Mehmet GÖKTAŞ
Çürüyen, lime lime dökülen Türkiye!
Bizim semtlerin uyuşturucu kullananları balicilerdir, biz onları biliriz. Onların annelerini babalarını biliriz, ağlayan sızlayan, genellikle “aman kurtarın oğlumuzu!” diye bizim gibilere gelir yalvarırlar. Zannedersem daha ucuz, sentetik yapıştırıcı uyuşturucu kullanırlar. Alıştıkları an önce kendilerini bitirip tüketir toplumdan tecrit olurlar, evlilerse yuvaları yıkılır, eşlerinin çocuklarının hayatını mahvederler, bu arada her şeyin faturası zavallı anne ve babasına yıkılır.
Söylediğim gibi bunlar bizim semtlerin çocuklarıdır, başlarına ne gelmişse herkes haberdardır, öfkelenmekten ziyade acırız, üzülürüz, ne yapabiliriz acaba diye düşünürüz.
Bugünlerde faş olan ve ortalığa saçılan uyuşturucu furyası ötekilerin, bizim dışımızdakilerin dünyası.
Zannedersem onlar azıp kudurmanın bir aşaması olarak adım atıyorlar bu aleme. Galiba onların kullandıkları uyuşturucular daha pahalı. Haz ve hız dünyasının bir merhalesi çünkü iğrenç fuhuşla birlikte yürüyor.
Böyle bir dünyanın varlığından çok kimse haberdardı ama şimdiye kadar bu iltihaba kimse iğne batırmamıştı, şimdi etrafa saçılıverdi.
Bizim semtin uyuşturucularına hep üzüntü ve merhamet beslendiği halde bakıyorum da bunlara hiç de bu duygularla yaklaşılmıyor. Çünkü bunların tamamına yakını tatminsizliğin, azıp kudurmanın, şımarmanın, neticesinde bu hayata giriyor.
Daha da iğrenç olanı, bizim baliciler kendi hallerinde kullanıp bir köşeye sızarken bunlar azgınlar ve sapkınlar partisi oluşturuyorlar.
Galiba bu işe ilk defa neşter vuran devlet de aynı duygularla yaklaşıyor, onları bu bataklıktan kurtarma ve rehabilite etme düşüncesiyle değil sahip oldukları konumdan uzaklaştırma yoluna gitmektedir. Hatta böylece bir yerleri temizleme imkanı elde etmektedir. Elbette doğru yapmaktadır.
Bu arada millet ülkenin çürümüşlüğünü, kokuşmuşluğunu izleyip durmaktadır.
Biz yine de moralinizi bozmayalım, müşerref olduğumuz günlerin ve gecelerin hayır getirmesini niyaz edelim.