‘Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe…’

2013’e kadar ilkokullarda okutulan öğrenci andının sadece Türklükle ilgili kısımları tartışılıyor. 

Mustafa Kemal’e bağlılık andı kısmının da tartışılması gerekmez mi? 

*** 

AK Parti hükümeti tarafından kaldırılan ve yeniden okutulması talebi Danıştay tarafından reddedilen öğrenci andının ihyası için çırpınan Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a soruyor: 

“Andımız’ın hangi cümlesinden rahatsızsın?” 

Kemalist öğrenci andına ben de karşı olduğum için bu soruyu üzerime alınıyorum ve cevap veriyorum: 

“Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.” cümlelerinden rahatsızım mesela. 

*** 

Tek partili ve Takrir-i Sükun’lu cumhuriyet (!) yolu yol değildir. 

Rengârenk bir toplumu tek renge indirgeme yolu yol değildir. 

Radyolarda Türk müziği çalınmasını yasaklamaya, hatta “Şapka İnkılabı”na karşı çıktı diye adam asmaya kadar varan zorla Batılılaştırma yolu yol değildir.  

İnsanların asaletini kafataslarının şeklinde veya damarlarında akan kanda arama yolu yol değildir. 

İlahi vahye “Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları” demek, sözde Medeni Bilgiler dersinde çocuklara İslam’ın Türkleri uyuttuğu propagandasını yapmak yol değildir. 

Kendi heykellerini diktirmek ve şairlere yazarlara kendini “Ey Samsun’da karaya çıkan ilah”, “Atatürk’ün tapkınıyız", “Atatürk ekber!” diye ululatmak yol değildir. 

Bana göre değildir. 

Herkesin tercihi kendine… 

Benim yolum olamaz bu. 

Mustafa Kemal’in açtığı yolda, gösterdiği hedefe asla yürümeyeceğime ant içerim ben. 

Buna saygı gösterilmesini, en azından demokratik tolerans gösterilmesini beklerim. 

Benim gibi düşünenlerin çocuklarının yakasından düşülmesini isterim. 

Kemalistlerin çocukları Mustafa Kemal’in çizdiği yola ve gösterdiği hedefe mugayir bir davaya mütemadiyen bağlılık yemini etmeye zorlansa, onların hoşuna gider mi? 

*** 

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 1994 yılında Türkiye Günlüğü dergisinde yayımlanan “Bir Başka Açıdan Atatürkçülük” başlıklı makalesinde demişti ki:  

"Atatürk’ü sevmek için bütün geçmişi ayaklar altına almak zorunda olmadığımız gibi, bu ülkede yaşayan herkesi ille de Atatürk'ü sevmek zorunda bırakmak gibi bir mecburiyetimiz de yoktur. Zorladığınız zaman o insanları münafık edersiniz." 

Nokta.

Bu yazı toplam 1419 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar