Emin Güneş : Hangi Şer Daha Ehven!?

Emin Güneş : Hangi Şer Daha Ehven!?

Hürseda Haber yazarı Emin Güneş'in yazısını iktibas ediyoruz

“Ehveni şer” kavramı bize adeta hayrı unutturdu. Artık hakkı ve hayrı arama, yerini şerlerden şer seçmeye bıraktı. Ehveni şer neredeyse hayrın alternatifi haline geldi.

Oysa şer şerdir ve hayra asla alternatif olamaz. Hani biz hayra motor, şerre fren olacaktık. Şerrin aparatı haline getirildik.

‘Hayır’ terk edilince kavga “benim şerrim senin şerrinden daha ehvendir” şekline büründü.

Ehveni şer kavramı ile ilk karşılaşmam Milli Selamet Partili olduğum yıllara tekabül eder. Biz MSP gençliği olarak cami cemaatini hayır olduğundan şüphe etmediğimiz milli görüş çizgisine davet ederken, saray uleması karşımıza ehveni şer kavramı ile çıkmıştı. Gerekçe şuydu: “Biz her ne kadar haklı olsak da güçsüzdük, zayıftık, iktidara alternatif olmaktan uzaktık. Bize verilecek destek boşa gidecekti. Öyleyse şer olan CHP ye karşı ehveni şer olan Adalet Partisi desteklenmeliydi.”

CHP Sovyet yanlısı komünist olunca komünist olmayan AP şerrin ehvenine dönüşüyordu. Oysa uzun yıllar CHP’ye genel başkanlık yapan Bülent Ecevit Özel Amerikan Robert koleji mezunu idi. Beyaz saray mollası Gülen’in “Eğer ahirette Allah bana şefaat etme imkânı verirse, ilk önce Ecevit için kullanırım...” sözü hala hatırımızdadır. Kasım Gülek, FETÖ, Ecevit ile Amerika ilişkileri bermuda şeytan üçgeni gibidir.

Bize bir Amerika’cı şer, diğer Amerika’cı da ehveni şer olarak yutturulmuştu.

Adalet partisinin alamet-i farikası açıktan Amerika’cı olması idi. Bu nedenle Amerika’nın en çok desteklediği parti AP idi. En çok düşmanlık ettiği parti de Merhum Erbakan hocamızın başında bulunduğu partilerdi. CHP’ye düşmanlığı vaki değildi. CHP Amerika ilişkileri FETÖ Amerika ilişkileri gibi çok daha sinsi ve tehlikeli idi. Bu nedenle biz günü gününe şer ve ehveni şer masalını reddederek “biz ve onlar” dedik.

Biz büyüklerimizden Amerika ve İsrail’in “şerr-i mutlak” olduğunu öğrendik. Amerika’nın mavisine, kırmızısına ve yeşiline aldanmadık. Bizi bu konuda uyanık tutan Erbakan hocamızı tekrar rahmetle ve minnetle anıyoruz.

Büyük şeytan Amerika bize sağdan yaklaşınca da soldan yaklaşınca da onu lanetlemekten geri durmadık. Gözümüzü her daim onu taşlayanlardan recmedenlerden ayırmadık. Hep büyük şeytanı havada, karada, denizde füzelerle siha’larla recmedenlerin yanında durduk elhamdülillah. Bize bu şuuru bahşeden Rabbimize hamdolsun.

Büyük şeytanla ortak proje yürütenlerle ortak operasyonlara katılanlarla gelecekte ortak proje yürüteceğini vaad edenler arasında ayrım gözetmedik. Amerika’nın eski proje ortaklarından ihaleyi alacak olması yeni ortaklara verecek olması O’nun sorunudur. Mutlak şer Siyonizm’in ıslahı kurdun ıslahı gibidir, ancak ölümü ile mümkündür.

İman edenler, sonra kâfir olanlar, sonra yine iman edip kâfir olanlar, sonra küfürde ileri gidenler…” (Nisa 137) ayeti kerimesinde olduğu gibi “Biz ve Onlar” kavramı sabit ve durağan değildir. Her zaman kayanlar olmuş ve olacaktır. Biz hiçbir zaman “Onlar ve Onlar arasında bir tercihte bulunmayacağız. Şer ve ehveni şer onlarla onlar arasındaki bir tercihtir.

Rabbim kendi yolunda ayaklarımızı sabit kılsın. Amin. (Emin Güneş - Hürseda Haber)