Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Mezar taşları Pazar etiketleri Arka cam yazıları

Hayatım boyunca şu son iki yılda gittiğim kadar mezara gitmedim. Yaşadığımız kasabada az çok hepimizin birbirini tanıyor olması ve bir de hoca kimliğimizden dolayı haberdar olduğum bütün cenazelere katılmak durumundayım.

Sonraları bir şey dikkatimi çekti; işin dini hükmü bir yana, mezar taşlarını okumak hafızamızda zannettiğimizden çok daha fazla yer işgal ediyor. Farkında olmadan acaba burada yatan kimmiş diye bütün mezar taşlarını okumadan geçemiyoruz.

“İsim, doğum ve ölüm tarihi ve “ruhuna fatiha” her mezar taşının demirbaş kısmı. Ama dörtlüklerden tutun küçük destan yazılı olanlar da eksik değil.

İşin farkına vardığım için mezara vardığımda artık başımı önüme eğip hiç birine bakmadan geçiyorum.

Bana göre otomobillerin arka camlarına, kamyonların arka tamponlarına döşenen yazılar da aynı kültürün, aynı zihniyetin yaşarken sergilenen şeklidir. Sık sık gitmeyenler için yine mezar taşları o kadar problem değil ama trafiğe çıkmışsanız araçların arka camlarındaki yazılar tebessüm edilerek geçilecek bir dert değil.

Hafızanızı ideal anlamda kullanmak istiyorsanız lütfen bunu basit bir mesele olarak görmeyin. Eğer kendinizi kaptırırsanız sadece arka cam yazılarını okumakla kurtulamazsınız, işin içine aracın plakası, markası, modeli ve daha neler girer.

Benim bu konuda tavsiyem, lüzumsuz hiçbir şeyi okumadan geçip gitmektir.

Şimdi buna bir de Pazar etiketleri eklendi. Hiç durmadan market ve pazara çıkıyor olmasanız bile evinizdeki ekranların demirbaş görüntüsü haline gelmiş durumda.

Maşaallah manav reyonları sayısız meyve sebze ile dolu olduğu için her birinin fiyatlarını gösteren etiketleri okumak durumunda kalıyorsunuz.

Aslında hiç de mecbur değiliz hepsini okumaya.. Bir litrelik midemizin zaten yarısını ekmekle ve suyla doldurduğumuza göre geriye ne kalıyor ki?

Geçen gün telefonum kilitlendi, her zaman kullanmak zorunda olduğum bazı programları açamadım, Allah razı olsun gençler yardımcı oldu, farkında olmadan lüzumsuz şeylerle dolmuş hafızası, bir bir temizlediler ve bana da öğrettiler, telefon rahatlayıverdi.

Diyorum ki, abur cubur şeyleri doldurmayarak midemizi rahatlattığımız gibi lüzumsuz malumatlardan uzak tutarak hafızamızı ve beynimizi de rahatlatalım.

Eğer gereken bu temizliği yapmazsak söz konusu bu gereksiz malumatlar sadece hafızamızı işgal etmekle kalmaz aynı zamanda bizim gündemimiz olur.

Ve bizi basitleştirir, küçültür. Hem oruç tutmanın gereği de bu değil midir?

Bu yazı toplam 452 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar