“Tekfircilik direnişin intiharıdır”

“Tekfircilik direnişin intiharıdır”

Kudüs Seriyyeleri’nin Komutanlarından Ebu Mahmud, Gerçek Hayat Dergisi Ortadoğu Temsilcisi Adem Özköse’nin sorularını cevapladı.

Gerçek Hayat Dergisi Ortadoğu Temsilcisi Adem Özköse, İslami Cihad Hareketi'nin Askeri Kanadı Kudüs Seriyyeleri'nin Genç Komutanlarından olan Ebu Mahmud ile başta hareketin yapısı olmak üzere Filistin'deki son gelişmeler, Kahire'de yapılan görüşmeler, tekfir düşüncesi, Türkiye'nin Filistin konusundaki tavrı çerçevesinde bir röportaj gerçekleştirdi.

Şu anki liderliğini entelektüel ve devrimci kimliğiyle ön plana çıkan Dr. Ramazan Şallah'ın yaptığı, fikri yapı ve siyasi çizgi olarak Hasan el Benna, Seyyid Kutup, İzzettin el Kassam ve İmam Humeyni gibi İslamcı önderlerden etkilenen İslami Cihad Hareketi Amerika tarafından tehlikeli bir terör örgütü olarak kabul ediliyor. 

"Şİİ DEĞİL; SÜNNİYİZ"

Gerçek Hayat Dergisinin sorularını cevaplayan Kudüs Seriyyeleri'nin Genç Komutanlarından Ebu Mahmud "Kudüs Seriyyeleri'nin Şii olduğu iddialarına" ve "İran'la olan ilişkileriniz hangi boyutta?" sorusuna şu cavabı veriyor: 

İslami Cihad Hareketi ve hareketin askeri kanadı olan Kudüs Seriyyeleri'nin bütün fertleri Sünni Mezhebi'ni taklit etmektedir. Şii olduğumuz yönündeki iddialar tamamen gerçeğe aykırıdır. Fakat ister Şii, ister Sünni olsun Filistin Direnişi'ne destek veren herkese saygı gösteriyoruz. Mısır sözde Sünni. Fakat ne Mısır, ne de diğer Arap Devletleri Şii olan İran ve Hizbullah kadar Filistin Direnişi'ne siyasi olarak destek vermiyorlar. İran'ın ve Hizbullah'ın İsrail İşgali karşısında takındığı tavır, saygı ve hürmet gösterilmesi gereken bir tavırdır. Ayrıca Müslümanlar arasında mezhep ve kavim tartışmaları çıkarılmasına karşıyız. Bugün yapmamız gereken güçlerimizi birleştirip, Siyonist ve Emperyalistlere karşı mücadele etmektir.

"TEKFİRCİLİK DİRENİŞİN İNTİHARIDIR"

Kudüs Seriyyeleri Komutanlarından Ebu Mahmud, Adem Özköse'nin "Sivillere yönelik gerçekleştirilen eylemler ve tekfirci düşünce hakkında fikirleriniz nelerdir?" sorusuna "Her kim sivil insanların kanını akıtırsa o direnişçi değil; katildir." diyor ve şunları ekliyor: 

İslam sadece Müslümanların değil; bütün insanların canını kutsal kabul ediyor. Bu nedenle hiçbir Müslüman Direnişçi sivil bir insanın canına kıyamaz. Eğer böyle bir olay gerçekleşirse ahirette bunu hesabı çok ağır olur. Tekfirle ilgili sorunuza gelince: Tekfir düşüncesi direnişin intiharıdır. İşgale karşı mücadele verilen bir bölgedeki Müslüman Direnişçiler arasında tekfir fikri yayılmaya başladığı andan itibaren o bölgedeki direniş güç kaybetmeye başlar. Tekfir fikri tehlikeli bir mikroptur ve bir an önce bünyeden atılmazsa bünyeyi zayıf düşürür. Bunun günümüzdeki örneğini de Irak'ta gördük. İşgal altındaki bölgelerde mücahitler tarafından sürdürülen direniş İslam'ın savaş hukukunu gözeten, mutedil, kapsayıcı ve insani olmalıdır. 

Gerçek Hayat Dergisi'nin önümüzdeki sayısında tamamını yayınlayacağı röportajdan bazı satırbaşları:

"Direniş projemiz; İslami, devrimci ve işgal altındaki vatanımızı savunma projesidir."

"Türkiye, Osmanlıyı kendine örnek alıp tarihi misyonuna dönerek Filistin'i ve Müslümanları koruması altına almalıdır."

"İslam sadece Müslümanların değil; bütün insanların canını kutsal kabul ediyor. Bu nedenle hiçbir Müslüman Direnişçi sivil bir insanın canına kıyamaz."

"Tekfir fikri tehlikeli bir mikroptur ve bir an önce bünyeden atılmazsa bünyeyi zayıf düşürür. Bunun günümüzdeki örneğini de Irak'ta gördük."

"22 günlük savaşta 18 İsrail Askeri'ni öldürdük ve 56 İsrail Askeri de bizim saldırılarımız sonucu yaralandı."

"İran'ın ve Hizbullah'ın İsrail İşgali karşısında takındığı tavır, saygı ve hürmet gösterilmesi gereken bir tavırdır."

Röportajın tamımı yakında www.tevhidhaber.com da.