Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Yaranız varsa iyileştirin yoksa kaşırlar, kanatırlar!

Yaranız varsa, özellikle yaranız açıkta, görünür halde ise yapacağınız tek şey o yarayı çabucak iyileştirmek, tedavi etmek, kabuk bağlatıp kurutmak, vücudun diğer noktalarından farksız hale getirmektir. Aksi halde mikrop toplar, sonu kötüye gider.

Ve daha da önemlisi açıktaki o yarayı birileri kaşır, kanatır, buna kolay kolay engel olamazsınız.

Eğer sizin evinizdeki fertlerden birisinin gelininizin, kızınızın oğlunuzun ağıt sesi her gün dışarıdan duyuluyorsa iyi bilin ki dışarıdan birileri bir gün sizin kapınızı çalacak, ister iyi niyetle olsun ister kötü niyetle olsun elini uzatacak, müdahale edecek yani o yarayı kaşıyacaktır.

Meseleyi biraz daha geniş anlamda ele alalım; Ülkenizde birlikte yaşadığınız insanları, özellikle azınlıkları mutlu etmezseniz, edemezseniz, yüzlerini güldüremezseniz unutmayın ki onları dışarıdan birileri hem de sizin düşmanlarınız mutlu etmeye yeltenecek, sizin vermediğiniz haklarını almaya çalışacak. Daha da kötüsü onları kurtarıcı olarak görecek, işgale bile çağırabilecektir.

Tarihe dikkatlice bakın, savaşların büyük bir kısmı bu yüzden çıkmış ve çıkmaya devam etmektedir.

Yaşadığımız şu coğrafyaya iyi bakalım. İslam ülkelerinin tamamına yakını azınlıklarla dolu. Şu anda Suriye böyle bir tehlikeyle karşı karşıya değil mi?

İşin daha da kötü yönü, dışarının içeriye karışması için bahanelere destek olanlar, azınlıkları işbirlikçi ve hain olarak damgaladıklarında felâketin boyutları daha da büyüyecektir.

Yapılması gereken, müdahale etmek isteyenlere adil bir yönetimle fırsat vermemek, azınlıklara;

“Burası bizim vatanımız, biz burada mutluyuz, hep birlikte yaşıyoruz...” dedirtebilmektir.

Bunu yapabilmek için farklılıklara tahammül edebilmek her şeyden önde gelmektedir.

Yok eğer o seviyeye gelememişsek, kendimizden başkalarına tahammül edemiyorsak -Allah korusun- bizim ödeyeceğimiz büyük bir bedel var demektir.

Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 467 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar