İşgal sürdükçe barış yok

İşgal sürdükçe barış yok

Taliban belli kabile ya da insanlarla sınırlı değildir; bölgedeki tüm Müslümanlar onunla gurur duyarlar.

 
Taliban lideri Molla Ömer, uzun bir aradan sonra sessizliğini bozdu:
 

"Hiç kimse kendi kültür ve dinine yapılan saygısızlığa ve hakarete boyun eğmez ve hoş görmez. Bir milletin Amerikan kuvvetlerini ülkesinden çıkartmak için mücadele vermemesini küçük düşürücü bir durum olarak görüyorum. Hiçbir millet hain ve paragöz insanların diktatörlüğüne rıza göstermez. Her şeyden önce yabancı kuvvetler Afganistan'dan çekilmeli, sonra da kuruluşlar silahtan arınmalıdır. Bunlar mümkün olmadıkça savaş devam edecektir. Taliban belli kabile ya da insanlarla sınırlı değildir; bölgedeki tüm Müslümanlar onunla gurur duyarlar."

SUNUŞ
Afganistan'ı işgal eden yabancı güçlere karşı son zamanlarda etkili bir direniş gösteren Taliban hareketinin lideri Molla Ömer, e-posta yoluyla Reuters Haber Ajansı'nın sorularını cevapladı. www.dunyabulteni.net adresli haber sitesinde yayınlanan röportajda Taliban lideri, "Yabancı güçler ülkemizi terk edene kadar Afganistan'daki direniş devam edecek" diyor. Medyanın Taliban aleyhine bilinçli bir kampanya yürüttüğüne vurgu yapan Molla Ömer, Usame bin Laden'le uzun zamandır görüşmediğini; fakat Laden'in sağlığının iyi olması için sürekli dua ettiğini ifade ediyor.


-Hatırlayacak olursak, Afganistan'ı yönettiği sıralar Taliban'ın ne gibi hatalar yaptığını düşünüyorsunuz ya da diğer bir deyişle, hangi hataların tekrar etmesini istemezsiniz?
-Bildiğiniz gibi Taliban hareketi Afganistan'ın savaş içinde olduğu bir dönemde iktidara geldi. Taliban zafer kazandığı bölgelerde kendi ilkelerini yerleştirmiş olmasına rağmen, biz ülkenin diğer bölgelerindeki düşmanlarımızla -Kuzey İttifakı- savaşmaya devam ediyorduk. Tüm ülke üzerinde kontrolü sağladığımız ve tam bir başarı elde ettiğimiz gerçek bir hükümet kurduk ve bu hükümeti Kur'an-ı Kerim'in koymuş olduğu yasalar ve kurallar ışığı altında şekillendirerek temellendirdik. Yabancı düşmanların saldırıları ve kâfirlerin suikastları, Taliban karşıtı kuvvetlerin desteklenmesi, güçlendirilmesi ve onları mücahidlerle savaşa hazırlamak gibi çok sayıda problemle karşılaşıyorduk. Şüphesiz bu problemlerin üstesinden geliyorduk. Şunu içtenlikle söyleyebilirim ki, biz son derece başarılı ve barışçıl bir hükümet kurduk; oysa bunu başka hiç kimse gerçekleştiremezdi.
-Amerika'nın Afganistan'a düzenlediği saldırılardan önce, Usame Bin Ladin'e saklanması konusunda yardım etmenizin yanlış bir karar olduğunu düşünüyor musunuz? Bundan pişmanlık duyuyor musunuz şu an?


-Usame Bin Ladin'e yardım ediyor oluşumuz prensiplerimize dayanan bir karardı. Eğer bu konuda bize karşı olanlar varsa, tehditlerle konuşmak yerine biraz mantıklı hareket etmeli ve amaçlara dikkat etmeliler.
-Usame Bin Ladin'i teslim etmeyi reddetmeniz iki kuvvetli bağlantınız olan Suudi Arabistan ve Pakistan ile aranızın açılmasına sebep oldu. Bu doğru bir karar mıydı?
-Ladin'i Amerika'ya teslim etme düşüncesine hiçbir zaman katılmadım. Herhangi bir kimsenin benim bunu yapacağımı söylemesi, rüya gördüğü anlamına gelir. Biz Ladin'i teslim etseydik bu çok büyük bir fedakârlık olmayacaktı.
-Ulema Şûrası'nın Ladin'e Afganistan'ı terk etmesi ricası üzerine o bunu reddetti ve ülkeyi terk etmedi. Onun bu reddi özellikle de 11 Eylül olaylarının ardından Taliban Hükümeti'nin düşmesine sebep oldu diyebilir miyiz?
-Bu durum şüphesiz medyanın bilinçli oluşturduğu bir yanlış anlaşılma ile ilgilidir; ancak bunda hiçbir doğruluk payı yok. Yüzeysel olmayı bırakıp bu durumun ayrıntılarına girildiğinde ise görülecektir ki ulema onun ülkeyi terk etmesini değil, Ladin'in kendi hesabını bırakmasını söylediler. Aksine Ulema Şûrası, Amerika ve onun etrafında olanlara karşı cihad ilan etti.
 -Canlı bomba eylemleri hakkındaki görüşünüz nedir? İslâm'ın buna izin verdiğini düşünüyor musunuz?
-Mücahitler fetva almaksızın, İslâm'ın onay vermediği hiçbir şey yapmazlar. Herhangi bir harekette bulunmadan önce mutlaka fetva alırlar.
-El-Kaide ve Taliban arasındaki mevcut ilişki şu an nasıl?
-Şu anki şartlarda daimi bir ilişki ve bağlantıya ihtiyaç duymadık. Onlar -yani El-Kaide- cihadı genel anlamda amaç edinmiş durumdalar; bizim hedefimiz ise Amerikan birliklerini Afganistan'dan çıkarmak. Bu bütün Müslümanların ortak amacıdır.


 LADEN'E DUA EDİYORUM
-2001'de Taliban'ın düşmanı geri püskürtmesinin ardından Usame Bin Ladin ile görüştünüz mü?
-O zamandan beri görmedim onu; sağlıklı ve güven içinde olması için her gün ona dua ediyorum.
-Mevcut Afganistan Hükümeti sizin ve diğer Taliban liderlerinin Afganistan'da saklandığını ve İslâmabad'dan destek aldığını düşünüyor. Şimdiki Afgan Hükümeti hakkında ne düşünüyorsunuz, Taliban'ı destekliyor mu sizce?
-Şimdiye kadar hükümet kaynaklı bir direniş görmedik. Batı medyası propagandalarında her zaman delillere dayanmadan yayın yapar ve bunların çoğu anlamsızdır. Bu yüzden de kendi savaş değerlendirmelerini spikerleri aracılığı ile medyada kullanırlar. Liderlik, direniş ve şûra Afganistan merkezlidir.
-Afganistan ve Pakistan, Afganistan'daki şiddete son vermek için mevcut konseyleri durdurma çabasında müşterek hareket ediyor. Bu çabayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Mevcut kargaşayı sonlandırmak için Taliban bu konseyleri destekleyecek mi, ya da bu konseylere iştirak edecek mi?
-Bir konsey tarafsız insanların katılımıyla oluşur. Bu konseylerin (Kabil ve İslâmabad'da faal olan) varlığına şahsen onay vermiyorum. Amerikan istihbaratı cesur ve mert Afganistan halkını kendi menfaati için kullanarak bir tezgâh düzenliyor. Diğer hükümet yetkililerinden hiç kimsenin bu tür programlara iştirak etmediğini söyleyebilirim. Yalnızca ihanet içerisinde bulunanlar yabancı güçlerin bu tür programlarına iştirak eder.


 MÜSLÜMANLAR TALİBAN'LA GURUR DUYUYOR
-Afganistan'da şiddetin son bulacağına dair neler düşünüyorsunuz? Bu yöndeki tahminleriniz neler?
-Her şeyden önce yabancı kuvvetler Afganistan'dan çekilmeli, sonra da kuruluşlar silahtan arınmalıdır. Bunlar mümkün olmadıkça savaş devam edecektir.
-Mevcut isyan hakkında Taliban'ın gerekçesi nedir? Peştun etnik grubu yabancı güçleri ülkeden çıkarmak için çabalıyor mu? Ya da Taliban yabancı kuvvetleri ülkeden çıkarmak, mevcut hükümeti devirmek ve İslâm imparatorluğu kurmak mı istiyor?
-Afganlılar Amerika ile olan savaşı daha da ilerlettiler. Hiç kimse kendi kültür ve dinine yapılan saygısızlığa ve hakarete boyun eğmez ve hoş görmez. Bir milletin Amerikan kuvvetlerini ülkesinden çıkartmak için mücadele vermemesini küçük düşürücü bir durum olarak görüyorum. Hiçbir millet, hain ve paragöz insanların diktatörlüğüne rıza göstermez. Aslında Taliban belli kabile ya da insanlarla sınırlı değildir; bölgedeki tüm Müslümanlar onunla gurur duyarlar.


 "HALK TALİBAN'I DESTEKLİYOR"
-Pakistan, Taliban hareketinin öldüğünü ve şu an ülkede yaşanan olayların Peştun ayaklanması olduğunu söylüyor. Buna katılıyor musunuz?
-Kısaca belirteyim, gerçekte tüm bölge halkı milli ve İslâmi bir ruhla bizim arkamızda. Bunun kabilecilik veya etnik bir ayrımcılık ile hiçbir alakası yok.
• Çeviri: Ayşenur Bulut / Dünya Bülteni
Müslümanlar Batı'nın etkisinde
-Taliban rejimi, kız okullarını kapattığı, Buda heykellerini tahrip ettiği ve şeriatı katı bir şekilde uyguladığı gibi gerekçelerle uluslararası camiada çok eleştirildi. Geriye dönüp baktığınızda bu kararların doğru olduğunu düşünüyor musunuz?
-Şeriat şeriattır. Müslümanların bir kısmı diğer medeniyetlerle etkileşim içindeler ve bu yüzden de uygulama ve takip etme konusunda İslâmi emirleri zor görüyorlar. Biz o okulları devralmadan önce ya hiç yoktu ya da olanlarda çok az öğrenci vardı. Kız öğrenciler için şeriatla uyum içinde olan bir strateji hazırlıyorduk. Bamiyan'daki Buda heykelerinin yıkımı ise bir arkeoloji hususudur ve politik ya da diplomatik bir önemi yok.

Dünya Bülteni