Bir Kova Su'da İsrail Sel Olur
"Her Müslüman bir kova su dökse İsrail'i sel alır" diyen...
Mübarek Ramazan ayının son Cuma günü her yıl olduğu gibi bu yıl da İslam dünyasının heryerinde etkinliklerle değerlendiriliyor. Kudüs Günü, 1979’daki İran İslam devriminden kısa bir süre sonra Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşması hedefiyle İmam Humeyni tarafından ilan edilmişti.
Kudüs Günü, dün Müslümanlarının Filistin’de 60 yıl gibi kısa bir süre önce yaşanan işgal, talan ve yağmanın unutulmaması için düzenleniyor.
Siyonist çetelerin terörist faaliyetleriyle kendi topraklarından sürülen Filistinlilerin vatanlarına dönebilmesi, Filistin topraklarında İsrail işgali ve terörünün sona erdirilmesi ve Kudüs’ün tarihsel kimliğiyle özgür biçim varlığını sürdürmesini gündeme getiriyor Kudüs Günü.
Ortadoğu’da istikrarsızlığın kaynağı olan İsrail, barış ve güvenliği yok eden bir tümör gibi. Sınırları belli olmayan bu saldırgan, işgalci ve ırkçı rejim, günümüz dünyasında uygar toplumların gözü önünde varlığını sürdürebiliyor.
Yıllar önce rahmetli İmam Humeyni, “Her Müslüman bir kova su dökse İsrail’i sel alır” demişti. Müslümanlar İsrail isimli bu rejimin yokolması gereğini devletlerine kabul ettirmelidirler.
İsrail, sadece Müslümanlar ve Hıristiyanlar için değil, Yahudiler için de tehlikeli bir rejimdir. Özellikle dünya Yahudileri, bu ırkçı ve saldırgan rejim yüzünden töhmet altındadır ve bu ırkçı rejime destek verdiklerinde her türlü nefretin hedefi olabiliyorlar.
Bugün ancak Hitlerin faşizmiyle karşılaştırılabilecek olan İsrail rejimi, Yahudileri temsil ediyor olabilir mi?
Olamaz!
Böyle olmadığı için dünyanın değişik yerlerinde Yahudiler, bu ırkçı, saldırgan ve faşist rejimle aralarına mesafe koyuyor, bu rejimin cinayetlerine karşı çıkıyorlar. Amerikan Yahudileri arasından önemli kesimlerin İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’la buluşmalarında bu konuyu altını çizerek dile getirmelerinin nedeni de budur.
Rahmetli İmam Humeyni, yıllar önce bu rejimin ortadan kalkması gerektiğini söylemekle Müslüman veya başka dinlerden insanlığa çok önemli bir hedef göstermişti. İsrail rejiminin ortadan kalkması, Yahudilere karşı bir tavır asla değildir. Nitekim İmam Humeyni de bu ayrımı dikkatle yapmış ve Siyonist rejimin Yahudileri temsil etmediğini ısrarla belirtmişti.
Yahudiler, bir rejimin saldırganlığından, cinayetlerinden, işgallerinden nasıl sorumlu tutulabilir?
Bugün Mahmud Ahmedinejad insanlığın vicdanına çok önemli bir soruyu emanet ediyor: Yahudilere karşı insanlık dışı soykırım Avrupa’da olduğu halde neden Filistinliler bu cinayetin bedelini ödedi? Neden Yahudilerin katledilmesinin cezasını Filistinliler vatanların kovulmak, topraklarının işgal edilmesi, Siyonist çetenin terör saldırıları ile ödedi? Neden Kudüs, bu bedeli ödüyor ve İsrail rejimi, bütün dinler için çok önemli olan bu kutsal bölgede gönlünce tasarrufta bulunuyor ama uluslararası toplum sesini bile çıkarmıyor?
Kudüs Günü vesilesiyle gündeme gelen en önemli gerçek, İsrail’in tıpkı utanç verici ırkçı Güney Afrika rejimi gibi tarihin çöplüğüne atılması gereğidir.
Müslümanlar başta olmak üzere, ABD’nin hegemonyasına karşı çıkan tüm güçler BM’yi Filistin’de Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin katılacağı bir referandum düzenlemeye zorlamalıdırlar. Filistin’de tüm dinî ve etnik farklılıkların bir arada ve barış içinde yaşayabilmelerinin yolu, ırkçı ve saldırgan İsrail rejiminin yıkılmasıdır.
Bu büyük ve ahlaki idealin gerçekleşebilmesi için her Müslümanın İsrail rejiminin üzerine bir kova su dökmesi yeter de artar bile!
Dünya Kudüs Günü kutlu, mübarek olsun. Ortadoğu’ya gerçek ve özgür bir barışın gelmesi için fırsat oluştursun.
Mübarek Ramazan günü oruçlu ağızlarıyla Kudüs’ün özgürlüğü için yüreklerinden kopan feryadı meydanlarda yükselten vicdan sahibi özgürlük aşıklarına semadan rahmet ve merhamet yağsın.
Rabbim bu halde yapılan duaları yüce dergâhında kabul buyursun.
fikri takip/Kenan Çamurcu
