
Abdurrahman Dilipak
Ateşkes Oldu da...
Biz kere, esir takasında Hamasın elindeki esirlerle, İsrailin elindeki esirlerin görüntüsü, Siyonistlerin çirkin yüzünü bir kere daha insanlığa gösterdi. Ateşkesin belki de en önemli sonuçlarından biri bu oldu. İsrail bir kez daha yenildi.
O enkazın altında, bitti sanılan İzzeddin Kassam yeniden, eskisinden daha güçlü bir şekilde başı dik bir şekilde yeniden ayağa kalktı.. Bu durum Siyonistleri korkuttu. İsrailden kalkan gemiler ve uçaklar başka ülkelere tam dolu şekilde kalkıyorlar. Gidenler utanç, pişmanlıkla yüklü olarak gidiyorlar. Gidecekleri yerde kendilerini kolay günlerin beklemediği bilerek ayrılıyorlar evlerinden.
ABD’nin ve Netenyahu’nun Gazzeyi boşaltma planları da çöp oldu. Artık Netenyahu, Satanist Pedefolik Siyonistlerin umudu, bunlara karşı çıkan Rabbi Musevi’lerin utancıdır!
Şimdi siyasi kriz, ekonomik, sorunlar, utanç içinde, kendi inanç, tarih ve ideolojisinden kuşkuya düşmüş aklı karışık utanç ve pişmanlık, korku ve panik içinde uykusuz geceler geçiren bir Yahudi topluluğu var işgal altındaki topraklarda.
Dün ABD, batılı ülkeler kafalarını kuma sokmuş, olup bitenleri görmezden, duymadan, bilmezden gelerek Netenyahu’ya adeta “Ne yapacaksan yap, yeter ki elini çabuk tut” diyorlardı. Bir haftada bitireceklerini sandıkları operasyonlar birtürlü bitmedi. Olmadı adam yüzüne gözüne bulaştırdı. Şimdi ona ağır bir bedel ödetecekler. Hem İsrail’i, hem Siyonizm’i küçük düşürdü. Beraberinde diğer dostlarını da, ABD’yi, İngiltere’yi, AB yi de zor durumda bıraktı. İslamoFobia senaryosu da çöktü, Filistin insanlığın vijdanı’nı ayağa kaldırdı. Epstein dosyaları ile tüm dünyada VIP ve CIPleri susturanlar, bugün tüm dünyada suçüstü oldular. Ve bu kez sadece İsrail yönetimi ve halkı değil, tüm dünyadaki Yahudilere ve onlarla iş yapan, onlara yakın duran herkes aynı korkuyu yaşıyor. Çünkü suçüstü oldular. İngiltere başından beri, Gazze’nin farklı yöntemlerle boşaltılmasını savunuyordu. İyilik yapar gibi, onların oradan daha güvenli bölgelere (!?) kaydırılması ve bir an önce Filistin devletinin kurularak başta Arap ülkeleri olmak üzere İsrail’in varlık ve güvenliğinin, meşruiyetinin tanınması için Türkiye ile birlikte hareket edilmesini savunuyordu. İnsanı yardımın engellenmesi ve desteklenmesini, hatta batılı ülkelerin İsrail’deki liberallerin de bu süreci desteklenmesini savunuyordu.
ABD daha farklı bir politika izledi. Dahlan/Kushner senaryosu ile, “Büyük İsrail”e giden yolda Arap ülkelerinin de aktif desteği ile İsrail’in ucuz işgücü ve canlı bir koruma kalkanı oluşturacak bir planı vardı. Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Ürdün buna ikna edilmişti zaten. Ama sonunda Trumpun Gazze’nin tehciri konusundaki dayatmalara karşı onlar da Hayır dediler. Bu arada Filistin‘e destek veren 9 ülke ‘Lahey Grubu‘nu oluşturdu. Bunlar İsrail‘e yakıt ve silah taşıyan gemilerin kendi kara sularına girmesini de yasakladılar. Filistin‘le dayanışma ve İsrail‘e yönelik ortak politikalar geliştirmek amacıyla Belize, Bolivya, Kolombiya, Küba, Honduras, Malezya, Namibya, Senegal ve Güney Afrika‘nın oluşturduğu “Lahey Grubu“na üye ülkeleri kutlarken, kendi kendime bu grup da niye Türkiye, Suriye, Katar yok diye sormadan edemiyorum.
Batılıların evdeki hesapları çarşıya uymadı. Suriye’de yaşananlar bütün planları altüst etti. Lübnan ve “Davud Koridoru”ndan geçerek Doğu Akdeniz’e sınır olacak Kürdistan planı da gerçekleşmedi. Oysa onlar BOP’un merkezindeki ülkeler için Haritaları çizmişlerdi. Gazze açıklarındaki doğal gaz ve Gazze’de yeni bir “CyberCity Dubai” inşa edilecekti. Gazze’liler Sina’ya doğru çekilmeye ikna edilecek, oradan da başta Türkiye olmak üzere diğer Arap ülkelerine tehcir edilecekti. Bu projeye Türkiye de ortak olacaktı. Hatta hatırlarsanız Türkiye de Doğu Akdeniz’deki petrol havzalarında petrol aramaya bile çıkmıştı. Türkiye Libya arasında bir Mavi Vatan koridoru oluşturmak için yeni bir tartışma başlatılmıştı.
Bu arada KKTC’de bir takım ilginç hareketler ortaya çıktı. Önce Rus Yahudileri, ardından CHABAT geldi. Sessiz ve derinden, KARAYLAR gündeme geldi. NUHİ YASALAR derken Türk ve İslam dünyası Hahamlar Birliği kuruluverdi İstanbul’da ve bu hahamlar Beştepe’de kabul edildiler. Damat Albayrak ve Damat Kushner, Ankara’da Washington hattında karşılıklı ziyaretler gerçekleştirdiler. O günlerde gündem olmuştu Mc Kinsey olayı. Siyonist Dahlan senaryosu ile hayata geçirilmesi söz konusu olan Başkenti bugünkü Kudüs’ün doğusunda bir yer olacak olan Filistin Devleti konuşulmaya başlandı. Türkiye de bu devletin garantörü olacaktır.
Dahlan senaryosundaki ülkeler, FETÖ’den boşalan yeri de dolduracaktı. Bu kez merkez Riyad ve Tahran olacaktı. Vitrin de Dubai. “Kızım sana söylüyorum gelinim sen dinle” mesajı yüklü “Kaşıkçı cinayeti” sonrası Suudi Veliahd prens Arap yarımadasının yeni Mustafa Kemal’i olacaktı! Sonrasında Ankara Sisi ile de Seman ile el sıkıştı. Tam Ankara’da işler yoluna girmişti, İsrail Cumhurbaşkanı Ankara’ya gelmiş, Beştepe’deki törene Süvarileri eşliğinde İsrail bayrağı ile giriş yapmış, sıra Hamas’la FKÖ’nün masaya oturmasına gelmişti. YeniDelhi ve NewYork’a el skışılmış. Erdoğan ile Netenyahunun karşılıklı ziyaretlerine gelmişti sıra.. Kassam Tugayları harekete geçti. Ve bugünlere gelindi. Trump’ın Gazzeyi tehcir planına Arap ülkeleri der karşı, batılı ülkeler de. Lahey grubu da karşı. Ankarada gelinen noktada kesin bir dille Gazze halkının tehcirine karşı olduğunu açıkladı. Aradaki ateşkesler uzun ömürlü olmadı. Bunun ömrü ne kadar olacak onu da göreceğiz. İsrail terör bahanesi ile saldırmaya devam ediyor. Bu ateşkes, İsrail için kaçınılmaz, hayati öneme sahipti. Çünkü içeride toplum isyanlardaydı. Rabbi’ler, Liberal’ler, Muhalefet acil ateşkes istiyordu. Hatta Silahlı Kuvvetlerde direniş başlamıştı. Gazze’den sonra bir de Lübnan’da askeri hareket başlamıştı. Ardından Suriye patladı. “Davud Koridoru” üzerinden SDG ile buluşma gerçekleşmemişti. “Tarzan zor durumda”ydı. Bu süreçte Türkiye ve Dahlan grubu ülkeler muhalif sivil ve politik topluluklar tarafından eleştiriliyordu. UCM kararından sonra kimse İsrail’i savunmak istemiyordu ve tüm dünyada tepkiler giderek artıyordu. Bugünkü ATEŞKES İsrail’i kurtarma operasyonudur. Gazze halkı için de, yıkılmış da olsa evlerine dönme imkanı sağladı. Evet İsrail terörle mücadele bahanesi ile saldırmaya devam ediyor. Şehidler vermeye devam ediyoruz ama bunlar İsrailin günah defterine, suç dosyasına yeni bir belge eklemekten başka bir işe yaramıyor. On binlerce Filistin’li İsrail zindanlarında bundan söz eden yok. Trump Netenyahu’yu ikna edemeyince geçtiğimiz hafta ona küfretmişti, o da Devir teslim törenine katılmayacağını açıklamıştı. Zaten bir Ameliyat da geçirdi, herhalde Washington’a gitmeyecek. Ama artık Netenyahu’nun işi çok zor. Filistin devleti üzerinden Gazze’ye bir operasyon da aynı şekilde bu saatten sonra çok zor olacak. Çünkü plan deşifre oldu. Bakalım bu arada o kukla Filistin devletini ilan edip, MOSSAD’ın izin vereceği, Türkiye’nin eğitip donatacağı Filistin polisine silah verip onları Gazze ve diğer Filistinlilerin üzerine salma planı da yapıyor olmalılar. Tabi böyle bir senaryoda Dahlanist birinin Güvenlik bakanı olması söz konusu olur. Gelinen noktada, sütten ağzı yanan Türkiye’nin ayranı üfleyerek içmesi beklenir.
Konuşulanlara bakılırsa kurulacak Filistin devletinin iç güvenlikle sınırlı bir asker-polis, zabıta gücü olacak. Öte yandan İsrail’in Askeri Personel sayısı 170.000. Yedekler: 460.000. 1650 Tankı var ve 8000 cıvarında, Askeri ve güvenlik gayeli zırhlı Araçlara sahip. Hava Kuvvetlerinin Yaklaşık 600 savaş uçağı ve helikopteri var. Ayrıca “Çelik Kubbe” diye, ülke genelinde bir hava savunma bariyerine sahip. Gazze halkının ise sadece Allah’ı var. İsrail’in arkasında ABD, AB, İngiltere ve İslam ülkelerinde dostları var! İslam ülkelerinden kimse, İsrail’e karşı Gazze’nin yanında dur(a)madı açıkça! Ve sonuç ortada. Hamas, Kassam İsrail’e ve Siyonizm’e karşı onların tarihlerinde görmedikleri bir ders verdi. Onların öteki, Satanist, Pedefolik, Siyonist, katil, ahlaksız, soyguncu yüzlerini dünyaya gösterdi! Şüphesiz ki, herkesin bir hesabı var, Allah’ın da bir hesabı var. Galip olacak olan Allah’tır. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir. Trump Beyaz saraya “fincancı dükkanına dalan Fil gibi” girdi.. O Evengelik bir Siyonist. “Tanrıyı kıyamete zorlamak”tan söz eden biri. Görünen o ki, o orada ne kendi rahat edecek, ne kendi dünyaya rahat verecek. Evdeki hesapları da çarşıya uymayacak. Zaten gelişmeler de bunu gösteriyor.
Bu süreç İsrail için de çok zorlu bir süreç olacak. Bu esirlerin/mahkumların takası, insani yardım koridorunun açılması, yıkılan yerlerin onarılması, bunlar olur. Asıl sorun Kurulacak Filistin devleti ve İsrail’in Lübnan ve Sina’ya, Golan ve Cebel-i Dürz’e doğru genişleyecek sınırları ve kurulacak Filistin devletinin sınırlarının belirlenmesi ve yapısı ile ilgili.
Ateşkes bir son değil, aslında daha zorlu bir yeni başlangıcı ifade ediyor. Bu tartışma, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye’nin sınırlarının yeniden belirlenmesine, hatta rejimlerinin şekillendirilmesini de kapsayacak bir şekilde genişleyebilir. Bu süreçte sadece Gazze ve Filistin, İsrailin komşuları değil, SDG/PYD unsurları ile bağlantılı olarak Türkiye de olacak! Rusya şimdilik sessiz bir şekilde gelişmeleri izliyor. Baltık’ta bir hareketlilik var. Baltık’taki internet hattının Rus denizaltı tarafından kopartılmasının ardından NATO’nun “Baltık Nöbeti”. Rus denizaltının Grenland açıklarındaki devriyesi, Almanya’ya Rus doğal gazının kesilmesi, Ukrayna konusundaki belirsizlik sebebi ile bir anda dikkatler Avrupa’ya kaydı. Almanya ve Fransa ABD’nin Gazze politikasına karşı çıkması da not edilmesi gereken önemli bir gelişme. Batı Avrupa’yı bölgede istemiyor. Bu durum İsrail üzerinde ayrı bir baskı oluşturuyor. Bundan sonra neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Selam ve dua ile.
mirathaber