Abdurrahman Dilipak :  Şimdi Sırada ne Var?

Abdurrahman Dilipak : Şimdi Sırada ne Var?

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak : Şimdi Sırada ne Var? /Habervakti.com

Simpson’lardan al haberi!. Ya da en iyisi astroloji sanırım!?. Ne de olsa kendi içinde bir mantığı var. Jeologlar “epistemolojik yanılsamaları”ndan kurtulana kadar bununla idare edebiliriz. Kahve falı bile işe yarayabilir. Şira, Tarık mı diyorsunuz, ya da Niburi, Marduk, her neyse, komplo onlar, “Tanrıların Arabaları” gibi bir şey.!? Hurafe! Siz bilime inanacaksınız. Bilim artık “iman” konusu. Bilim kurulunuz yok mu sizin, onlara sorun, CoVID günlerinde olduğu gibi.. HAARP’miş hahaha! Yok Chemistrail miş? Kafayı mı yediniz siz. Güneşin zararlı ışınlarından korumak için, dünyanın ısınmasına karşı korkuma kalkanı, koruma bariyeri, sentetik bulut yapıyorlar. Her şey sizin için.

Yok canım, daha neler, uzaydan yere “Titanyum kazık” mı fırlatıyorlarmış!. Millet kazığı yemiş yemesine de, bir de cinsine mi bakmamız gerekiyor!. “Bunlar fazla uzay filmi, çizgi film izliyorlar ya da o yeni kuşak oyunlardan oynuyorlar herhalde. Ya da MeteVeste çocukları bunlar!” değil mi, yoksa millet nereden uyduruyor bunca şeyi!?

Tanrı'nın sopası” diyince Lutheryen’ler dün “Türkler” diyordu, bugün akla başkaları geliyor. Zaten onlara göre, Gök-Magog Türklerin soyundan, AntiChirist de onların arasından çıkacak.

Tamam, “Tanrının sopası Türkler” diyenler mi Türkler’e bu sopaları fırlatıyor aceba! Biirilerinin bu konuda bir diyecekleri var mı? Sahi şu “uzaydan atılan Titanyum çubuklar deprem yapıyor yetkililer ne yapıyor” diyorlar ya, bu konuda konuşan birileri var mı?. Stratejik Düşünce Enstitüsünde Türkiye Uzay Ajansı Başkanı bu konuda akademik çalışmalar yapıldığını bildiğini söylüyor. "uzaydan bırakılan titanyum ve tungsten gibi özel alaşımlı 10 metre çubuklar, yerin kilometrelerce altına kadar inebiliyor, fay hattına atıldığında oluşan depremleri tetikleyebiliyor”. (Titanlar biliyorsunuz bir Tanrılar topluluğu. Titanlarla Olimposlular kendi aralarında 11 yıl savaşmışlar. Bu Çubuklar da bu Tanrılara adanmış çubuklar. Ve bunlar yeni kuşak Tanrılardan. Hani İnsan Tanrı olacaktı ya, işte onlardan!”. Bu saldırı silahlarını konvansiyonel sistemlerle fark etmek ve önlemek mümkün de değil. Bu çubuklara “onlar Tanrının Çubukları” diyorlar. Siz kısaca “Zamane savaş tanrılarının sopaları” diyebilirsiniz. Savaş mühendisliğinde buna “Uzay savaşı” ya da “Kinetik Bombardıman” diyorlar.. Bu 2000’li yılların başından beri biliniyor. Onlar buna "Rods from God", "Hypervelocity Rod Bundles" da diyorlar. ABD Hava Kuvvetleri 6 metre cıvarındaki bir çubuğun 12 bin km hızında, yani Mach-10 hızında yere çarpılması durumunda 12 Ton’a yakın bir enerjinin açığa çıkması söz konusu olacaktır.

Wikipedia, Japonya’daki Nükleer patlama ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası saldırısı, 2. Dünya Savaşı'nın son aşamasında 6 Ağustos 1945 Pazartesi saat 08.15'te ABD'nin Uranyum-235 tipi atom bombası "Little Boy" (Küçük Oğlan) ile Hiroşima'ya ve 9 Ağustos 1945 Plütonyum-239 tipi atom bombası "Fat Man" (Şişman Adam, resmî adıyla Mark III) ile Nagasaki'ye gerçekleştirdiği saldırı. Nagasaki'ye düzenlenen atom bombası saldırısı ile birlikte askerî tarihte gerçekleştirilen tek nükleer saldırdı.” Wikipedia’dan alacaksın haberi ya da Simpson’lardan. Adamlar Maraş depremini 45 dakika önceden bilmiş ve deprem konusunda hiçbir etkileşim yokken, Türkçe sayfada depremi TT olarak yayına hazırlamışlar.

Bu Amerikalılar eğlenceli adamlar(!?), baksanıza bombaya ne ad vermişler: Küçük oğlan, ardından gelen Şişman adam! Dünyada saldırı amacıyla kullanılan ilk atom bombası'olan Little boy 6 Ağustos 1945 sabahı ABD tarafından, Japonya’nın Hiroşima şehrine atıldı. Hiroşima şehrinin 550 metre üzerinde patlatılan nükleer bomba, 18.000 ton TNT (Trinitrotoluen) patlayıcıya eşdeğer gücündeydi. Titan çubuklar 12 ton patlayıcıya eş değer ama bir tek atom bombası 18.000 ton patlayıcıya eşdeğer. Ama tabi ki, “fünye” olarak bakarsanız bu titan çubuklarının infilak gücü bu anlamda çok büyük.

1945'in sonuna kadar Hiroşima'da atom bombası saldırısından dolayı yaklaşık 140.000, Nagasaki'de ise 80.000 kişi öldü. 2007'de, Nagasaki belediyesinin resmî listesine göre, o an öldürülen veya daha sonra atom bombasının etkisiyle ölenlerin toplam sayısı 143.124'e ulaşmıştı. Bakın, bizde, göreceksiniz, yaralıların durumunun netleşmesinden sonra, son depremde hayatını kaybedenlerin sayısı, iki atom bombasından hayatını kaybedenlerden belki de 3 kat daha fazla olacak.

1 megatonluk nükleer bombanın meydana getirdiği ateş topu 90 km. öteden güneşten 30 kat daha parlak görünebiliyor. 100 kilotondan küçük bombaların ateş topları bile 600-700 km. uzaklıklardan görülebilir.

Nagazaki'ye atılan “Fat Man(Şişman Adam)” dedikleri bombanın uzunluğu 3,5 metre, yarıçapı 1,5 metreydi ve ağırlığı 4,5 tondu. 2 atom bombasının atıldığı iki şehrin arası 420 km idi. Hiroşimanın bulunduğu adanın eni Masuda’ya kadar olan kısım 90-100 km kadardı. Hrişoma denize yakın tarafdaydı. Nagasaki çok daha dar bir liman bölgesi idi. Bizde depremin gerçekleştiği yerde, 10 ilde yaklaşık 15 milyon kişi yaşıyordu. Depremler toplamda 110 bin kilometrekarelik bir alanı etkiledi ve Japonya’daki atom bombasının sebep olduğu büyük bir yıkıma sebeb oldu. Depremin etki alanı birçok Avrupa ülkesinin tamamından daha büyük. Bu depremlerinin karasal alanda yayılan etkisi dünya üzerinde 100'e yakın ülkenin, her birinin yüzölçümünden daha büyük. Birçok büyük Avrupa ülkesinden daha büyük bir alana karşılık geliyor bu durum.

Bu arada Titanyum çubukları ile savaş, uluslararası sözleşmelere rağmen gündemde. “Kinetik Yörünge Saldırısı” savunma sektörünün yabancısı olduğu bir kavram değil. Öte yandan, 27.1.1967’de imzalanan "Dış Uzay Anlaşması" da denilen; "Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dahil, Dış Uzayın Kullanımı ve Araştırılması Yönündeki Devlet Faaliyetlerini Denetleyen Prensipler Anlaşması" adlı sözleşme, Dünya ülkelerinin uzaydaki hiçbir uyduya veya gök cismine, nükleer veya biyolojik hiçbir kitle imha silahı yerleştirilemeyeceğini söylese de, savaş, zalimlerin dünyasında. yasa tanımıyor.

Şimdi “kıyamet saati”, Kudüs, GAP bölgesi, Suriye, Irak ve İstanbul için, Ege için çalışıyor ve birileri yangına körükle gidercesine “Tanrıyı kıyamete zorlamak”tan söz etmeyi bırakıp, işe koyuldular.

Daha bilgili, daha dürüst, daha cesur, daha sabırlı, daha çalışkan olacağız. Uzun soluklu bir mücadeleye hazır olmalıyız. Tefrikaya düşmemeliyiz. “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez / toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez”, tabi ki, Allah’ın ipine tutunursak, Onun yardımıyla.

Söz konusu olan sizin ve ülkenizin geleceği. Bu anlamda “hiç kimse dünyada olup bitenleri, görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir.”

Her zaman söylediğimiz gibi, “dünyanın tüm erdemli insanları birleşiniz”. Selam ve dua ile.

5gvirusnews