Komutan Magas İle Reportaj

Komutan Magas İle Reportaj

Komutan Magas: Bu, İslam ve Küfür Arasındaki Savaştır

 

Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanı Ahmet Yevloyev (Amir Magas) ile Daymokh ajansı tarafından yayımlanan röportajı kardeşimiz Mahran Türki'nin tercümesiyle okurlarımızla paylaşıyoruz.Ahmed Yevloyev İnguşetya'da son zamanlarda Rus işgalcilere karşı ciddi operasyonlara imza atmıştı...

Daymokh: As salamu aleykum, Ahmet. Senin kısa süre önce Kafkas Cephesi'nin amiri olduğunu biliyoruz ancak konuşmamızın ana teması İnguş sektörü. Çünkü sen halen onun da amirisin.

Amir Magas: Ve alakum selam! Evet, ben Kafkas Mücahit’lerinin otoritelerinin uygun karar zamanına kadar bu görevleri sürdürmek zorundayım. Bana istediğin soruyu sorabilirsin.

Daymokh: İnguşetya'daki askeri operasyonlar daha yoğun ve etkili olmaya başladı.
Bunu nasıl açıklıyorsun?

Amir Magas: Geçen yıllar boyunca İnguşetya’nın savaşan mücahit gruplarını ortak bir komuta ve ortak bir nizam altında toplamak için devasa çaba harcandı.
Önceleri çok azı dışında mücahitler birbirinden bağımsız cemaatlerin otoritesi altında cihada devam ediyorlardı. Bütün mücahitlerin ortak bir nizamı ve ortak bir antlaşması mevcut değildi. Her grup farklı birinin idaresindeydi ve cihad her bir mücahidin kişisel gayretine ve yöntemine bağlı olarak sürüyordu. Bunlardan çoğu Rab’lerine kavuştular ve şimdi cennette vaat edilen nimetleri paylaşıyorlar inşallah. Bunlar gerçek mücahid ve candan Müslümanlardı. Onlar daima bizim hafızalarımızda yaşayacaklar. Tabiî ki bu süreçte bir çok hatalar yapıldı, biz bunları gördük ve çok önemli dersler çıkarttık.

1999’dan beri İnguşetya Mücahidleri arasındaki büyük kayıplara rağmen kafirler buradaki cihadın ruhuna zarar veremediler, Allah’ın izniyle bu asla olmayacak.

Bugün İnguşetya’nın çok azı hariç tüm cemaatleri Kafkasya Cephesi’nin İnguş Sektörü bünyesine girdiler. Henüz bu yapı altına girmeyen cemaatlerle de bu yönetim altında çalışıyoruz. Bütün cemaatlerin emirleri antlaşmaya göre İnguş Sektörü’nün Amiri’ne itaat ediyorlar.

Bu sektördeki savaş durumunda Özel Operasyon Grupları çok önemli rol oynuyorlar. Bu gruplar en tecrübeli mücahidler arasından seçiliyor. Onların amaçları cumhuriyette Müslümanların katledilmesi ve işkence edilmesi faaliyetlerinde aktif olarak yer alan aşağılık kişiler ve Allah’ın dini için zararlı olan diğer kişileri tasfiye etmek. Hayli profösyonel özel operasyonlar sayesinde bu yıl bir çok Allah düşmanı telef oldu.


Daymokh:
İnguş ve Çeçen münafıklar arasında bu yıl(2006) 13 Eylülde vuku bulan çatışmalar hakkında ne diyorsun?

Amir Magas:
Bu soruyu bir İnguş esprisiyle cevaplayacağım. “Allah’ım! Bunun gibisini bize her gün ver.” Bu ciğeri beş para etmezler ve çatışmaları çok da dikkate alınmaya değmez.

Daymokh:
İngushetiya.ru adlı internet sitesi şöyle bir analizde bulunuyor: "Gerçekten inguşetya'da sisteme karşı bir gerilla savaşı var. Bu savaşın nedenleri isyan hareketleri ve Çeçen direnişiyle bağlantılı. Bütün ihtimallerde, direniş hareketlerinin ortaya çıkma sebebi ülkedeki insan hakları ihlalleri, cinayetler, işkence olayları, adli soruşturmalardaki hukuksuz yöntemler ve adam kaçırma olaylarıdır." Sen bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsun?

Amir Magas:
Bugün ingushetiya.ru sitesi inguşetya’daki gelişmeler hakkında nispeten objektif haber ve yorum sağlayan çok az siteden birisidir. Bu sitenin yayın kadrosu kafirlere ve kuklalara karşı bir tavır almışlardır. Ancak onlar şeriatın da destekçisi değillerdir, hatta tam zıddıdır. Ingushetiya.ru bir hayli baskı da görüyor diğerleri gibi. Böylece bazen böyle çıkarımlarda bulunuyorlar, kendileri inanmasalar bile.

Yukarıda bahsettiğimiz her şey gerçekten de vuku buluyor. İşkence vakaları, adam kaçırmalar vs. Bu durumda insanlar intikam almak istiyor. Bu doğal bir şeydir.


Fakat bir şeyin altını çizmek isterim ki; mücahidlerin amacı her şeyden önce Allah’ın rızasını kazanma ve yeryüzünde O’nun kanunlarını hakim kılma isteğidir.
Bu kardeşlerimizin intikamı değil Allah’ın kanunlarına uygun bir cezalandırmadır.

Daymokh:
İnguş halkının mücahidlere karşı duruşunu nasıl buluyorsunuz? Değişiklik olumlu mu, olumsuz mu?

Amir Magas:
Bugün İnguş toplumu birlik değil ve bu toplumun üyeleri cihada ve mücahidlere karşı aynı bakış açısına sahip değiller. Toplum parçalanmış, aldatılmış ve kafirlerin gücü altında yaşamını sürdürüyor.

Bugün bütün dünyada olduğu gibi İnguş Müslümanları( kendilerini Müslüman olarak tanımlayanlar) Hz.
Peygamber’in dediği gibi ‘öküzün kuyruğuna yapışmış’. Onlar dünya metaı biriktirmek ve bu dünyada iyi bir dereceye sahip olmak istiyorlar.

Maalesef, çoğu Müslüman, Allah’ın gazabı altındaki Yahudilere benzemekte. Müslümanlar da onlar gibi Allah’ın emirleri içerisinde kendilerine uygun gördüklerini uyguluyorlar. Kutsal buyrukların kendi arzularını engellemeyenlerini kabul ediyorlar, diğerlerini ise kabul etmiyorlar. İşte bu Allah’ın gazabının nedenidir.

Bir zamanlar Yahudiler dediler ki: “İşittik ve itaat etmiyoruz.” Bu sözleri onların rezilliğinin sebebi oldu. Gerçekte bu söz çağdaş Müslümanların sloganı haline geldi.


Kesinlikle bu rezilliğin sebebi bu durumdur. Sadece İnguşlar için değil bütün bir İslam dünyası için…

Cihad, Allah’ın emrettiği görevlerin en önemlilerinden birisidir. Müslümanların cihada karşı duruşları, çağdaş hastalıklara karşı duruşlarına uygun olarak şekilleniyor.

Silahlı cihadın dinamikleri, imanın samimiyetine, İslami bilgi ve anlayış düzeyine derinden bağımlıdır.

Elhamdülillah, İslam’ın bütün olarak anlaşılması ve bunun sonucunda cihadın Müslümanların görevleri içindeki yerinin anlaşılması, insanların bilincinde sürekli artıyor. Böylelikle cihad gönüllülerindeki artışın her yıl arttığını görebiliyoruz.

Daymokh:
İnguş-Oset çatışmasını çözmeye yönelik bütün metodlar tükendi mi? Sizin bu soruna ilişkin bir öneriniz var mı?

Amir Magas: Öncelikle “İnguş-Oset” tanımlamasına ilişkin bir açıklama yapmak istiyorum.
Eğer 1992 sonbaharında Vladikafkas ve Prigorodniy bölgelerinde meydana gelen olaylardan bahsedersek, bu “çatışma” değildi. Bu Rusya tarafından Müslümanlara karşı gerçekleştirilen bir başka soykırım hareketiydi.

Bu Rusya’nın Kafkasya’daki öncelikli politikasıdır.”Böl ve yönet”.Ağırlıkla Müslümanların yaşadığı bir çok bölgede böyle çatışmalar vardır, İnguş-Oset tek değildir. Bu, suçlu Rusya Kafkasya’ya geldiğinde özellikle yapıldı. Önceden Kafkas halkları, karşılıklı iddialardan uzak barış içinde yaşıyorlardı.


Sonra kafirler bu diyarı bir ihtilaf merkezi haline getirdi. Bir halkın toprağını zorla aldılar, diğerine verdiler. Bu yeni toprakta yaşayan bir nesillerden sonra yeni gelen kuşaklar bu toprakları kendi mülkleriymişçesine benimsediler. İşte bu, potansiyel çatışmalar üretmek için başlıca yöntemdir.

Bu sorunların yegane çözümü vardır: Rusya’nın bu bölgeden kovulması ve İslam gücünün kurulması.
Bu çatışma bittikten sonra İnguşlar ve Osetler, sorunlarını kendi aralarında çözeceklerdir.

Rusya, Osetya’yı bu bölgedeki kirli emperyalist işleri için kullanmaktadır. Kabardino-Balkar, Gürcistan, İnguşetya gibi ülkelerin topraklarını Osetya’ya vererek Osetya’nın yıkılmasına yönelik potansiyel bir tehdit oluşturdu. Böylece bu milletler Osetlere düşman oldu ve Osetya da Rusya’ya ve O’nun askeri gücüne tamamen bağımlı hale geldi.

