Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

First Lady Melania kimdir?

Trump ailesi ilginç bir aile. Söz konusu olan Kafkaslar’dan Amerika’ya uzanan bir “manken kız”ın hikayesi.. Trump “Tanrıyı kıyamete zorlama” misyonu üslenmiş bir Eveljelik, kendini “Mesihin müjdecisi” zanneden ya da öyle bir algı üreten bir Siyonist. Ama aynı zamanda Pedefolik bir Satanist. Ne İncil ve ne de Tevrat’ın zina yapmayacaksın, adam öldürmeyeceksin emrine uymaz. En son Maduro’yu yakalayıp getirene 50 milyon dolar ödül vadetti.. Trump dilinden barışı düşürmese de, Tayvan’ı tanıyabileceğini açıklayarak bir anda Pasifiklerde suların ısınmasına sebeb oldu. Trump’un yardımcısının niye bir Hindli olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Çünkü Hindistan’ı bir yandan Çin’e karşı, öte yandan Kıbrıs konusunda ve Yunanistan'la birlikte İsrail’in yanında kullanma planları yapıyor. Bunun anlamı Çin artık Doğu Akdeniz'de bayram gösterecek demektir. Aynı zamanda ABD Hindistan üzerinden Pakistan ve İran’a da bir göz dağı vermiş oluyor. Yani ABD’nin Hind denizindeki müttefiki belli oldu: Hindistaan!

Trump’un Damadı Jared Kushner Yahudi ve Siyonist. Dahlan senaryosu’nun müellifi, David Friedman gibi danışmanlar aracılığıyla Siyonist hareketle yakın bağları olan bir isim. Damad Albayrak’ın yakın arkadaşı. Keşke o da Jared’e bir mektub gönderse ne iyi olur. Jared, Dahlan senaryosu’nun arkasındaki isim. Batı Şeria'daki yerleşimlerin desteklenmesi, Gazze’nin boşaltılması, Abraham Anlaşmaları, Büyük İsrail ve Arz-ı Mev’ud senaryosu, PKK/PYD’nin arkasındaki asıl güç bunlar. Melania bu güne kadar kocası ve oğluna karşı hiçbir açıklaması olmadı, hiç karşı bir tavır sergilemedi. Yani Melania’dan bir “Asiye” çıkar mı, bu biraz zor. Ama bekleyip görelim. Melania Trump, Kafkas kökenli Slovenlerden olduğu söylenir. 26 Nisan 1970 Melanija Knavs adıyla nüfusa kaydedilmiş. O ABD tarihinde yabancı doğumlu ilk First Lady’dir. 2001 yılında ABD'de kalıcı oturma hakkı almış ve 2006 yılında ABD vatandaşlığına geçmiştir. O bir Katolik. Melania, hemen hiçbir politik konuda, mesela Epstein ile ilgili olarak hiç konuşmadı. @mattaniahsherif ‘in Melania hakkında söyledikleri (https://x.com/mattaniahsherif/status/1959609582419923240) Epstein’in kadın ve çocuk Avcılarından Modellik ajansı (!?) sahibi Paolo Zampolli tarafından 1996 da keşfedildiği 1998’de Trump ile tanıştırılmış. Trump da Zampolli’yi, 2025’de firmasına Zampolli'yi “Küresel Ortaklıklar için ABD Özel Temsilcisi“ olarak atamış. Tabi “kızlarını uluslararası pazarda anlaşmalar yapmak için bir teşvik ve promosyon aracı olarak kullanmak üzere) @Kahlissee ‘ye göre, Melania, E. Erdoğan’a cevap vermeyecek. Bakalım ne olacak!

2000 yılında Epstein topluluğunun buluşma adreslerinden Mar-a-Lago'da çekilen bir fotoğrafta Melania, Donald Trump, Epstein ve Ghislaine Maxwell birlikte görülmüştür. Bu fotoğraf, 2020 yılında Fox News tarafından yanlışlıkla Donald Trump'ın kırpıldığı bir şekilde yayınlanmış ve özür dilenmiştir. Melania Trump, Epstein skandalı veya Epstein ile bağlantılı iddialar hakkında kamuoyu önünde herhangi bir yorum yapmamıştır. Melania’nın 2024’te yayımladığı “Melania” adlı anı kitabı, “modellik kariyeri” ve First Lady olarak deneyimlerini ele almakta, ancak bu konulara hiç değinmemektedir.

Melania Trump, özellikle 2023 sonrası Gazze'deki çatışmalar veya Filistin meselesi hakkında hiçbir kamuoyu açıklaması yapmamıştır. 2025'te Donald Trump'ın Gazze ile ilgili tartışmalı önerileri (örneğin, Gazze'nin "temizlenmesi" ve “yeniden yapılandırılması” hakkında da Melania'dan herhangi bir yorum yapmamıştır. Bu, onun bu tür hassas konularda yorum yapmaktan kaçındığını gösteriyor. Bakalım Emine Erdoğan’ın mektubuna cevap verecek mi, ya da nasıl bir cevap verecek?

