Siyonistler Sadece Kuvvet Dilinden Anlıyor

Siyonistler Sadece Kuvvet Dilinden Anlıyor

ABD tarafından 2 Eylül'de başlatılan Filistin-israil arası sözde barış müzakerelerinden şu ana kadar bir ilerleme kaydedilemedi.

Bu konu ile ilgili daha önce Hamas'ın Siyasi Birim Üyelerinden Muhammed Nezzal ile yaptığımız görüşmede, Hamas olarak bu müzakerelere karşı olduklarını belirtmiş ve bu sözde barış görüşmelerinin Filistin davasını tasfiye etme amacı taşıdığını anlatmıştı. Ayrıca bununla Amerika Başkanı Obama'nın Amerikan Kongre seçimlerinde azalan prestijini artırmak ve seçmenlerine Ortadoğu'daki karışıklıklarda barışa doğru gidildiğini göstermek amacıyla Mahmut Abbas'ı bu iş için bir araç olarak kullandığını belirtmişti.



Sözde barış görüşmeleri ve Hamas'ın bu konudaki görüşlerini Hamas'ın Lübnan temsilcisi Üsame Hamdan'a sorduk. Hamas sözcüsü Hamdan ile yaptığımız söyleşiyi siz İnzar okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz.


SİYONİSTLER SADECE KUVVET DİLİNDEN ANLIYOR

2 Eylül'de başlatılan sözde barış müzakerelerine baştan beri karşı olduğunuzu HAMAS olarak açıkladınız. Bugün itibarı ile gelinen süreçte barışa dair bir ilerleme sağlanabilinmiş görünmüyor. Siz HAMAS Hareketi olarak sözde barış müzakerelerini genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?



HAMAS bütün açıklığıyla siyonistlerin sadece kuvvet dilinden anladığını dile getiriyor ve biliyor ki eğer direniş olmazsa Gazze'den çekilmezler. Direniş olmasaydı Lübnan'ın güneyinden de çekilmezlerdi. siyonist düşmanla yapılacak tek muamele Filistin topraklarından çekilmesi için yapılacak direniştir. 18 yıl boyunca süren müzakereler hiçbir netice getirmedi. Bilakis Filistinlilere daha fazla zarar vererek alçalttı. Ve yine Filistinlilerin hakları daha fazla çiğnendi. Bunun için HAMAS Hareketi bu müzakerelerin başarısız olacağını ve olumsuz sonuçlar doğuracağını belirtiyor. Filistin adına müzakerelere katılan kişinin (Mahmud Abbas) Filistinlilerin yanında hiçbir kanuni yetkisi yoktur. Ancak ABD ve siyonistlerin yanında yetkilidir. Bu da ona çok büyük zarar verecektir.


ÖNCE, ŞİMDİ VE GELECEK İÇİN DE DİRENİŞ DİYORUZ

Furkan savaşından sonra fevri bazı saldırılar dışında uzun süreli bir çatışma yaşanmadı. Yakın zaman içinde israil tarafından Gazze'ye tekrar bir saldırı bekliyor musunuz?

Herkes biliyor ki Hamas'ın programı direniş üzerinedir. Hamas, daha önce de, şimdi ve gelecekte de direniş için çalışacak. Şu anda Filistin'de olan sessizlik kesinlikle direnişten vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Bilakis daha düzgün bir ortam ve fırsat bekliyoruz. Düşmanımız her zaman bize saldırıyor. Düşmanımız topraklarımızı işgal ettiği müddetçe direniş ve mücadeleyi bırakmayacağız.



Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılar, Kudüs ve Batı Şeria'da Filistinlere ait evlerin yıkılması, arazilerin talanı, yeni yerleşim birimlerinin inşası gibi siyonist israil'in çalışmaları son hız sürüyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?



siyonistler Kudüs'ü Yahudileştirip öğretilerini değiştirmek için çok büyük bir şekilde gayret gösteriyorlar. Şehrin Yahudi şehri olduğunu iddia ediyorlar. Biz hareket olarak onların yaptıklarına karşı direniş ve gerektiği şekilde karşı duruyoruz. Buna karşı herhangi bir görüşme yapmıyoruz, çünkü siyonistlerin söylemlerinin hiçbir aslı yoktur.


O ADAM İŞBİRLİKÇİ HAİNDİR

Mahmud Abbas liderliğindeki el Fetih yönetiminin özellikle Batı Şeria'da HAMAS üyelerini tutuklaması veya siyonistlere bildirerek şehid edilmelerine sebep olmasını nasıl görüyorsunuz?



Biz bu adamı düşmanla beraber olup, Filistin halkına yapılmış bir ihanetle suçluyoruz. Bunlar gibi işbirlikçi ve hainler ne tarihte görülmüş ne de okunmuş işbirlikçilerdir. Bunlar direnişe karşı kinlidirler. Çekinmeden, kendilerini saklamadan ihanetlerini açıktan yapmaktalar. siyonistlerin dediği her şeyi yaparlar ve ona göre hareket ederler.


BU DİNİ DÜNYAYA ANLATMAK GEREK

Amerika'da Kur'an'a yönelik yapılan saldırı, Kudüs'te de bir siyonist tarafından gerçekleştirildi. Kur'an'a sahip çıkma anlamında Hamas olarak ne gibi faaliyetlerde bulunuyorsunuz?


Kur'an'a saldırmaları Kur'an'a, İslam'a ve Müslümanlara hiçbir şekilde zarar vermez, ancak onlara zarar verir. Kur'an'a saldırmaları onların gerçek yüzlerini ortaya çıkarır. Onların nasıl suçlu olduklarını, nasıl alçaldıklarını gösteriyor. Ve Müslümanlara ne kadar kinli olduklarını gösteriyor. Bu konuda Müslümanların üzerine bazı sorumluluklar düşüyor. Birincisi Müslümanlara karşı olanların düşman olarak ilan edilmesi gerekir. İkincisi ise, Müslümanlar dinlerini dünyaya anlatıp insanları bilinçlendirmesi gerekir.



İnzardergisi- ekim 2010