Burada İnguş Sektörü mücahitleri’nin pozisyonu şu şekildedir:

Kafirler tarafından kurulan sınırları kesinlikle tanımıyoruz. Yine Prigorodni bölgesi, Buru-gala, veya Osetya’ya ve herhangi bir yere bağlı olan başka bir bölge sınırlarını tanımıyoruz. Öncelikle bu topraklar Allah’a aittir. Ki O(cc) bu toprakları ümmet-i Muhammed’e bahşetmiştir. Bazı nedenlerden dolayı, özellikle her şeye kadir olan Allah’ın hakikat yolundan saptıklarından dolayı Allah buradaki insanları kafirlerin kanunları altında yaşamaya mahkum etti. Bu yüzden her Müslüman, bu toprakların yeniden Ümmet-i Muhammed’e geri dönebilmesi için çaba sarf etmelidir. Gaye adil İslam Devleti’nin kurulmasıdır.

Daymokh: Rus-Kafkas savaşı gelecekte nasıl sonuçlanabilir?

Amir Magas: Sadece Allah(c.c.) geleceği bilir, bizi neyin beklediğini bilemeyiz. Bizler sadece umabiliriz, düşünebiliriz ve O’na yardım etmesi için yalvarabiliriz.

Mücadele şimdiden Kafkasya’nın bütün bölgelerine yayıldı. Mücahidler, kafirlere ve onların her kademeden kuklalarına ellerinden geldiği kadar zarar veriyorlar. Bizler zafer için umutluyuz ve en iyi koruyucu olan Allah’a güveniyoruz.

Bu “Rus-Kafkas” çatışması tabiri de kesinlikle yanlış. Çünkü bu savaş Ruslarla Kafkasyalılar arasında değil. Bir çok Rus asıllı müslüman da diğer işgal altındaki beldelerden gelen müslümanlar gibi bizim tarafımızda savaşmakta. Buna karşın birçok Kafkasyalı münafık ve mürtet de Ruslarla beraber mücahitlere karşı savaşmakta. Bu, İslam ile küfür arasındaki bir savaştır ve inşallah bu savaşta zafer İslam’ın olacaktır!

Daymokh: İnguş halkına ne söylemek istersin?

Amir Magas: Aziz kardeşlerim;

Dünyadaki durum bize tereddütsüz şekilde İslam ve küfür arasında yaşanacak çok büyük bir muharebenin arifesinde olduğumuzu söylüyor. Kafirler artık niyetlerini saklamıyorlar ve İslam’a ve Müslümanlara karşı güç kullanarak yaptıkları saldırılarda birbirlerini destekliyorlar. Onlar “Teröre Karşı Savaş” sloganı altında birleşmişlerdir.

Bu gün herkes bu savaştaki tarafını seçmelidir. İslam’ın tarafında yada küfrün tarafında… Çünkü üçüncü bir taraf yoktur. Eğer bu mücadeleden kaçınmak istiyorsanız şunu çok iyi bilmelisiniz ki bu asla mümkün değildir. Müslümanlarla beraber savaşmayacak olursanız, işgalciler sizi kendi taraflarında savaşmaya zorlayacaklardır. Bedir Harbi’nde buna benzer örnekler vardır. Medine’ye hicret etme çabasını göstermeyen bazı Müslümanlar, gönülsüz de olsalar müşriklerin tarafında savaşmak zorunda bırakılmışlardı. Her şeye kadir olan Allah(cc), Kuran-ı Kerim’de onlar için “Ateşin Yakıtları” tabirini kullanmıştır. Bu gerçekten çok korkunç bir sondur.

Bu yüzden canlarınızla, mallarınızla ve dualarınızla cihad edin. Kalplerinizden o aşağılık kafirlerin korkusunu temizlemelisiniz. Allah-u Teala Beyine Suresi 6. ayette şöyle buyurur: “Şüphesiz Ehli Kitap ve müşriklerden olan kafirler, cehennem ateşinin içindedirler ve orada ebedi olarak kalıcıdırlar. İşte onlar yaratılmışların en kötüleridir.”

Siz Allah’tan korkmalısınız, onlardan değil. Onların güçleri sadece şeytan tarafından desteklenen bir efsaneden ibaredir. Hakiki kuvvet ancak Allah’ındır. Buna Kuran’dan bir çok örnekler bulabiliriz.

Değerli kardeşlerim! İslam, bu durumdan muzaffer olarak çıkacaktır. Allah istediği zaman o kafirleri yenecek ve rezil edecektir. Fakat sizin bundaki rolünüz ve yeriniz ne olacaktır?

Allah’ın ne sizin ne de bizim yardımımıza ihtiyacı yoktur. Fakat hepimizin O’nun yardımına ve desteğine ihtiyacımız vardır. O bizi o büyük mahkeme gününde hesaba çekecektir. Bunun için iyi amellerinizi koruyun ki en iyi amel Allah yolunda cihaddır. Allah sizlere O’nun yolunda kutsal cihada katılma imkanı verdi. O, merhametiyle sizi Müslüman olarak yarattı. O’na olan sadakatinizi ve imanlarınızda ihlaslı olduğunuzu kanıtlamalısınız.

Allah’tan korkun, O’nun rahmetini umut edin, sadık ve sabırlı olun. İnşallah Allah’ın yardımı uzak değil!

Kaynak: Çeçen Online