Abdurrahman Dilipak Kitabın Ortasından Konuştu: Vay Memleketin Haline

Abdurrahman Dilipak Kitabın Ortasından Konuştu: Vay Memleketin Haline

Yazar Abdurrahman Dilipak “Türk Sovyeti” başlığı verdiği yazısında “Farkında mısınız, bu “Bankamatik danışmanlar” kendi Sovyetlerini oluşturmaya çalışırken birbirinin ayağına basmaya başladılar” dedi.

Yeni Akit’ten ayrılan Abdurrahman Dilipak, Şevki Yılmaz’ın sahibi olduğu Haber Vakti haber portalında yazılarına devam ediyor. Dilipak, bugünkü yazısında da çarpıcı ifadelerde bulundu.

“Türk Sovyeti” başlığı attığı yazısında Abdurrahman Dilipak, “Farkında mısınız, bu “Bankamatik danışmanlar”, bilim kurulu üyeleri, bu yerli ve milli zamane “Kadroları”, hani şu mediadaki kalem sahipleri, zamane Burjuvası malum iş adamları kendi Sovyetlerini oluşturmaya çalışırken, dünden bugüne sessiz ve derinden ilerleyen derin yapılar birbirinin ayağına basmaya başladılar sanki. Bunlar, süt dişleri dökülüp köpek dişleri çıkınca yasama, yargı ve yürütmeyi de takmazlar. Ve kendi aralarında servet ve iktidar hesaplaşmasına girerlerse vay memleketin haline. Sokaktaki kalabalıklar, mayınlı tarlalarda birbiri ile uğraşırken, atı çalan Üsküdar’ı geçmez inşallah.” görüşünü dile getirdi.

“Dikkat, Türk Sovyeti, sizin kanlarınız ve gözyaşlarınız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyor.” diyen Abdurrahman Dilipak, “Birbirinize karşı kazanacak bir zaferiniz yok, birlikte kazanacağınız tek bir zafer var, o da emperyal hesaplar yapan global çeteler ve de onların yerli işbirlikçilerine karşı direnmekle mümkün. Bu nasıl mı mümkün olur? Hasbunallah! Vekil olarak Allah yeter! Onun kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Hele bir birlik olun, Hakk’ta toplanın! Onların gücü bizim dağınıklığımız, cahilliğimiz kadar büyüktür sadece!” dedi.

Abdurrahman Dilipak yazısının şöyle sonlandırdı:

“Türkiye’deki bu “derin kabus”dan kurtulmadan kim kimdir, onu asla anlayamayacağız. Sabatay, Pakradun falan filan, konuşur dururuz, daha dün olan 15 Temmuz’un bir asıl gerçeğini anlamak mümkün değil.

Bakın, eğer bir yerde siyasetçi, bürokrat ve iş adamı meşru olmayan bir iş için bir araya gelmişlerse, şeytan orada bir üçgen kurar. İşte asıl Şeytan Üçgeni budur. Yapı zamanla derinlik kazanır, yeraltına doğru iner, o zaman 2. Bir üçgen oluşur orada Yargı, Stk ve Media bu üçgenin uçlarında yer alır. Artık bu yapıya kim yakalanır ya da girer ise sistemin bir parçası olur. O artık kendisi de değildir. Farklı bir boyuta geçer. Bu yapılara yaklaşmayın! Onlardan uzak durun, sonra onları yakacak olan ateş sizi de yakar.

SSCB’de Sovyet dağılsa da, bir çok ülkede “yeni Sovyet” rejimi dimdik ayakta. En büyük ve tehlikeli Sovyet’in Rusya’da değil, ABD’de olduğunu son pandemi(!) sürecinde görmedik mi?”(Ajanslar)