Biliyorum, “böyle bir günde yazacak başka bir şey bulmadınız mı, hem CHP’ye akıl vermek bize mi düştü?” diyeceksiniz.

Trump denilen şu ilahlığa yeltenen sapkının ortaya attığı zırva biraz daha netleşsin düşüncesiyle bugünlük bir kaç konuyu yazma gereği duydum.

Evet, bugün CHP’nin son transferleri üzerine bir kaç şey söyleyeceğim. Müftü olarak yeni atandığım ilçede yakınlık gösteren birisiyle sık sık bir araya geliyor çay içip sohbet ediyorduk. Bu kişinin bulunduğu yerlerde benden sitayişle bahsettiğini, övüp durduğunu öğrendim. Daha sonraları vakur, aklı başında bir kaç kişi; “Hocam, dikkatli ol, o adamla aynı fotoğrafta görünmemeye çalış, size puan kaybettirir” diye uyardılar, söylediklerini yaptım, gerçekten de öyleymiş.

CHP son zamanlarda bir şeyin farkına varmış, kendi oylarıyla asla iktidara gelemeyeceğini görmüş, muhafazakâr kesime açılmış, söylemlerini yumuşatmış Kemalist keskinliklerini törpülemiş bundan netice de almıştı. Şimdi şu transferlere bir de bu gözle bakalım. CHP’den ayrıldığında Kemalizm’i tek sermaye olarak gören, CHP’yi Kemalizm’den ayrılmakla iddia eden ve bu kozla kazanacağını zanneden Muharrem İnce bu düşüncesinin hiç bir karşılığının olmadığını gördü ve geri dönüyor.

Keskinlikte onu mumla aratacak olan Cemal Enginyurt CHP’ye ne getirir ne götürür, bunun hesabını yapmak da kendilerine düşer.

Gelelim CHP’nin asıl transferlerine, kılıç şıngırdatan teğmenleri hazine bulmuş gibi bağrına basmasına. Fazla uzun sürmeyecek, bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödeyecek. Darbecilikten, tek parti diktatörlüğünden, eli kanlı geçmişinden kurtulma mücadelesi verirken mayasında bulunan darbe severliğine atlayıvermesinden ileride pişman olacağını düşünüyorum.

Aslında ben bunları sadece CHP için söylemiyorum, bu gerçekleri günlük hayatımızda hepimiz göz önünde bulundurmalıyız. Bize zarardan başka hiç bir katkısı olmayacak insanlarla beraber olmadan önce iyi düşünmeliyiz.

Herkese hayırlı cumalar diliyorum.