Danimarka'da Filistin kökenli Esma Abdülhamit'in 2009'daki genel seçimlerde milletvekili adayı olması ve seçilmesi halinde parlamentoya başörtüsüyle gireceğini açıklaması ülkede hararetli bir tartışma başlattı.

Eski komünist Birlik Listesi'nden aday olan Abdülhamit'in, seçilmesi halinde parlamentoya başörtüsüyle girme ihtimali, geçtiğimiz sene Hz. Muhammed'i aşağılayan karikatürlerin yayınlandığı Danimarka'da halkın ve siyasilerin ikiye ayrılmasına neden oldu.


Son yapılan kamuoyu yoklamasında, Müslüman kadınların parlamentoda başörtüsü takması gerektiğine inananların oranı yüzde 48 olarak belirtilirken, bu fikre karşı çıkanların oranı da yüzde 48'de kaldı. Kararsızların oranı ise yüzde 4.

Daha önce parlamentoda başörtüsü takılmasına "hayır" diyenlerin oranının yüzde 70'den yüzde 48'e düşmesi toplumun başörtüsüne bakışında önemli bir değişiklik olduğunu gösteriyor. Aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi (DPP) Sözcüsü Soeren Krarup'un başörtüsünü "Nazi'lerin gamalı haçı" gibi "totaliter bir sembol" olarak nitelemesi toplumda tepkilere neden olmuştu. Avrupa Parlamentosu'ndaki DDP milletvekili Mogens Camre ise Abdülhamit'in "psikolojik tedavi ihtiyacı olduğunu" söyleyerek, parlamentoda

başörtüsüne yönelik sert eleştirilerde bulunmuştu.

5.4 milyonluk nüfusunun yüzde 3.5'ini Müslümanların oluşturduğu Danimarka'da siyasi partilerden gelen tepkilere cevap veren 25 yaşındaki Abdülhamit ise "farklı olma hakkını savunduğunu" belirtiyor.

Başörtüsünün tamamen kendi tercihi olduğunu ifade eden Abdülhamit, "Bunu elimi vicdanıma koyarak yapıyorum. Diğerlerinin de aynı şeyi yapmasında kesinlikle ısrar etmem" diye konuşuyor. Din ve siyasetin birbirinden bağımsız olduğunu vurgulayan Abdülhamit, seçilmesi halinde parlamentoda namaz kılmak için özel bir oda talebinde bulunmayacağını da ifade ediyor.

Bununla birlikte Abdülhamit'in açıklamalarını inandırıcı bulmadığını belirten DPP Başkanı Pia Kjaersgaard, başörtüsünün "otoriter adamlar tarafından genç masum kızlara yönelik bir mecburiyet" olarak niteliyor.

Muhalif Radikal Parti üyesi ve eski kültür bakanı Elsebeth Gerner Nielsen ise Abdülhamit'e destek vermek amacıyla, düzenlediği bir basın toplantısında gazetecilerin karşısına başörtüsüyle çıkmıştı. Nielsen, ifade özgürlüğünün kendileri için önemli olduğunun altını çizerek, "Başörtüsü takan Müslüman kadınları öcü gibi gösteren" aşırı sağcıları "milliyetçi ve açık fikirli olmamakla" suçlamıştı. Nielsen ayrıca, "Önemli olan kafamızdaki değil, ifade ettiğimiz düşüncelerimizdir" diye konuşmuştu.

Başbakan Anders Fohg Rasmussen'in fikirlerini paylaştığı milletvekili Nasır Kadir ise Nielsen'i "İslamcılara yönelik oynamakla" eleştirmişti.