Meşal, Anadolu Gençlik Dergisi'ne Konuştu

Meşal, Anadolu Gençlik Dergisi'ne Konuştu

Ümmetin yıllardır kanayan yarası olan Filistin davası, geçtiğimiz ay yine İsrail´in Gazze´ye yönelik saldırıları nedeniyle dünya gündemindeydi.

Katil İsrail, yine çoluk çocuk demeden Filistinli kardeşlerimizin üzerine bombalar yağdırdı. Bir aya yakın süren saldırılarda İsrail, Gazze´li mücahitlerin mukavemeti sonucu ateşkes ilan etmek zorunda kaldı.

Anadolu Gençlik Dergisi olarak Filistin Direniş Hareketi Hamasın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz. Meş'al bir yandan Gazze´deki cihadın stratejisini belirlerken bir yandan da dergimizin sorularını cevaplandırdı. Allah kendisinden razı olsun. 

Öncelikle bölgede son durumu kısaca özetler misiniz? Müslümanların mevcut durumları nasıldır? Saldırıların bilançosu nedir?

18 aydır Gazzedeki halkım dünyanın en büyük hapishanesinde tutulmak suretiyle ambargonun felaketlerini yaşadı. Üzerlerine yer ve gök kapatıldı, aç bırakıldılar, abluka altına alındılar ve tıbbî ilaçlardan mahrum bırakıldılar.Yavaş ölüm politikası son bulmamıştı ki bombardıman geldi. İsrail dayanaksız farklı gerekçeler ve yalanlar altında bu kan şelalesini patlattı. Bu savaş, direniş kahramanlarının ifade ettikleri gibi hak ile batılı, direniş ile teslimiyeti, Gazzenin öncesiyle sonrasını birbirinden ayıran tam anlamıyla bir Furkan Savaşı olmuştur. Filistin halkı Siyonist işgal devletinin Gazzeye karşı başlattığı insanlık dışı ve barbar savaştan zaferle çıkmıştır. Bu ilahi bir başarıdır. Siyonistlerin çocuklara ve kadınlara karşı yirmi gün boyunca sürdürdüğü insanlık dışı katliama rağmen Filistin halkının direnişi Allah´ın yardım ile galebe gelmiştir.

Hamas bu saldırılardan zaferle çıkmıştır diyebilir miyiz?

Siyonistler başarız olmuştur. çünkü yirmi gün süren saldırları boyunca, direnişciler tarafından fırlatılan füzeleri engelleyememişlerdir. Netice itibariyle Gazze zafer kazanmıştır.  Düşman yenilmiştir. İşgal ordusu başlattığı savaşın onuncu gününde direnişe bazı şartlar dayatmak istedi. Daimi bir barış oyunuyla direnişin elindeki silahları almak istedi. Fakat biz siyasette direndiğimiz gibi cephede de direndik. Bize dayattıkları şartları reddettik. Bunun üzerine başlattıkları tecavüzleri durdurup rezil bir şekilde ve hiçbir şart öne sürmeden geri çekilmek zorunda kaldılar. Bizler tarihi bir zaferle karşı karşıyayız. Bu zafer, hiç kuşkusuz büyük zaferin kapısını açacaktır: O zaman, haklarımıza ve sabitelerimize bağlı kalarak topraklarımızı kurtaracak, başkenti Kudüs olan Filistin devletini kuracak, işgal zindanlarında yatan bütün esirleri kurtaracak ve yurtlarından edilmiş Filistinlilerin yurtlarına geri dönmelerini sağlayacağız.

HAMAS direnişine bundan sonra nasıl yön vermeyi hedefliyor? İsrail´e karşı ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bizim hedefimiz bu savaşdan sonra da Allah´ın izni ile direnişe devam ederek yeni yapılanmalar için hazırlıklar yapacağız. Nehirden denize kadar olan Filistinin özgürlüğüne kavuşana kadar siyonistlere karşı direnişimiz devam edecektir. İsrail, ABD ve Avrupalı destekçileri hiçbir gürültü olmaksızın bu dünyadan gitmemizi istemekteler ancak bizler bu sessiz ölüme teslim olmayacağız. Bizim irademiz abluka ve bombardımanla kırılmaz ve işgale kesinlikle teslim olmayacağız. Siyonist oluşumun bir gün yok olacağını Kur´anın müjdelemiş ve bizler de buna şüphe etmeksizin kesin bir imanla inanmaktayız.

El-Fetih´le aranızda uzun süredir yaşanan çekişme ve çatışmanın sebeplerini açıklar mısınız? İsrail´in saldırılara karşı birlikte hareket etme ihtimali var mıdır?

Hamas olarak bizim Fetih hareketi içerisindeki onurlu kişilerle hiç bir ihtilafımız yok. Öyleki biz Aksa tugayları, Nasır Salahettin alayları, ebu hilal (ki kendisine tabi 3000 kişi ile fetihden ayrılmıştır) ve fetih hareketinin kurucularından Hani el-Hasan (el- jaazere kanalında Mahmut Abbası eleştirdiği için ihraç edilmiştir) ile ilişkilerimizi devam ettirmekteyiz. Ancak Fetih içerisinde ihtilaflı olduğumuz, Mahmut Abbas, Muhammed Dehlan ve Yaser Abdu Rabbo dan oluşan (Ramallah grubu) küçük bir grup vardır. Çünkü bunlar siyonist düşmanla işbirliği yaparak Filistin halkının hak ve özgürlüğünü gözardı etmektedirler. Bu grubun Olmert, Livni ve Rice ile olan kucaklaşmalarını sizlerde tv ekranlarında izlemişsinizdir. Bizim Fetih´le beraber hareket etmemize gelince; zaten bizler onurlu fetih mensuplarıyla aynı çatı altında Filistinin özgürlüğü için mücadele etmekteyiz.

Bölgenizdeki son gelişmeler bağlamında Filistin davası ve halkının geleceği hakkında öngörüleriniz nedir? İsrail´le barış mümkün müdür?

Son gelişmeler ışığında halkımızın ve davamızın geleceğini iyi görmekteyiz. Halkmız direnişe büyük destek vermektedir. Çünkü halkımız çok iyi biliyorki siyonistler güçten başka bir dilden anlamıyorlar ve toprakların geri alınması güçle olabileceğine ve Allah (cc) sonunda zafer nasip edeceğine inanmaktadır. Kalıcı barış, ancak toprağın asıl sahiplerine iade etmek ve yahudilerin Filistin topraklarında çekilmesi ile gerçekleşebilir. Yoksa peygamberleri öldüren vampirlerle barışın olması mumkun değildir.

Ortadoğu´da İslam dünyası ile ABD-İsrail arasında büyük bir savaş yaşanabilir mi?

İslam alemi ve ABD-İsrail arasında bir savaşın meydana gelmesi uzak bir ihtimal. Çünkü birçok İslam devletinin yöneticileri ABD ve israil´in hizmetçileri konumundadır. Örnek olarak petrol silahını kullanamıyorlar eğer abd-israile karşı bu silahı  kullanabilseler ABD, buna boyun eğecektir. Ayrıca Ortadoğuda bundan daha kötüsü ne olabilirki sizler görüyorusunuz

ABD başkanlığını seçilen Obama hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni ABD başkanının Filistin konusunda nasıl bir politika izlemesini bekliyorsunuz?

Barack Obamanın George Bushun felaket mirasından kurtulacağına dair umutlar besledik. Fakat başlangıcı cesaretlendirici olmadı. ABD başkanlarının Filistine ve islam ümmetine bakışları efendinin kölesine bakması gibidir. Bunun sebebi ise bizim İslam´dan uzaklaşmamızdır.

Dünya Müslümanlarının Filistin davasına yeterince sahip çıktığını düşünüyor musunuz? 

Müslüman halklar gösteriler, eylemleri ve düzenledikleri panellerle dayanışma geceleri ile Gazze halkının yanında olduklarını göstermişlerdir. Yönetimler ise yetersiz bazıları davamıza ve halkımıza karşı komplo kurmaktadır. Katliamların durdurulması için cihat çağrısı yapılmalı. Uluslararası düzeyde yapılması gerekenler ise siyonistlerle ilişkilerin bitirilmesi ve israil ürünleri boykot edilmesidir. bir de işgal devletinin siyasi ve askeri liderlerinin işledikleri savaş suçu nedeniyle yargılanıp cezalandırılmalarını bekliyoruz.

Türkiye´de uzun süredir siyonizmle mücadele eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan hakkında ne düşünüyorsunuz?

Prof. Dr. Necmettin Erbakanı severiz ve saygı duyarız. Siyonistlere karşı uzun yıllar mücadele etmiştir ve halen etmektedir. Başbakanlık yaptığı dönemde karşılıklı dostluk görüşmelerimiz gerçekleşti.

Sizce Türkiye hangi somut adımları atmalıdır?

Bizim Türkiyeden beklediğimiz somut adımlar ise Filistin halkına destek vermeleri ve Osmanlı devletinde olduğu gibi İslam dünyasının birleşmesini sağlayacak rolünü geri almasıdır. Filistin´in özgürlüğüne kavuşması için direnişe destek amaçlayan İslam alimleri tarafından konferanslar ve programlar yapılarak müslüman halkların bilinçlendirilmeleri sağlanmalıdır.

Bölgede acil ihtiyaçlarınız nelerdir?

Acil olarak sahra hastenelerine ve gazzenin yeniden yapılanmasına ihtiyaçlarımız var. Tedavi için bekleyen 4000den fazla yaralı bulunmakta bunların gazzenin dışında tedavi edilmesi gereklidir.

Son olarak Türkiye´ye ve Türk halkına söylemek istedikleriniz nelerdir?

Türkiye´ye selam olsun. Türkiye halkı Gazze halkı için eylem ve gösteriler yaparak cihad etmiştir. Ayrıca  mali desdek ve insani yardımlar yapmıştır. Allah razı olsun teşekkür ederim.

Anadolu Gençlik Dergisi