Aile Katolik, Evengelik, Yahudi, Siyonist. Zaten Trump da “İbrahim buluşması diye, İslam’da reform yaparak 3’lü, “Karma bir din” için çalışıyor. İbrahimi gelenek içinde ilk kitap Hz. Musa’ya geldiği için Hristiyan ve Müslümanların Musevilerin kanatları altında buluşmasını savunuyor. Tevrat’taki emirler Yahudi ailelere özel olduğu için “İbrahimi Buluşma”nın “Nuhi yasalar” ile temellendirilmesine çalışılıyor. Bu konuda da Karay Museviliği diğer topluluklar için bir model oluşturması isteniyor. Sahi, mesela Emine hanım bu mektubu Melenia yerine İlham Aliyevin eşi Mehriban Aliyeva'ya gönderse nasıl bir cevap alırdı acaba! Ya da Abdel Fattah el-Sisi'nin eşi, “namaz kılan başörtülü” (!?) hanımı Entissar Amer'e gönderse nasıl bir cevap alırdı acaba. Ya da neden Melania’ya böyle bir mektup gönderiyor da, bu kişilere göndermiyor?

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, hükümetin İsrail’e yönelik hiçbir yaptırım uygulamayı kabul etmemesi üzerine istifa etti. Veldkamp, özellikle İsrail yerleşimlerinden gelen ürünlerin boykot edilmesi için çaba göstermişti. Ancak hükümet ortakları VVD ve BBB bu öneriye karşı çıktı. Bunun üzerine Veldkamp, Savunduğum politikayı hayata geçiremiyorum diyerek görevini bıraktı. Keşke Emine hanım bir de Caspar Cornelis Johannes Veldkamp refikası Anne Veldkamp’a bir mektup gönderip, istifa kararından dolayı kutlasa ne iyi olur.. Bu arada Emine hanıma danışmanları söylemeyi unutmuş olabilir ama, ABD’de her yıl kaçırılıp öldürülen kamu Adrenokrom için kullanılan, tecavüz edilen, sex kölesi haline getirilerek VIP ve CIP’lere sunulan, cesedi kozmetik dünyasında gençlik iksiri için kullanılan, kanı içilen çocukların sayısı Gazze’de katledilen şehid çocukların sayısından az değil. Emine hanım’a daha önceki buluşmalarında “…Güncel meselelere dair hassasiyet taşıyan bir vicdana sahip olduğunu hissettirdiği”ne göre, eğer Melania bu konuda samimi ise herhalde bunun emareleri şimdiye kadar mesela Broklin olayında görülmesi gerekirdi.

Epstein tartışmasının zirve yaptığı günlerde NewYork Polisi Broklyn’de bir Chabat Havrasının altındaki tünellerde Çocuk kurban edilen ve satanist törenlerin yapıldığı bir bölümü gün yüzüne çıkartmışlardı. Evet evet, Melania’nın kocası da, Damadı da, Netenyahu da, bu Chabat örgütünden. Ve bunların Avrasya bölgesindeki en büyük merkezi İstanbul’da. Kıbrıs’ı bunlar satın aldı. Azerbaycan’ı da bunlar satın alıyor. İstanbul’u Hazara ve Karay Yahudi devletinin örgütlenmesi için karargah olarak kullanıyorlar. Hani bunlar bir arada İslam ülkeleri hahambaşıları olarak Beştepe’yi ziyaret etmişlerdi ya, işte bunlar onlar. Şimdi de ithal, Türk vatandaşı yapılan Chabat’çılar Türk Hahambaşılığını ele geçirmek için hazırlık yapıyorlar. Onlar geldikten sonra artık ülkemizde Karnaval da düzenleniyor, Agartha toplantıları, şenlikleri de yapılıyor. Bu mektup, tekrar bu konuları hatırlamamız/hatırlatmamız için bir fırsat oldu. Melania’yı göreve çağıran bir kişi, herhalde kendi ülkesinde olan biten şeylere karşı ilgisiz kalamaz. Emine hanım, Melania için ABD “Başkanının refikası” demiş. Refik, Refika, aslında “aynı yolda yürüyen “arkadaş” demek. Aynı kökten gelen Refakat (eşlik etme), refikane (arkadaşça), murafakat (birlikte hareket etme) gibi kelimeler aynı kökten gelir. Kur’an-ı Kerimde de geçen bir kelime bu. Refik-i Ala “yüce dostluk, Ahiret yurdu’na ulaşmak anlamında kullanılır. Melania kocası ve damadı ile aynı yolun yolcusu ise zaten geçmiş olsun. O da aynı zulmün, cinayetin suç ortağı olmak demek.

Yabancılar ısrarla TeoPolitik bir dil kullanırken Bizimkiler nedense yabancılarla konuşurken dini, kavram, kurumları çok kullanmıyor, aksine çok seküler bir dil kullanıyorlar. Dini kavramları da kullandıklarında çok da doğru kullanmıyorlar. Mesela bari ortak bir değer olan “Evamir-i Aşere”den neden söz etmeyiz, “Öldürmeyeceksin” emrini hatırlatmayız. Kudüs ve Arz-ı Mev’ud konusunda, Hz. Davud ve Hz. Süleyman’a bizim bakışımızın çok daha yüksek olduğunu söylemeyiz. Çünkü onlar Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ı peygamber değil, sadece dindar bir kral olarak görüyorlar.

Mesela onlara Gazze’li çocukların , gençlerin, yaşlıların, kadınların-erkeklerin onların ölüm dedikleri şeyden neden korkmadıklarını hatırlatmak gerekirdi. Bir kere Gazze’li çocuklar “ölmek istediklerini değil, şehid olmak istediklerini” söylüyorlar. Çünkü şehidlik ölümsüzlük ve dünyanın kahır ve cefasından kurtuluş anlamına geliyor onlar için. Hem zaten bizim geleneğimizde “ölüm asude bir bahar ülkesidir. “Mevlana” birilerinin “ölüm” dedikleri şeyi, “sevgiliye kavuşma günü “Şeb-i Arus” olarak tanımlıyor. Dünya’nın geçiciliğini, Allah (cc)' nin Hz. Musa’ya, Firavun konusunda emrettiği gibi, Onları “güzel söz ve hikmetle hakka çağırırken” Allaha ve ahiret gününe imanın bir şekilde hatırlatılması gerekirdi onlara. Hakkın hatırı, bu zamanın diplomatik kurallarından önce gelir zira.. İhaneti gören çocukların yalnızlığından aslında biz de sorumluyuz.

Erdoğan’ın mektubunda elbette dikkat çeken noktalar da vardı: Evet, "ÇARPIK DÜZENE KARŞI SESİMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ BİRLEŞTİRMELİYİZ" Ama bunu İslam ülkeleri bile kendi arasında neden, nasıl olup da başaramıyor, önce bunun üzerinde düşünmemiz gerek. “Filistin'de yaşananların, bir soykırımın da ötesinde, bir grup insanın çıkarı ve rahatı için kalan herkesin ve her şeyin değersizleştirilebildiği keyfi bir uluslararası sistemin dayatılması” olduğu bir gerçek de, bu “uluslararası sistemin boyunduruğu”ndan nasıl kurtulacağız. Biz de hala bu boyunduruktan kurtulamadık, darbeler bunun için yapılıyor. “Eş başkanı” olmaya zorlandığımız yapı böyle bir yapı değil mi? Mektub’da belirtildiği gibi, "Gazze'deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı içeren bir mektubu da İsrail Başbakanı Netanyahu'ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır” da bunlar aynı senaryonun aktörleri değil mi, belki bu konuda Melaine’nin önce kocasını ve damadını ikna etmesi gerekecek. Emine Erdoğan “Çarpık düzene karşı sesimizi ve gücümüzü birleştirmeliyiz. (…) itibarsızlaştırılan uluslararası hukuk kurallarını ve ortak insani değerleri savunmak, müşterek ilkeleri etrafında kenetlenmek mecburiyetindeyiz” diyor.

Medeniyet denilen maskara mahlukun cinayetleri ilk kez yaşanmıyor. Gazze en son bir örnek. Gerçek bundan ibaret de değil. Dünyada yaşan 4 büyük ırktan biri olan, bir kıta dolusu kızıl derilileri kim katletti. Bir kıta dolusu Kara derilileri kim köleleştirdi, bir kıta dolusu sarı ırkı kim sömürgeleştirdi. Onların bugünkü güç ve servetlerinin arkasında Kızıl derililerin kanı, kara derililerin gözyaşı, sarı ırkın çalınan alın terleri yok mu? Bu günkü uluslararası sistem bu sömürü mirasını korumak için kurgulanmadı mı, 2+1 (Biri de soğuk savaş) 3 dünya savaşı bunun için çıkartılmadı mı. Böyle bakınca bizim, yarım asırdır kapısında bekletildiğimiz AB’de, bizi “ucuz asker deposu” olarak gören NATO’da ne işimiz var. Evet bu işin vakti çoktan geldi, geçti bile. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 170 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar