER yazmadılar. TEK DEVLET’e giden yolda TEK PARA için hazırlık yapıyorlar. Zaten 2024 Haziranında Yapay Zeka tarafından yönetilen TEK DÜNYA DEVLETİ için NATO benzeri GREAT RESET ASAMLESİ kurulacak. TEK DİN, TEK HUKUK, TEK ORDU.. Beyninize Chip takıldıktan sonra TRANS HUMANİZM’le Biyolojik insan soyunu bitirmek istiyorlar. Onların senaryosuna göre YENİ İNSAN NESNE olacak. Ona SİBORG diyecekler. Bu SİBORG Biyolojik cinsiyetinden, din, ahlak, gelenek ve tarih den bağımsız bir GENOM BİREY olacak.

Bu Şeytani plana doğru giden yolda, Mülkiyetsizleşme yasası ile, şimdilik Depremi bahane olarak ileri sürüp REZERV ALAN yasasını geçirdiler bile. Hani bir “Performans Pass.” diyorduk, Fatma Şahin Antepten başlatalım diyordu, Çin’de başlatılan uygulama, Merkez Bankası (Turkish Central Bank) üzerinden, bir yandan TEK PARA sistemine geçmek için, öte yandan “Toplumsal Kredi Notu” uygulaması ile, “ağuyu altın tas içre, altın tas içinde bala karıştırıp sunma”ya hazırlanıyorlar. NAKİTSİZ ve MÜLKİYETSİZ topluma hazır olun.

SIFIR ATIK ile ısındırılmaya çalıştığınız, yine kulağa hoş gelen Çevreci söylemlerin ardından “KARBON AYAK İZİ” artık mevzuatımıza girmiş durumda. Geriye kaldı İKLİM YASASI onu da çıkartırlar, bu akılla, bu gidişle. Çünkü “Oltayı yutan balık yem istemez”. Yokuş aşağı koşarken, ani “U dönüşü” yapılmaz. Hatta bu hızla ANAYASAyı bile değiştirebilirler.

Yahu bir yandan tek devlet diyorlar, öte yandan yeni bir anayasa yapmaktan söz ediyorlar. “Tek ordu”ya gidiyorlar, “Milli ordu”dan, “Milli Savunma”dan söz ediyorlar.

Evet evet, eğer cehheneme varmak istiyorsanız, bu yalancılara inanmaya devam edin. Kendi nefsimden başlayarak, iktididar sahiplerini ve muhalefeti ile, bürokratı, bilim adamı, STK’sı, akademisyeni, Cemaat önderleri ve bilim adamlarını uyarıyorum, bu gidişle sonuçta dininizi, devletinizi, kimliğinizi, ailenizi, malınızı, mülkünüzü kaybedeceksiniz ve çok mutlu olacaksınız(!?). Şeytan bugün bize “yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat” vadediyor. “Euzu billahimineşşeytanirraciym” diyebilecek miyiz. “İnni küntü minezzalimiyn” diyebilecek miyiz!Bizim yolumuzu bize, sizin yolunuz size. Biz Kadere, Rızga ve Ecele hükmeden, ‘ol’deyince olduranb ‘öl’ deyince öldüren Allahın rızasını seçtik. Mekerallahu, La galibe illallah! La havle vela guvvete illa billahil aliyyuıl azim. Hasbunallah! Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm: “(Resulüm!) Eğer -büyük bir şefkat ve samimiyetle kendilerine ders vermek istediğin- adamlar, yine de aldırmaz, senden yüz çevirirlerse, de ki: Allah bana yeter, O’ndan başka ilah yoktur. Ben yalnız O’na dayanırım. Çünkü O, büyük Arş’ın, muazzam hükümranlığın sahibidir.'” (Tevbe, 9/129).

“Aduvvullah”ın ipine değil, “Allah’ın ipine/Hablullah”a tutunun, dünya ve ahiret saadeti oradadır. Gelin yüzümüzü Hakka çevirelim.. Halktan aldığınız vekalet, emanettir, kul hakkıdır. Onlardan gerçeği gizlemeyin. Tevbe edin. Haksız tasarruflardan hayır gelmez. Bereketi olmaz. Belayı ve gazabı def etmek istiyorsanız haram söz ve işlerden, haram mal ve makamdan uzaklaşın, Haram işleyen Fasıkları yanınızdan uzaklaştırın. Yoksa varacağınız yer ateştir. Biz zamanın akşam vaktindeyiz. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Son İİT zirvesinde halimizi gördük. Yarın çok geç olabilir. Bu gidiş gidiş değil.

Selam ve dua ile.