Esma’nın Ağabeyi, Yaşadıkları Zulmü Anlattı

Esma’nın Ağabeyi, Yaşadıkları Zulmü Anlattı

Rabia Meydanı'nda keskin nişancılar tarafından şwhid edilen ve Mısır'daki olayların simgesi haline gelen Esma'nın abisi Ammar Biltaci İstanbul'da. Biltaci, aile üzerindeki baskının sürdüğünü söylüyor.

mmar Biltaci, 23 yaşında. Mısır’daki İhvan liderlerinden idama mahkûm olan Muhammed Biltaci’nin büyük oğlu. İhvan geleneğinde büyüdü. Mısır’da diş hekimliği öğrencisiyken, 3 Temmuz 2013’te Mursi hükümetine karşı gerçekleşen darbe, onun da hayatını değiştirdi. Okulu bırakmak zorunda kaldı. Tutuklandı. Saatlerce sorgulandığını, işkence gördüğünü söylüyor. Tutuklandıktan bir gün sonra serbest bırakıldı ancak hakkında yeniden arama kararı çıktı. Hala aranıyor.

Tutuklandığı Rabia eylemleri sırasında kız kardeşi 17 yaşındaki Esma, keskin nişancılar tarafından öldürüldü.

Biltaci, şimdi Esenler Belediyesi'nin kızkardeşi Esma adına yaptırdığı parkın açılışı için Türkiye'ye geldi. Ülkesine dönerse tutuklanacak. 

Babası ve kardeşi cezaevinde

Babası Muhammed Biltaci İhvan’ın üst düzey liderlerinden olduğu için aranıyordu. Bu nedenle kızının cenazesine bile katılamadı. Kızı için yazdığı mektup daha sonra dilden dile dolaştı. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir televizyon programında canlı yayında mektubu dinlerken ağlayınca Esma tekrar gündeme geldi. 

Biltaci ailesinin iki üyesi daha, kızkardeşlerini kaybettikleri Rabia eylemlerine katıldıkları için cezaevinde. Ammar Biltaci gibi, aynı olaylarda babası ve erkek kardeşi de tutuklandı. Önce idama mahkûm edilen baba Biltaci’nin cezası müebbete çevrildi. Kardeşi Enes ise hala hapiste. Biltaci babası ve kardeşini  aylardır göremiyor. Hem görüşe izin yok hem de Mısır'da arananlar listesinde. Bu yüzden bir süredir ülkesine giriş yapamıyor.

sumeyye-ertekin-ammar-biltaci.jpg

"Doktorlara bile ateş açıldı"

Kız kardeşi Esma’yı vurulmadan birkaç saat önce görmüş Biltaci. Önce yaralandığı haberini aldığını, ardından kardeşini Rabia Meydanı'ndaki mobil hastaneye götürdüğünü anlatıyor. Kardeşinin kana ihtiyacı olduğunu ancak o sırada mobil hastanenin kan bankasının hedef alındığını söylüyor:

Tüm mevcut kan stokları yok oldu. Orada yaralı olan hiç kimseye kan nakledilemedi. Hastane yaralılarla doluydu, ama ağır yaralılar kurtarılamadı. Ambulansların ve doktorların bölgeye girmesini engellediler. Rabia’ya girmeye teşebbüs eden doktorlara ateş açıldı. Bazıları şehit düştü.” 

İki gün önce babamın yine duruşması vardı. Adam kaçırma suçlamasından 20 yıl hapis cezası verdiler. Annem babamla o zaman görüştü. Babamın manevi durumu çok iyi. Devrimin kazanacağından kuşkusu yok.

"Babam ve kardeşimi aynı koğuşa koymadılar"

Baba Muhammed Biltaci Akrep Cezaevi'nde, oğlu Enes Biltaci ise Tora Cezaevi'ndeki hücrede tutuluyor. 

Biltaci'nin diğer iki kardeşi ise anneleriyle birlikte yaşıyor. Rabia olaylarından sonra aile üyelerinin birbiriyle çok az görüştüğünü söyleyen Biltaci, görüş izni almasının çok zor olduğunu söylüyor. Biltaci, babası ve kardeşinin aynı koğuşta olma isteklerinin yasal engeli olmamasına rağmen gerçekleşemediğini anlatıyor:

Mısır’da aynı aileden iki tutuklu kişi istenildiği takdirde aynı hapishaneye sevk edilebilir diye bir kanun var. Ancak kardeşim talepte bulunduğu halde o kanundan yararlanamadı. İkisi de hapisteler ancak dokuz aydır birbirlerini göremiyorlar. Ben de, aylardır ne babamı ne de erkek kardeşimi görebildim. Avukatlarıyla bile görüşmelerine izin verilmiyor. İşkence görüyorlardı. Fiziksel işkence artık yok diyorlar. Ancak ziyaret hakkından men edildiler. Yemek kısıtlamasına tabi tutuluyorlar. Hücrelerin havalandırmasını kesiyorlar. Kötü ve insancıl olmayan şartlarda yaşıyorlar.” 

"Mısır adaletine inancımız yok"

Biltaci, ailesinin Mısır’da darbe ile iktidara gelen Sisi ve Mısır adaletine inançları olmadığını söylüyor. "Asılsız suçlamalar, tanıksız, siyasallaştırılmış taraflı mahkemelerle hukuki olmayan bir sürecin yürüdüğüne" inanıyor. Babası idam cezası aldığında nasıl tepki verdiği sorusuna da şu yanıtı veriyor:

“Her şey bekleniyordu. Benim kız kardeşimi mahkeme kararı bile olmadan infaz ettiler. Onlar bir insanın aklının alabileceğinden daha kötüler. Tabii ki şok yarattı. Darbe rejimi mümkün olduğunu düşünemediğimiz şeyleri yapabildiğini göstermiş oldu.”

Mısır’da yaşayan diğer İhvan lider ve üyeleri ile ailelerinin çok zor şartlarda yaşadıklarını söylen Biltaci, "Eğitimden men edildik, ekmek kapılarımız  kapatıldı. Müslüman Kardeşler'in yürüttüğü yardım sosyal faaliyetler de durduruldu. Tüm kurumlarımız, şirketlerimiz kapatıldı. Tutuklanma listelerine eklenmemiz hayatımızı çok etkiledi” diyor.  

Biltaci, rejimin elinde 40 bin tutuklu olduğunu ve Mısır’da yeni hapishaneler inşa edildiğini iddia ediyor.

"Mısır’da durum darbe öncesinden daha kötü"

Biltaci'ya göre Mısır’da ekonomik ve sosyal durum darbe öncesinden çok daha kötü. Ancak darbeye destek verenler bile bunu dile getiremiyorlar. Biltaci'ya göre “Çünkü Sisi’yi eleştirdiklerinde İhvancı olmakla suçlanıyorlar. İhvan da terör örgütü ilan edildiği için insanlar hapse atılma korkusu yaşıyor. Bu yüzden kimse Sisi’yi eleştiremiyor.

(AL JAZEERA TURK)