Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Vicdan

Vicdan, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır.

VCD; vecd, coşmak “aşkın bir değer” yükleme anlamına gelir. Vicdan sözcüğü Arapça bir ifadedir ve (v-c-d) kökünden türetilmiştir. Sözlükte “bulmak, zenginleşmek, sevmek, üzülmek, öfkelenmek” anlamlarındaki vecd kökünden mastar olan vicdan ve aynı kökten vücdân, cide gibi sözcükler “bolluk, rahatlık, zenginlik”, vecd ise üzüntü ve sevgi manasına gelmektedir. Vicdan Arapça’da sembolik bir ifadedir ve “vecede” fiil kökünden türetilmiştir. “Vecede” fiilinin mastar kalıbı olan “el-vucud” beş duyu organı aracılığı ile “bulma”yı ifade eder. Bir şeyin tadını, sesini, kokusunu, sertliğini bulmak, fark etmek, algılamak manasını ifade etmektedir.

Rahmet, merhamet sözlüklerde; “bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak tanımlanmakta olup, neo-spiritüalist terminolojide kullanılan terimlerden biridir. Neo-spiritüalist görüşe göre merhamet, insan ruhunun “Dünya Okulu”nda edinmesi gereken temel ruhsal yeteneklerden biridir. Bu görüşe göre, kişinin acınacak bir hale gelmiş, bir felakete uğramış veya benzeri hallere düşmüş, ıstırap çeken bir insana acıyarak, o insanın çektiği ıstırabı kendi yüreğinde hissetmesi, ıstırabını paylaşması kişiye, onun başına gelen olaydan ıstırap çekerek edindiği deneyimi (aynı olayı yaşamasına gerek kalmaksızın) edinme olanağı sağlayabilir.

Arapça bir kelime olan merhamet, r-h-m kökünden türemiştir. “Yumuşak kalpli, müşfik, yumuşak davranışlı” demektir. Mesela ana babaya saygı ve itaat etme, çocuk sevgisi, akrabayı ziyaret, yaşlılara, yoksullara, sakatlara, yetimlere, kimsesizlere yardım etme gibi erdemler merhametin yansımaları olarak kabul edilir. Bunlar “güzel ahlak” örnekleri, ama birilerinin bizi aldatmasının bahanesi olmamalı. Birileri bu değerleri kullanarak insanları aldatmak isteyebilir. Onun için kitap, “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” der.

Allah (cc), Hz. Musa’ya, Firavun’a gitmesini ve ona “güzel söz ve hikmetle” Hakkı tebliğ etmesini söyler. Aslında bizim sadece dostlarımıza, değil, genel olarak onların kötü hallerini övmek anlamında değil, onların güzel işlerini takdir etmek ya da onları güzel işlere davet konusunda onların kalbine dokunmaya davet eder. Bu sadece insanlar için değil, hayvanlar, hatta bitkiler için de böyle. Bu canlılar için sanılıyordu, oysa insanın sahip olduğu iyilik duygusu, yaydığı enerji ile su gibi, hava gibi, cansız maddelerinin atomlarının frekansını etkileyebiliyor.

Mesela Masonlar, Roteryen’ler “yardım ediyoruz” sloganı ile hareket ederler. Misyonerler de Afrika’da hep buna benzer kulağa hoş gelen kavramın arkasına saklandılar. Hep söylüyorum: Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı olur bazan. Oltaya takılan yeme kanmamak gerek. Şeytan bize nefsimize hoş gelen şeylerle yaklaşır. Rotaryenler kendilerini “Dünyayı aydınlatmak için yanan mumlarız” diye tanıtıyor. Artık bir sürü “Yeşil Mason”, “Yeşil Rotaryen”, Yeşil Leo-Lions, Lioness”lerimiz de var. İnandıkları gibi yaşamayınca, yaşadıkları gibi inanmaya başlıyor insan. Geçen gün evinden kaçan üç küçük başörtülü kız,Uzakdoğu’da hızla yayılan “K-Pop” tehlikesi hayali peşindeydiler. Bizimkiler İstanbul sözleşmesinin peşine nasıl takıldılar, Lanzarotte’ye destek verdiler, GENDER ve BİREY tanımından nasıl rahatsız olmuyorlar, “toplumsal cinsiyet” konusunu artık nasıl kabul eder hale geldiler!

FETÖ de “Hizmet hareketi” diyordu kendine değil mi? Uluslararası Rotary Başkanı 17 Ekim 2014’de Sözcü’ye konuşmuştu.Gary C.K. Huang, şöyle diyordu: “Ne dini ne de politik bir hedefimiz yok. İdeolojilere değil insanlığa hizmet ediyoruz”. GreatReset’in hedeflediği gibi “Din, politika, ideoloji, gelenek ve ahlaktan bağımsız BİREY’lerden oluşan bir toplum” hayali. Yani “Ne sağcı, ne solcu, futbolcu!”

Ro-tary Club’ü 1905’deAvu-kat Pa-ul Har-ris, Chi-ca-go’da ‘hiz-met ül-kü-sü’nü be-nim-seyen bir si-vil hiz-met ku-lü-bü olarak kurmuş.. “Ken-din-den ön-ce hiz-me-t” ve “En iyi hiz-met eden, en çok ka-za-nı-r” sloganı ile bugün 260 ül-ke-de, 1.2 mil-yon Ro-tar-yene ulaşmışlar. Bunlara başvurup üye olamıyorsunuz, ancak davet edilerek üye olabiliyorsunuz. Örgüte sizi davet eden kefiliniz oluyor bir bakıma. Otokontrol var. Örgüt dışa kapalı ve gizlilik kuralı var.

Bu arada 2014’de Tür-ki-ye’de 70 ku-lüp ve 2000 üye-leri varmış. BM’de 42 Rotaryen varmış. BM, Rotary Günü’nü kutlarmış ve üyeleri BM’ye danışmanlık verirmiş!. Son 20 yılda çocuk felcine odaklanmışlar ve aşı kampanyaları düzenliyorlar. Ro-tary üye-le-ri, kendi beyanlarına göre tüm dün-ya-da VIP denen, yö-ne-ti-ci-ler-den ve li-der-ler-den olu-şuyor. Din dışı / Seküler “iyi insan” profili sözkonusu. Dinin yerine “vicdan” geçmiş gibi. Meslek grublarından oluşan kendi içlerinde rekabet eden halkalar oluşturuyorlar. Tabii dayanışma ile rekabet eşzamanlı. Ortak hedef için dayanışma, ama kendi aralarında hizmet için rekabet.

Haydi yeryüzünün bütün namuslu insanları, GreatResetçilerin TransHumanizm fitnesine karşı vicdanlarınızı kuşanalım ve erdem temelleri üzerinde yükselen yeni bir medeniyet için el ele tutuşalım. 11 Eylül’de böyle bir birlik çağrısı için hazırlık yapıyoruz.

Vicdansız olmaz. Tek başına vicdan yeterli olmayabilir, bazan sorunları çözmek için. Öte yandan; Şeytan bizi vicdanla da aldatmasın! Çünkü Şeytan ve onun işbirlikçileri her iyi, güzel şeyi istismar ederek onu kendi hedeflerine ulaşmak için maske ve makyaj malzemesi olarak, her münafığın yaptığı gibi kullanmak ister. Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 360 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar