Hamas: İşgal sürdükçe direnişin silahı kalacak
Hamas’ın Gazze sorumlusu Halil el-Hayye, işgalci Siyonist rejimin iki yıllık savaşta hiçbir hedefini gerçekleştiremediğini belirterek, Gazze’nin yönetiminin tamamen Filistinlilerin elinde olması gerektiğini söyledi.
Hamas’ın Gazze sorumlusu Dr. Halil el-Hayye, işgalci Siyonist rejimin iki yıllık topyekûn soykırım savaşında ilan ettiği hiçbir hedefe ulaşamadığını vurgulayarak, Gazze’nin yönetiminin yalnızca Filistinlilerin elinde olması gerektiğini ve işgal sürdüğü müddetçe direniş silahının da varlığını koruyacağını belirtti.
El-Hayye, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamalarda, ABD Başkanı Donald Trump’ın “savaş bitti” yönündeki iddialarına rağmen sahada hiçbir gerçek değişim olmadığını, işgalcilerin ateşkes sürecini bozmak için sürekli bahaneler aradığını söyledi. Hamas’ın ise böyle bir gerekçeye izin vermemek için attığı adımları hatırlatan el-Hayye, ateşkesin ardından ilk 72 saatte 20 Siyonist askeri esiri teslim ettiklerini, ayrıca Pazar günü Gazze’de hâlâ enkaz altında bulunan esir cesetlerini aramak için yeni bölgelere giriş yapacaklarını ifade etti.
“Gazze’yi yönetecek olan yalnızca Gazze’nin evlatlarıdır”
El-Hayye, Gazze’nin yönetimi konusunda Hamas’ın tutumunu açıklarken, bölgenin yönetiminin ulusal şahsiyetlerden oluşan yerel bir yapıda olması gerektiğini, bunun için tüm Filistinli gruplarla mutabakata varıldığını belirtti. BM’nin görevinin ise Gazze’nin yeniden inşası olduğunu aktardı.
Filistin seçimleri konusunda da konuşan Hamas lideri, ulusal birliği güçlendirmek amacıyla seçimlerin yapılmasından yana olduklarını ifade etti. El-Hayye, ABD temsilcileri Jared Kushner ve Steve Witkoff ile yaptığı görüşmelerde, “istikrarın ön koşulunun işgalcilerin dizginlenmesi” olduğunu ve Trump yönetiminin Siyonist rejimi frenleyebileceğini söylediğini aktardı.
Doha saldırısı: Siyonist rejim için büyük bir hezimet
Hamas’ın üst düzey kadrosunu hedef alan Siyonist rejimin birkaç ay önce Doha’ya düzenlediği terör saldırısına da değinen el-Hayye, bu girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasının “işgalci rejim için eşi görülmemiş bir yenilgi” olduğunu vurguladı.
“İşgal bitmediği sürece direniş silahı da teslim edilmeyecek”
Hamas lideri, direniş silahlarının kaderine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Direniş silahı, işgalin ve saldırıların varlığıyla bağlantılıdır. İşgal tamamen sona erdiğinde, bu silahlarla ilgili sorumluluk gelecekteki bağımsız Filistin devletine devredilecektir.”
Kendisinin daha önce Fransız haber ajansına da aynı açıklamayı yaptığını hatırlattı.
El-Hayye, Filistinli gruplar ve arabulucularla bu konuda görüşmelerin sürdüğünü, anlaşmanın hâlâ ilk aşamalarında olduğunu belirtti. Ayrıca Gazze’de uluslararası bir gücün rolüne ilişkin, BM güçlerinin sadece ateşkesi izleme ve sınırları denetleme amacıyla bölgede bulunmasına prensipte karşı olmadıklarını söyledi.
Batı Şeria ve işgal terörü
Batı Şeria’daki son durumu değerlendiren el-Hayye, işgalci Siyonist rejimin yerleşimci terörü ve sistematik saldırıları nedeniyle bölgenin büyük acılar yaşadığını, Filistinlilerin ulusal saflarını yeniden örgütlemeye acil ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
“Tüm esirler serbest kalana kadar mücadele sürecek”
El-Hayye, Filistinli esirler dosyasının tüm Filistin halkı için ulusal bir mesele olduğunu belirterek, Siyonist rejimin birçok ismin serbest bırakılmasını engellemeye çalışmasına rağmen Hamas’ın tüm esirlerin özgürlüğü için mücadeleyi sürdüreceğini ifade etti.
“Yardımlar yetersiz; Gazze günde 6 bin tır desteğe ihtiyaç duyuyor”
Gazze’de ağırlaşan insani duruma değinen Hamas lideri, işgalci rejimin girişleri sınırlaması nedeniyle günde yalnızca 600 tır yardımın ulaştığını, oysa bölgenin 6000 tıra ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Yardımların akışı savaş hâlâ sürüyormuş gibi engelleniyor. Kuşatma bitmiş değil.” dedi.
El-Hayye, insani durumun son derece kaygı verici olduğunu, işgalcilerin hâlâ kritik ihtiyaç malzemelerinin girişini durdurduğunu, bu nedenle arabulucuların acilen müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamalarının sonunda el-Hayye, Siyonist rejimin ateşkesi sürekli ihlal ettiğini, bu saldırıların halkın acılarını artırdığını ve anlaşmayı tehlikeye attığını belirtti.
