Hamas: Türkiye Arabulucu Olsun

Hamas: Türkiye Arabulucu Olsun

Hamas'ın Halid Meşal'den sonraki en etkili ismi Dr. Musa Ebu Merzuk...

Adem Özköse -Şam 

Dr. Merzuk Mısır'ın aracılığıyla Kahire'de yapılan görüşmelerin Türkiye'nin aracılığıyla İstanbul'da yapılabileceğini söyledi.

Hamas'ın Halid Meşal'den sonraki en etkili ismi olarak bilinen Dr. Musa Ebu Merzuk Şam'daki bürosunda Filistin'le ilgili sorularımızı cevapladı. Filistinli gruplar arasında Kahire'de yapılan görüşmelerin Türkiye'nin aracılığıyla İstanbul'da yapılmasına Hamas olarak sıcak baktıklarını ifade eden Merzuk, Türk Hükümeti'nin Ortadoğu'ya yönelik politikalarını da överek; "Ortadoğu'da bir boşluk var. Türkiye Ortadoğu'ya doğru attığı adımlarla bu boşluğu dolduruyor ve Arap Dünyası'nı etrafına topluyor." dedi.

Hamas'ı kendine orta yolu benimsemiş, aşırılığa kaçmayan, kültüre, bilgiye, siyasete, halka, direnişe ve adalete önem veren bir İslami hareket olarak tanımlayan Dr. Merzuk; " Hamas'ın başarısını İslami düşüncenin ve İslami projenin başarısı olarak görmek gerekir. Hamas'ın Filistin'de başarıya ulaşması dünyadaki İslami hareketlerin güçlenmesini de etkileyecekir" diye konuştu. 1996 yılından beri sürgünde yaşayan Merzuk ayrıca Filistin seçimleri, Abbas'ın adaylıktan çekilmesi, Suriye ile İsrail arasında gerçekleşen görüşmeler başta olmak üzere merak edilen bir çok konu ile ilgili görüşlerini Dünya Bülteni ile paylaştı.

-Gazze Savaşı ile birlikte başlayan bir süreç yaşanıyor. Bu süreçte Türkiye Filistin konusunda daha etkin bir rol oynamaya başladı. Hamas olarak Türk Hükümeti'nin Filistin konusundaki siyasi duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye hem tarihe olan etkisi, hem de şu anki konumu nedeniyle İslam Dünyası'nın en önemli ülkelerinden biridir. Türkiye'nin son dönemlerde Ortadoğu'ya daha fazla önem vermesini ve Arap Ülkeleri ile olan ilişkilerini geliştirmesini olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Ortadoğu'da bir boşluk var. Türkiye Ortadoğu'ya doğru attığı adımlarla bu boşluğu dolduruyor ve Arap Dünyası'nı etrafına topluyor. Filistinliler İsrail'in gerçekleştirdiği son saldırılar esnasında Türkiye'den en üst düzeyde yardım gördü. Türkiye Halkı Gazze'ye gönderdiği yardımlarla Gazzelilerin ihtiyaçlarını giderdi. Türkiye Hükümeti de siyasi olarak Filistinlileri savundu. Türkiye'nin Filistin konusunda daha etkin bir rol almaya başlaması bizi sevindiren ve bizim istediğimiz bir gelişmedir.

-Türkiye'nin Filistin meselesinde etkin bir rol oynaması başta Mısır olmak üzere bazı Arap Ülkelerini rahatsız ediyor. Hatta "Filistin meselesi Arapların davasıdır Türkiye bu konuya girmesin" şeklinde görüş beyan edenler bile var. Bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?

Filistin davası bir kavmin değil; İslam Ümmet-i'nin ortak davasıdır. Filistin davasını bir kavmin davası olarak görmek veya göstermek ise hatadır. Türkiye'nin Osmanlı'dan dolayı Filistin'le çok güçlü tarihi bağları var. Bu tarihsel bağlar nedeniyle Filistin davasında en fazla hakkı olan ve etkili olması gereken ülkelerden biri de Türkiye. İslam Ümmet-i'nin her ferdi Filistin'e, özellikle de ilk kıblemiz olan Kudüs'e karşı sorumluluk taşımaktadır. Biz bütün Müslümanları Kudüs'e karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

"TÜRKİYE'NİN ARABULUCULUĞUNA HAZIRIZ"

-Filistinli gruplar arasında Kahire'de uzun zamandır görüşmeler olmasına rağmen bu görüşmeler başarıya ulaşmadı. Filistinli gruplar bu görüşmelerin Mısır Hükümeti aracılığıyla Kahire'de değil de; Türkiye Hükümeti aracılığıyla İstanbul'da olmasına nasıl bakarlar?

Türkiye Hükümeti Filistinli gruplar arasındaki görüşmelerin İstanbul'da sürdürülmesi konusunda bir girişimde bulunursa Hamas olarak bu girişime destek olmaya hazırız. Bizim açımızdan önemli olan Amerika ve İsrail'in müdahalesi ile meydana gelen aramızdaki ayrılıkları gidermektir.Fetih'le aramızdaki sorunları çözmek ve Filistin içinde birlik sağlamak için Senegal'e bile gittik. Türkiye bize bu konuda bir teklifte bulunursa bu teklifi kabul etmeye hazırız.

-Önceden Filistin davasının en büyük destekçisi İran olarak görülüyordu. Şu an İran'ın rolünü Türkiye'nin aldığı ifade ediliyor. Bu doğru mu?

Filistinliler bugün işgal altında yaşamakta ve özgürlüğünü elde etmek için Siyonist işgale karşı mücadele etmektedir. Filistinliler olarak davamıza siyasi ve insani alanda yapılacak bütün destekleri kabul etmeye hazırız. Bu destek ister İran'dan, ister Türkiye'den, ister Suudi Arabistan'dan, ister Mısır'dan hatta Arap veya Müslüman olmayan bir devletten gelsin. Biz işgal altında yaşayan bir halkız ve özgürlüğümüzü elde etmek için kıt ve zor şartlara rağmen direniyoruz. İran'a ve diğer devletlere Filistin davasına verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyoruz. Davamızı destekledikleri sürece onlarla olan dostluğumuz sürecek. Fakat biz Hamas hareketi olarak özgür bir hareketiz ve her ne olursa olsun bir devletin veya bir başka gücün içişlerimize müdahele etmesine izin vermeyiz.

-Hamas uzun bir zamandır Gazze'yi yönetiyor. Hamas'ın iktidarından sonra Gazze'de neler değişti?

Filistin'in Gazze ve Batı Yaka şeklinde ikiye ayrılması normal ve kabul edilecek bir durum değil. Filistin bir bütündür ve Filistinliler vatanlarında bir bütün olarak yaşamalılar. Hamas Filistin halkının tercihidir ve bu tercihten dolayı Gazze'yi veya bir başka Filistin şehrini yönetme konusunda hak sahibidir. Hamas'la birlikte Gazze'ye güven geldi. Halkımız Gazze'de kuşatma altında yaşasa da adaletli ve güvenilir yöneticiler tarafından yönetildiğini biliyor ve Allah korkusu taşıyan memurların, yöneticilerin farkını görüyor. Halkımız Gazze'de Hamas'la birlikte kuşatmaya karşı direniyor. Bu direniş zafere kadar sürecek ve işgalci düşmana asla teslim olmayacağız.

-Hamas bir zamanlar İsrail'e karşı mücadele veren bir direniş hareketi olarak biliniyordu. Fakat daha sonra seçimlere katılarak hükümete dönüştü. İktidar tecrübesi Hamas'a neler kazandırdı ve neler kaybettirdi?

İktidar tecrübesi Filistin'deki İslami hareket için yeni bir tecrübedir. Hamas kadroları bu tecrübeden gerek diplomasi, gerek ülke yönetimi, gerekse de bürokrasi alanında bir çok yeni bilgiler edindiler. Biz yönetimde de olsak direniş projesine uyduk ve direnişe olan bağlılığımızı hep koruduk.

HAMAS VE İSLAMİ HAREKETLER

- Hamas sürekli olarak İslami bir dünya görüşüne ve İslami bir siyasi projeye sahip olduğunu vurguluyor. Son yıllarda İslam Dünyası'nda bir hayli popülerlik kazanan Hamas diğer İslami hareketlere örnek olabilir mi veya onları etkiler mi?

Her ülkenin kendine göre bazı şartları bulunuyor ve İslami hareketler de içinde bulundukları şartlardan etkileniyorlar. Bundan dolayı Türkiye'deki, İran'daki, Afganistan'daki, Cezayir'deki, Pakistan'daki İslami hareketleri kendi içinde bulundukları şartlara göre değerlendirmek lazım. Hamas işgal altındaki topraklarda doğan bir İslami harekettir ve Hamas'ın şartları diğer İslami hareketlerin şartlarından çok farklı. Hamas kendine orta yolu benimsemiş, aşırılığa kaçmayan, kültüre, bilgiye, siyasete, halka, direnişe ve adalete önem veren bir İslami harekettir. Hamas bu yönüyle dünyadaki İslami hareketlere örnek oluyor. Hamas'ın başarısını İslami düşüncenin ve İslami projenin başarısı olarak görmek lazım. Filistin'de Hamas'ın güçlenmesi uzun vadede dünyadaki İslami hareketlerin güçlenmesine de etki yapacaktır. Ben kişisel olarak böyle düşünüyorum.

-Batı Yaka'da Hamas'ın durumu nasıl? Eğer şartlar oluşursa Batı Yaka'da da tıpkı Gazze'de olduğu gibi bir devrim gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz?

Batı Yaka ile Gazze'nin durumu çok farklı. Batı Yaka'da kardeşlerimize hem İsrail hem de Abbas'a bağlı güçler tarafından çok büyük bir baskı var. Bundan dolayı Batı Yaka'da bir takım zorluklarla karşılaşıyoruz. Fakat biz herşeye rağmen hem Gazze'de hem de Batı Yaka'da direnmeye devam edeceğiz.

ABBAS NİÇİN ÇEKİLDİ?

-Abbas önce seçim takvimini ilan etti daha sonra da seçimlerde aday olmayacağını açıkladı? Abbas'ın bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

El Fetih'in kendi içinde bir çok problemi var. Abbas bu problemlerin içinden bir türlü çıkamıyor. Ayrıca Abbas'ın Filistin konusunda izlediği strateji ve siyasi proje başarısız oldu. Kendisi de bu durumun farkında. Abbas Amerikan Yönetimine bazı isteklerini kabul ettirmek için böyle bir yol denedi. Fakat Amerikan Yönetimi Abbas'ın çekilmesini pek de fazla ciddiye almadı.

-Hamas seçimlere girse ortaya nasıl bir sonuç çıkar? Bazı çevreler Hamas'ın Gazze'de seçimleri kaybedeceğini iddia ediyor. Neler söyleyeceksiniz?

Aslında Filistinliler Hamas'a iki kez oy verdiler. Birincisi seçimlerde oy kullanarak, ikincisi ise kuşatma ve ambargo karşısında Hamas Hükümeti'nin yanında olarak. Gazze uzun zamandır kuşatma altında olmasına rağmen insanlar Hamas'ı desteklemeye ve Hamas'ın yanında durmaya devam ediyorlar. Filistinliler Hamas'ın düşmana teslim olma yerine direniş yolunu seçtiği için cezalandırıldığını biliyor. Filistin Halkı'nın Siyonist işgal karşısındaki siyasi tercihi de direniştir. Filistin'de adil bir seçim olduğu takdirde ben Hamas'ın hem Gazze'de hem de Batı Yaka'da oylarını arttıracağını düşünüyorum.

-Batı Yaka'daki yönetim Hamas'a rağmen Filistin seçimlerini gerçekleştirmeye kalkışırsa tercihiniz ne olur? Batı Yaka'da size yakın olan adayları mı desteklersiniz; yoksa halkı boykota mı çağırırsınız?

Filistin Seçim Komisyonu Kudüs'de ve Gazze'de seçim olamayacağını açıkladı. Kanunlar da bu şartlarda seçim olmasına izin vermiyor. Ben de seçimlerin şimdilik gerçeklemeyeceğini düşünüyorum. Fakat Abbas seçim konusundaki kanunları etkisiz hale getirmek için Filistin Meclisi'ni iptal edip yerine yeni bir meclis oluşturma yönünde çalışmalar yapıyor.

-Şu anki liderlerine rağmen El Fetih Hareketi ile Hamas arasında bir antlaşma olabileceğini düşünüyor musunuz?

Filistin mücadelesi kendi içinde bölünmüş olarak kalmamalı. Bundan dolayı Filistinli gruplar İsrail'e karşı birlik olmalılar ve direniş yolunu terk etmemeliler. Biz siyasi düşünce olarak Fetih kadrolarından farklı olsak da düşmana karşı hep birlikte hareket etmeyi savunuyoruz. Gazze ile Batı Yaka arasındaki ayrılığı da bir an önce ortadan kaldırmalıyız. Filistinler'in kendi aralarında birliği sağlayacakları konusunda umutluyum ve Fetih'le aramızdaki sorunları zamanla çözecemizi düşünüyorum.

"ARAFAT TARİHİ BİR LİDERDİR"

-Yasar Arafat bundan 5 sene önce 11 Kasım 2004 yılında vefat etmişti. Arafat, diğer adıyla Ebu Ammar sizce Filistin halkı ve Filistin tarihi açısından ne ifade ediyor?


Arafat Filistin tarihi açısından siyasi ve askeri alanda önemli bir kişilik, tarihi bir liderdir. Kimse Arafat'ın Filistin tarihi açısından taşıdığı önemi reddedemez. Fakat Arafat bize göre Oslo Antlaşması'nı kabul ederek büyük bir strateji hatası yaptı. Bu antlaşma Filistin'deki mücadeleye büyük zarar verdi ve halkın bölünmesine neden oldu. Arafat'ın en büyük hatası Oslo Antlaşması'nın altına imza atmasıdır.

- İsrail Genel Kurmay Başkanı Gabi Aşkenazi önümüzdeki aylarda Gazze'ye yönelik yeni bir saldırı başlatabilecekleri açıkladı. Sizin de böyle bir beklentiniz var mı? İkinci Gazze Savaşı yakın mı?

İsrail Ordusu tabiat olarak saldırgan ve işgalcidir. Biz de canımızı ve vatanımızı korumak için işgalciye karşı direniriz. Hiç bir şekilde İsrail'in tehditlerinden çekinmiyoruz. İsrail Ordusu Gazze'ye tekrar saldırırsa yine şiddetli bir direnişle karşılaşacaktır. İslam Ümmet-i Allah'ın izniyle bundan sonraki dönemde Gazze'den daha fazla zafer haberleri alacak.

-İsrail'in Maarif Gazetesi'nde geçen hafta yayınlanan bir haberde Hamas'ın Gazze'ye menzili 75 km. olan füzeler soktuğu ve bu füzelerin Telaviv'e kadar ulaşacağı iddia edidi. Bu iddia doğru mu?

Bu sorunuz askeri konularla ilgili ve benim askeri bu konularla ilgili pek fazla bilgim yok. İsrail Basını tarafından çıkarılan bu tür haberlerin çoğu yalandır. İsrail bu tür haberlerle kamuoyu oluşturup Filistinlileri saldırgan olarak göstermeye çalışıyor.

-Suriye ile İsrail arasında süren görüşmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu görüşmeler sonucu taraflar anlaşmaya varırlarsa Suriye Şam'daki Hamas Liderliği'ne bazı alanlarda baskı yapar mı? Böyle bir tedirginlik yaşıyor musunuz?

Suriye'nin anlayışı ve siyasetine göre Filistin meselesi Golan meselesinden daha önemlidir. Suriye Yönetimi bu konuda bir çok defa açıklama yaptı. Suriye Filistin Davası'na ve Filistin'in özgürlüğüne büyük önem veriyor. Suriye'nin Filistin konusundaki bu duruşunu sürdüreceğini düşünüyoruz.

 

dunyabulteni