
Abdurrahman Dilipak
Dünya Nereye Gidiyor?
Dünya’nın nereye gittiği bizi ne ilgilendirir ki? Onun bir sahibi var. Önemli olan, biz ne yapıyor, nereye gidiyoruz? Çünkü herkes için “ancak yaptığının karşılığı vardır”. Hem de “Misgale zerretin hayran yerah ve misgale zerretin Şerran yerah” ölçüsünde.
Bir de günde 40 kez “Fatiha” okuyoruz ve “Elhamdülillahi Rabbil alemin” diye başlıyoruz. O zaman bir sorun yok demek. Hem değil mi ki, ecelinizden önce ya da sonra ölmeyeceksiniz. Şehid olacaksanız, ölümsüz olacaksınız. Rızgınızdan az ya da çok da yemeyeceksiniz, kaderinizden başka da bir kader yok. “Galu bela” zamanında “elestü bezmi”nde, Allah (cc) “Ben sizin Rabbiniz miyim” dediğinde biz “Evet” demedik mi? O ahid gerçekti değil mi, o zaman ne gam..
Hal böyle olunca şimdi kendinize dönüp bakın, bu söze ne kadar sadıksınız, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olan bir hayat mı yaşıyorsunuz, yoksa gazab vesilesi olan bir hayat mı yaşıyorsunuz.. Biliyoruz değil mi, “Allah (cc) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister”. Böyle davranıyorsanız o zaman ne gam! Evet, Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Biz şükredenlerden, sabredenlerden, direnenlerden olacağız, öyle söz verdik. Yaşadığımız zamana, mekana, olaylara ve kişilere karşı adil şahidler olacağız, bir kavme olan düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmeyecek! Kurtuluşa erenlerden olmak için, din ve devlet büyüklerini, Allah’tan başka hiç kimseyi İlah ve Rab edinmeyeceğiz.
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olduğumuz için aslında kendi ülkemiz, bölgemiz hatta tüm dünya bizi ilgilendirir. Bu dünyada yaptığımız, yapmamız gerekirken yapmadığımız, söylediğimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz herşeyden hesaba çekileceğimiz bir gün var. Onun için gelecekte muhtemel olacaklar için hazırlık yapmamız gerek.
Önce şunu görelim, biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve bugünkü gidişata bakarsak, gelecek günler, geçen günleri aratabilir. “Vel asr” da ne deniyordu? “İnsanların çoğu hüsrandadır” denmiyor, “insanlar hüsrandadır” diye başlıyor ve istisna olanları sayıyor: “İman edenler, amel-i salih olanlar, birbirlerine Hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna”.
Resulullah’a (sav) “kıyamet fitnesi”ni soruyorlar da, o “Bildiğimi bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz“ diyor. Şimdi çokça tevbe-isdiğfar zamanıdır.
Ülkemiz, bölgemiz, dünyanın genel gidişatı ortada. Zulüm had safhaya, cahillik de, yoksulluk da öyle. Aile dağıldı, çocuklar sahipsiz, adaleti ara ki bulasın. Fuhuş, uyuşturucu ve kumar aldı başına gidiyor. Batıda İhtida, İslam dünyasında İrtidat dönemi. Lut kavminden beter işler oluyor bugün dünyada. Gazze’de bebekler katledilirken uyuyan bir İslam dünyası var. Bu durum ila nihaye böyle devam edemez. “Allah’ın ipi”ni bırakanların peşinden gidenler, onlarla birlikte helak olacaklar bu gidişle. Zalimleri yakacak olan ateş, onları da yakacak.
Bakın, bu coğrafya Hz. Adem’in, Hz. Nuh’un, Hz. İbrahim’in, Hz. Eyyub’un ülkesi. Tarihin nabzının attığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Peygamberler bile “Ezel – Ebed” davası gütmedi. Ezeli ve ebedi olan yalnız Allah’tır.(cc) Kim ki böyle bir iddia ile ortaya çıkarsa Allah onları helak eder. Sakın onların peşine takılmayın. Peki bölgemizde neler bekliyoruz? Kuzeyde bir Ukrayna belası var. Güneyde İsrail, Suriye, Irak koridorunda yaşananları biliyorsunuz. Doğuda Ermenistan, İran, Azerbaycan. Orada bir de CHABAT, KARAY ve HAZARA meselesi var. Batıda ve Akdeniz’de Yunanistan.. Yarın 6 mil olan kara sularını 12 Mile çıkartırlarsa her an bir kriz çıkabilir. Bir İstanbul depremi konusu var, o bitse Egede aynı, oradan Kıbrıs ve oradan da İskenderun’a uzanan bir fay var. Sonrası malum!..
Karadeniz’de FIR Hattında, yabancılarla ortak sondaj yapıyoruz da, Allah korusun oradaki fay hattı tetiklenecek olursa, Karadeniz’de Hidrojen Sülfür bölgede bitki, hayvan ve insan hiçbir canlı bırakmaz. Hangi akılsa Parise gidip “fosil yakıt sondajı yapmayacağız” diyorlar, gelip sondaj yapıyorlar, hem de denizin 50M altında Hidrojeni yakın olarak kullanabileceğimiz halde. İnsanlar belasını arıyor gibi, hiçbir Karadeniz ülkesinin de bu konuda sesi çıkmıyor!
Bölgede “Tanrıyı kıyamete zorlamak” isteyen birileri var.. Kıyamet savaşı konuşuluyor, hani bizimkilerin “Melheme-i Kübra” dedikleri, batılıların “Argemedon savaşı” dedikleri “Tarihin sonu”nu getirecek o “Dinlerarası / Medeniyetlerarası savaş”ın platosu Amanos’un etekleri. TeoPolitik bir bilgiye sahip değilseniz bunun ne anlama geldiğini anlayamazsınız.
Bölge Mehdi’ler, Mesih’ler, Deccal, AntChirist savaşının tam merkezinde yer alıyor.(!?)
Geleceği yalnız Allah bilir. “Bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir. Allah bilir, biz bilmeyiz”. Bunu aklımızdan çıkartmayalım. Ama şunu da bilelim ki, Hayır da, şer de, ABD’de, İsrail’de, İngiltere’de, AB’de, Rusya da, Çin’de, Hindistan da, Şeytan da Allah’ın iradesi içindedir. Biz O’nun rızasına bağlı kaldığımız sürece, sonuçta mahzun olmayacağız.
Şeytanın dostlarının planlarına bakacak olursak, onlar bölgede Mehdi-Mesih tartışması ile hem Şiiler ve Sünniler arasında, hem de Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler arasında bir savaşın zeminini oluşturmaya çalışıyorlar.
Bölgede bir “Kürt devleti” kurulması, “Suriye’nin geleceği”, bu dehşet senaryosunda sıradan bir ayrıntı.. Irakta kurulacak, merkezinde “Arab şiası”nın yer alacağı, “Kutsal Şia devleti” çok daha fazla ses getirecek. İran vurulacaksa, Azerbaycan, Belücistan, Huzistan’ın geleceği önemli. İsrail’in, Suudi Arabistan’ın, diğer bölge devletlerinin geleceği ile ilgili senaryolar bu gelişmeyle bağlantılı.
Arkadaşlarla konuşuyoruz da, görünüyor ki, “İran’a operasyon yapılacağı için bölgede bütün hesaplar buna göre yapılıyor”. Amerîka İsrail dünyaya meydan okuyor, ama kimsenin sesi çıkmıyor. Trump’ın bir elinde havuç, bir elinde sopa, içeride ve dışarıda verdiği mesaj şu: “Ya bendensin ya düşmanımsın, hangisini yemek istersin” Eski Amerika da “Şeytan’ın Truva atı” idi, ama şimdi Şeytan at değiştirdi ve kalabalık bir ekiple iş başında, fazla mesai yapıyor.
Arkadaşların gözlemi şöyle: “Eskiden dünyanın belli bölgelerinde Çatışma ve savaş çıkarma planları varken, şimdi, AB ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın her yerine savaş istiyorlar. Yani Kaos’a oynuyorlar”. Dolar üzerinde ne yazıyordu: “Ordo Ab Chao / Kaostan doğan düzen”. Karışıklık insan eliyle düzeltilemeyecek bir seviyeye gelsin ki, Rab İsa (!?) (Haşa) mecburen gelsin!
İşler her an kontrolden çıkabilir. Bir “dehşet dengesi” var. İleri gidemiyorlar, geri adım atamıyorlar. ABD şu anda “dünya lideri” gibi gözükse de, yarın ne olacağı belli olmaz. Söyleyeceklerim olmayabilir ama, mesela Trump’un bir suikaste uğraması sürpriz olmaz. Yani herşey mümkün. GlobalReset’in, DSÖ’nün Şeytanları “Bütün insanlığı korkutmak sindirmek ve kuracakları yeri düzene insanlığı zihinsel olarak hazır hale getirmek için her yolu deneyecekler. Uzaylıların işgal senaryoları da hazır. Artırılmış sanal gerçeklik ile, gaibden sesler, gökten garip ışıklar, iklim manipülasyonları gibi herşey mümkün”. Trump bir maceraperest, megaloman biri. Kendine kutsal bir misyon yüklemiş, çılgınca şeyler yapabilecek hasta bir kişilik. O yapı içinde yerine yeni birini getireceklerse, bulmak hiç de zor olmayacaktır. Trump çok kullanılıyor, çabuk yıpranabilir. Kullanım süresi erken dolabilir.
Elon musk’a dikkat! Bu adam uzay ve uzaylılarla ilgili konularda bir çok senaryosu olan biri.. TransHumanizm, Nesnelerarası İnternet, NeuraLink, Ay’a, Merih’e yolculuk konuları ile çok yakından ilgileniyor. Şeytanın dostları ile gökten Mesih’i de indirir, Deccali de!?.. Mehdi ve Mesih’i de piyasaya sürebilir. İnsanları BioRezonans, BioHackerlerle birlikte, sosyal media ve yapay zeka üzerinden ipnoz da edebilir. Grok şimdiden X mesajları üzerinden yorum yapıyor. Yarın, bir video izlerken, orada söylenenler, takip edip, kulağımızın duymadığı bir sesle beynimize subliminal mesajlar gönderebilir. RF dalgaları, Leser üzerinden insan sağlığını hedef alabilir ve beyin kontrol teknikleri uygulayabilir. Şu anda sahip olduğu Starlinkler üzerinden istediği yeri yakıp, istediği bölgede elektirikleri kesebilir, akıllı sistemleri çalışamaz hale getirebilir. Musk gücünün farkında, ayrıca Şeytani bir zekaya sahip. Görünen o ki, Musk Şeytan’la da yakın temas içinde. Bunlar hiçbir gücün kendilerini yenemeyeceğini düşünüyorlar. İns’in Şeytanları Kafir cinler ve Şeytanlarla medyumlar üzerinden haberleşiyorlar. Elon Musk sanki bu konuda daha ileride gibi. Şeytan bunlara yaptıklarını süslü gösteriyor, “Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur; şüphesiz ben de sizin yardımcınızım” diyor. ayetin devamında ne deniliyordu: “(…) fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve ‘ben sizden uzağım, ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah’tan korkuyorum, Allah’ın azabı şiddetlidir’ dedi”. (Enfal 48). sonunda güvendikleri şeytanları da onları terkedecek. Şeytan onlara yalan söylüyor. “Dostum” dediklerine de ihanet edecek!
İnsanların pek çoğu Hüsranda da, aslında “inandık” diyenlerden de bir kısmı o hüsranı yaşayacak. Çünkü neye inandıklarını bilmiyorlar. Birileri de “iman ettik” demekle yakalarının bırakılıvereceğini zannediyorlar. Onlardan bazılarını da “Şeytan onları Allah’la aldatıyor”. Amentüyü ezberlediklerinde kurtuluşa ereceklerini düşünüyorlar ama pratik hayatlarında, Kader’e, rızg’a ve ecele bile iman etmiyorlar. Gelin yeniden iman edelim. Gelin, Cumanın ruhaniyetine sığınalım, dünyanın insanlığın haline bakalım, kendi halimize bakalım, Gazze’de yaşananlara bakalım, İslam dünyasının haline bakalım. Ülkemizin haline bakalım ve haydi, haksızlıklar karşısından susanlardan olmayalım. Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olalım. Selam ve dua ile.
mirathaber