Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Cumhuriyetin açıkları

Cumhuriyet projesi batılılaşma projesinin kötü bir taklidi olarak karşımızda duruyor. Batılılaşma bir proje. Evet. Bir dünya tasavvuru, üzerine bu tasavvuru inşa ettiği bir felsefesi var. Dünyayı modernizasyon sürecini esas olarak kodifiye eden, sekülerleşmeyi bu süreci açıklamada en önemli öğe olarak kullanan bir bakış açısını içerir bu proje. Ne anlatmaya çalışır bununla? Irk, din, renk hassasiyetini de göz önünde tutarak beyaz, hıristiyan, Avrupalı “adam” ne yaptı ise odur yol, varın ey insanlık siz de onun gittiği yoldan gidin, onun ayak izlerini takip edin, der. Budur sizi refaha çıkaracak olan, diye de ekler. Katılırsınız, katılmazsınız, çürütebilirsiniz ama savunduğu budur modernizasyonun. Kendi içinde istikrarlı, hedefi belli, arkasındaki amacı kendince meşrudur.

Gelelim bizim batılılaşmamıza… O da kötü bir “copy-cat” yani “çakma” bir modernizasyon projesidir. Taklit ama kötü bir taklit olduğu için de başarısızlık hanesi dolmuş taşmıştır. Çünkü medeniyet inşasını temellendirebileceği bir felsefesi yoktur. Batı’nın vardır. Bizim batıcılarınsa yoktur. Hiç bir şeyin, yeryüzünde varlığından söz ettiğimiz herhangi bir “şeyin” köklerinin olmaması gibi bir ihtimal olabilir mi, olamaz. Herşeyin, her varlığın, her üzerine yaslandığı, dayandığı bir temeli olmalıdır. Aksi takdirde toz olur, yok olur, iz bırakmayan yol olur. Bugün vardır ama yarın yoktur, bugün yükselir yarın düşer kırılır.

İşte bizim cumhuriyet projemiz de maalesef biraz öyle. Etrafınıza şöyle bir bakın… Bırakın görünmezler alemini, fikir dünyasını –yani cumhuriyet döneminde düşünce dünyasında ne üretti çılgın Türkler diye sormayacağım- sadece maddeye bir bakın. Madde dünyamıza bakmamız bile ne kadar sığ bir projenin çocukları olduk gösteriyor bize. Bakın şöyle bir etrafınıza… Gördüğünüz madde ya, batıdan arakladıklarımız, ya da şanlı Osmanlı tarihinden miras edindiklerimiz.

Mimarimize bakınız. İç mimarimize bakınız. Cumhuriyetin övünç kaynağı olabilecek hangi “katkıyı” insanlık aleminin hizmetine sunduğunu sorgulayınız. İç mimarimize bakınız… “hah işte! bir Türkiye mimarisi” diyebileceğiniz ne üretti Cumhuriyetin kibirli çocukları…

Nereden geldim buraya… Bir vesile ile hafta sonu bir iki mobilya mağazasına uğradım. Gördüm ki ya İtalyan klasik ya da Amerikan country (köy) stili revaçta. Biz köylüyü, köye ait olanı hor görür beğenmeyiz ama elin Amerikalısının köy evini baş tacı etmişiz. Başımın beynimin donmuşluğu arasında düşündüm biz kimiz diye… Cevaplar kafamda uçuştu… Sonuç itibariyle ne doğulu ne de batılıyız vesselam.

 yeniakit

Bu yazı toplam 970 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar