Abdurrahman Dilipak
TEOPOLİTİK KIYAMET FİTNESİ!
TEOPOLİTİK KIYAMET FİTNESİ!
Madem akıllanmıyoruz, o zaman TeoPolitik kıyamet fitnesine hazır olun. Bu Trump denilen Pedefolik, Stanist, Siyonist Lucifeian, bir yandan Venezuella’yı tehdit ederken şimdi de Nijerya’ya göz dikti. Dün Panama’dan, Greanland’dan söz ediyordu, bugün Bagram’ı istiyor, Belücler üzerinden Afganistan’dan Hint denizine bir koridor açmak istiyor. Bagram’da Türkiye’yi yanında istiyor, Ukrayna konusunda Türkiye’yi NATO’ya, İngiltere, Almanya, İtalya’ya emanet ediyor. Gazze konusunda da Türkiye’yi yanında istiyor. “Hayır” demeyen bir Türkiye bu aşamada ona yetiyor. Somali işgal edilirken biz sessizdik. Somali bu arada 3’e bölündü, Libya da öyle, Biz Gazze, Sumud filosuna bakarken, Gazze’de ateşkesi konuşurken İsrail BAE üzerinden Sudan’da katliam yaptı. İsrail’in Katar’da Hamas hedeflerini vurması kadar bile bölgede, dünyada, İslam ülkelerinde yankı uyandırmadı Sudan’da yaşananlar. Biz “Terörsüz Türkiye hikayesi” ile oyalanırken, çevremiz sessizce kuşatılıyor. Evet evet birileri bizi kullanıyor, işletiyor ve oyalıyor.. Kıbrıs adasında yaşananları biliyorsunuz, Ege adalarında yaşananları da. Kuzeyde Ukrayna, Doğuda Azerbaycan ve İran, Güney’de zaten DSG, PYD, PKK, İsrail.
İsrail Kudüse saldırmaya, Mescid-i Aksaya saldırmaya hazırlanıyor, Barrack yakında İsraille yeni bir Ticaret anlaşması yapacağımızı söylüyor. Amerika’dan bir ses, eğer Ortadoğu planına karşı çıkacak olursa, Türkiye’de siyasi dengelerin altüst olacağını ve ekonomik krizin patlayabileceğini söylüyor.
Biliyorsunuz artık, İstanbul üzerinden, Chabat eliyle, İbrahim buluşmaları, Nuhi yasalar, Karay ve Hazara, Davud koridoru, İbrahim yolunu konuşuyoruz. Şimdi buna bir de İznik konsülünün yıl dönümü meselesi eklendi.
İran’a bir “siyah bayrak” operasyonu ile her an saldırabilir. İran’ı Azerbaycan, Belücistan, Huzistan, Kürdistan ve Pers diye 5’e bölmek istiyorlar. Bu bölünmeden sonra 2 Azerbaycan birleşecek. Bugünkü Azerbaycan’ın yüzölçümü 86.600 (km²), Nufusu 10.397.713. İran’daki Doğu ve batı Azerbaycan, Erdebil ve Zencan’in toplam yüzölçümü 139.441(km²), Nufus ise 10 Milyon civarında tahmin ediliyor. Yani Azerbaycan hem toprak ve hem de nüfus olarak iki katından fazla büyüyecek. İran’ın diğer bölgelerindeki Azerilerin ve diğer azınlık nüfusun da bu birliğe katılması ile Azerbaycan nüfusunun 25 Milyonu bulabileceği belirtiliyor.
Bu hesaba göre, İran Kürdistanı Irak üzerinden Suriye Kürdistanı ile birleşecek. Kürtler, kısmen ya da tamamen şu eyaletlere dağılmış durumdalar: Hemedan (Nehavend, Malayer, Esadabad), Kürdistan (Senendej, Sakız, Baneh, Mervan, Bijar), Kirmanşah (Kangavar, Sarpol-e zahab), İlam (Dehloran, Mehran), Batı Azerbaycan (Urumiye, Mahabat, Bukan, Piranşehir, Serdashet), Lorastan (Hurmuzgan, Dorud).
Kürdistan’ın toplam yüzölçümü, bazı kaynaklara göre 392.000 km²’dir. Toplam Kürt nüfusu bu bölgede 8-10 milyon civarında tahmin edilir. Tabi Kürt tanımı, mesela Ezdiler’in durumu ya da Kürtlerle akraba topluluklar konusu ayrı bir konudur. Bazı kaynaklarda Belüc’ler de Kürtlere dahil edilir. İran genelinde Kürtlerin toplam nüfusunun %15-20 cıvarında olduğunu ileri sürenler de vardır.
İki Azerbaycan’ın birleşmesi, Karay, Nuhi Yasalar ve Hazara devletlerinin ihyası açısından önemli. Kürdistan projesi ise, İsrailin Arz-ı Mev’ud coğrafyasında hakimiyet kurma planları ile örtüşmektedir. SDG’nın içinde Halkın Mücahidler unsurları ile bölgedeki diğer Hristiyan, Dürzi, Nuseyri ve Mecusi, Ezdi gibi gayri Müslüm unsurların bulunduğu da unutulmamalıdır.
İran dağılırsa, “bu Şeytani plana göre”, İran’ın güneyindeki Belücistan, Afganistan’daki ve Pakistan’daki Belücistan ile birleşerek, ABD’nin himayesinde, Afganistan’dan başlayıp, bir ucu Körfeze, öbür ucu Pakistan’ın işlerine kadar uzanan Hind okyanusu sahil şeridine hakim bir devlet kurulacaktır.
Farkında olmalısınızdır, bu arada birilerinin maskeleri düşüyor. İslam ülkeleri liderlerinin çoğu, Mossad, CIA + Epstein çetesi’nin şantaj ve tehditleri karşısında adeta dillerini yuttular. Bunların İbrahim buluşmaları, diyalog, hoşgörü, barış, işbirliği yalanlarına kanmayalım. Başarabilirlerse 3 dini birleştirip sentetik Luciferian bir din uyduracaklar. Değilse İslam, Musevi ve Hristiyan toplulukları önce kendi aralarında bölüp-çatıştırıp, sonrada grubları birbirine düşürecekler. Bunu yaparken dini, mezhebi, etnik, ideolojik ve politik tüm farklı örgütlenme ve fikirleri birbirine karşı kışkırtacaklar ve bunu yapmaya başladılar bile. Yahudiler bu günden, Safarad, Eşkenazi, Siyonist ve Satanist olarak 4’e bölünmüş durumda. Bir yandan da büyük İsrail için Karay ve Hazara devletlerini ihya etmeye çalışıyorlar. Hristiyanlar zaten Katolik, Ortodoks ve Protestan diye 3’e bölünmüştü. Protestanlar yamalı bohça gibi. Evengelik ve Angilikan’lar farklı bir grub, Katolikler Tapınakçı, İllumunati’ciler, Cizvitler diye bir kola ayrılmış durumda. Müslümanlar Türkler, Arab’lar, Farisiler arasında Sünni, Şii, Vehhabi olarak 3’e bölünmüş durumda. Şiiler de kendi içinde birkaç grup. Arab Şia’sı var, Fars Şia’sı var. Caferiler farklı, Aleviler, Kızılbaş’lar farklı, Nuseyri’ler farklı, Husiler farklı. Bir de Türkiye’deki gibi Laikçileri var tabi. Sünnilerin bir Sufiler’i var, bir de laikçileri, Moiz Kohen/Tekinalp imalatı Kemalistleri var.. Seküler takılanları var. Arablar da hızla sekülerleşiyor. Her Selefi Vehhabi değil bu arada. Şia’ya göre Selefi/Vehhabiler hepsi Sünni. Zaten Fanatik Şia’ya göre, Şia mezheb değil, İslam’ın kendisidir. İmama bağlı olmayanlar sapkınlardır. Bizim Sünnilere göre ise Şia 5. Mezheb olarak Fırka-i Naciye’nin dışındadır.
Görünen o ki, birileri Mezheblerini din edinmişler. Oysa her Müslümanın Selefi dönemi, ehlibeyt taraftarlığını, ehli sünnet olarak, aynı Allah’a, resulüne ve Kitabına iman eden Cemaat’ın birliğini savunması gerekir.
Daha önce yazmıştım, önümüzde TeoPolitik kıyamet fitnesinin en yakıcısı olarak, Yahudileri Meşiah, Hristiyanların ve Müslümanların Mesih beklentisi ve kendi Mesih’lerine karşı çıkacak olanların Deccaliyet, AntiChirist olarak suçlamaları bu 3 büyük topluluk içinde ve arasında büyük bir fitne ateşine sebeb olacağa benzemektedir.
Zaten Yahudilerin Meşiah’ın gelişi için Süleyman mabedini İnşa etmek üzere Mescid-i Aksa’yı yıkmaları ile kızılca kıyamet kopacak.
Trump aklınca kendi Mesih’lerini getirerek, Yahudilerin beklediği Meşiah ile kendi Mesih’lerinin aynı kişi olduğunu göstererek bu çatışmayı önlemek istiyor. Görünen o ki, Trump, Lucifer’i, Mesih olarak Yahudi ve Hristiyanlara takdim etmek istiyor.
Müslümanların Mesih beklentisi Allah’ın insanlar için gönderdiği din olan İslam dininin sondan bir önceki peygamberi. Teslis’i ve haça gerilmeyi reddeden bir kişi. O bir İslam peygamberi, Hz. Adem, Hz. Musa gibi.
Müslüman topluluklarda bir de Mehdi beklentisi var. Sünnilerin Mehdisi, görevlendirilecek yaşayan bir kişiyi işaret ederken, Şia’nın Mehdi beklentisi, Şia imamlarından Hasan el Askerinin kayıp oğlunun uykusundan uyandırılması ile zuhur edecek olan bir Şia imamı.
Tam böyle bir zamanda, İranın İmamen sıfatının elinden alınarak, Necef/Kerbela merkezli, Arab Şia’sı tarafından “Kutsal Şia Devleti”nin ilanı gerekiyor. Yani, İran bölünürken, Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye’nin de bölünmesi planlanıyor. Ondan sonra bir bakmışsınız Kadrolu Mesihler, kadrolu Mehdiler ortaya çıkmış.
Daha bugünden 6’lı masaya Bahreyn’in oturtulması boşuna değil. Huzistan’ın Necefle buluşmaları için yapılan görüşmeler boşuna değil.
Ülkemizde, bölgemizde, dünyada olup bitenleri bir de bu açıdan görmeye, okumaya çalışın bakalım ne göreceksiniz. AK Parti, CHP, MHP, DEM arasındaki tartışmalar, gelip gitmeler sakın dikkatleri bu plandan başka yerlere çekmek için sahnelenen bir oyun olmasın.. Siyasilerin kavgaları, Terörsüz Türkiye buluşmaları, algı yöneticilerinin kurguladıkları ve körükledikleri kirli bir oyun olabilir mi? Daha önce biz buna benzer bir çok oyun gördük. Sağ sol kavgaları, F.Gülen-BÇG kavgası, Kalkancı Tarikatı ve Cumhuriyet Mitingleri, Adnan Oktarın ellerine İskender paşanın Ramuz el ehadisini alıp, milli görüş saflarına dalmalarından ne zaman ders alacağız.
Bütün bunlar onların bir planı. Şüphesiz ki Allah’ın da bir hükmü var. Galib olacak olan Allah’ın hükmüdür. Öte yandan Allah’ın bir yardımı olmadan biz bu savaşı kazanamayız. Dini reddeden, adalete sırtını dönmüş, ya da din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinen cahil ve zalim bir topluluğa Allah yardım etmeyeceği gibi Hidayet de vermez. Onların işlerini sarp dağlara sardırır, üstlerine pislik yağdırır. Onlar batarken uçtuklarını zannederler, gözleri var görmez olur, kulakları ve duymaz olur, kalpleri var hissetmez olur. Allah’ın yardımını almak için tevbe etmemiz, haram kazanımları ve edinimlerden yakamızı kurtarmamız gerekiyor. O haksız bir şekilde edilen para, mal, makam hepsi yarın aleyhlerine şahidlik edecek ve onlar cehennem yakıtına dönüşecek. Bu dünyada yaptıklarımız ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımız, söylediklerimiz ve söylememiz gerekirken söylediklerimiz yüzünden ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla ya da kendi cehennemize sırtımızda odun taşıyor olacağız.
Selam ve dua ile.
mirathaber