Ahmed Kalkan
Televizyon, Bilgisayar ve İnternet Karşısında Çocuk
ALIN SİZE BİR MODERN HASTALIK DAHA! İNTERNET BAĞIMLILIĞI
Son günlerde ailelerin, çocuklarının ekran ve internet bağımlılığıyla ilgili şikâyetlerinin önemli ölçüde arttığı belirtiliyor.
AA'da yer alan habere göre, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, AA muhabirine, ekran ve internet bağımlılığıyla ilgili anne babaların şikâyetlerinin arttığını, söz konusu bağımlılıklara karşı ailelerin daha duyarlı olması gerektiğini söyledi.
Akıllı telefonlara artık eskisine oranla daha kolay ulaşılabildiğini, bilgisayar gibi kısıtlı olmayan bu tür telefonlarla her an her yerden internete girilebildiğini anlatan Karabekiroğlu, "Daha önce hayatın bir parçası olarak görünmüyordu ama artık akıllı telefonlarla çok daha kolay internete girildiği için bilgisayarı açıp başında oturmanız gerekmiyor. Elinizde, yattığınız yerde, koşarak, tuvalette, her yerde internete girebildiğiniz için daha kolay bağımlılık gelişiyor" dedi.
"Klinik psikiyatrik bir sorun"
Karabekiroğlu, akıllı telefonların teknik olarak çocukların ve gençlerin kolay kullanabilmesi için tasarlandığını, bu nedenle daha çok ilgi çekerek çocuklarda bağımlılığa neden olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Telefonlar, çocukların parmak yapılarına uygun, onları ödüllendirecek şekilde. O yüzden anne baba şöyle zannediyor, 'Benim çocuğum çok becerikli, telefonu hemen öğreniyor, bir sürü şeye giriyor.' Halbuki zaten çocuklara göre tasarlanmış oluyor onlar. Pazar çünkü orası. Ailelerin bu konuda bilinçli olması lazım. Nasıl olsa çocuklar öğrenir onu kullanmayı, iki günde öğrenir. Bunları beceriyor diye çocuğun eline verip saatlerce oynamasına ailelerin göz yummamaları lazım. Son günlerde şikâyetlerin artmasının sebebi herhalde artık daha ucuzlaması, belki daha kolay ulaşılması. Bunun, klinik psikiyatrik bir sorun olduğunun unutulmamalı."
"Okula gitmeyen, derslerini bırakan çocuklar var"
Ailelerden telefon, internet, tablet ve televizyon gibi bağımlılıklar nedeniyle çocuklarının okulu bıraktığı yönünde şikâyetler aldıklarını ifade eden Karabekiroğlu, şunları söyledi:
"Okula gitmeyenler çok bu yüzden. Dersleri tamamen bırakan çocuklar oluyor. İyice motivasyon kaybı yaşıyorlar. Başka hiçbir şeye motive olamıyorlar. Arkadaşlarıyla görüşmüyor, sokağa çıkmıyor, komşuya gitmiyor, bazen yemek bile yemiyorlar. 10 saat masadan kalkmadan oyun oynayabiliyorlar. Çocuk cep telefonuyla yatıyor, sürekli onunla olmak isteyebiliyor. Elinden alınırsa tehdit edebiliyor veya anne babasına doğrudan şiddet uygulayan çocuklar olabiliyor. Öyle bir gözdağı verebiliyorlar ki anne baba korkuyor, gerçekten ne yapacağını şaşırıyor. O noktaya gelmeden baştan tedbirimizi almamız lazım. O noktaya geldiyse mutlaka psikiyatrik bir destek gerekiyor demektir."
"Anne babanın olduğu ortamda internete girilmeli"
Doç Dr. Karabekiroğlu, küçük yaşlarda çocukların elektronik aletlerle vakit geçirmemesi, telefon, tablet ve televizyonla oyalanmaması gerektiğini aktararak, "3 yaşından önce bir çocuğun herhangi bir elektronik aletle hiçbir vakit geçirmemesi en iyisidir. Ne telefon ne televizyon ne bilgisayar. Çünkü konuşma gecikmesi, bilişsel gelişim sorunları yaşayan çocuklar için zaten zararlı. Kritik bir dönem. O dönemi kaçırdıktan sonra düzelmek zor oluyor" ifadesini kullandı.
''Hatta bence 16-17 yaşına kadar bilgisayar oturma odasında olmalı, çocuğun yattığı odaya bilgisayar konulmamalı'' diyen Karabekiroğlu, şunları kaydetti:
''Cep telefonuyla şimdi internete girilebiliyor, çocukla birlikte olduğunuz ortamlarda internete girmesini istememiz lazım 16 yaşına kadar. Çünkü ne kadar büyümüş de gözükseler, kandırılmaya müsaitler ve internete girdiğiniz anda bütün dünya ile birliktesiniz. Her türlü riske, maddi manevi fiziksel suistimale açıksınız. O yüzden anne babanın olduğu ortamda internete girilmeli. En güzeli anne babanın varlığı, doğru ilişkisi, zaman ayırması, konuşması, sorunlarını takip etmesi."
Karabekiroğlu, ekran ve internet bağımlılığının psikiyatrik problemler dışında tıbbi pek çok soruna da yol açtığını dile getirerek, "Mesela obezitenin en temel sebeplerinden biri olarak kabul ediliyor" değerlendirmesinde bulundu.
TELEVİZYON, BİLGİSAYAR VE İNTERNET KARŞISINDA ÇOCUK
TELEVİZYON KARŞISINDA ÇOCUK
Televizyon, 20. yüz yılın en etkili aracı olarak kendini göstermiştir. Evimizin baş köşesine yerleşen televizyonun eğitici, öğretici ve eğlendirici bir araç olduğunu inkar etmek mümkün değil. Eğitim sanat ve iletişim alanlarında faydası var, şüphesiz. Televizyon dünyaya açılan bir penceredir. Televizyon dünyada olup bitenleri anında evimize getirmektedir. Televizyonun çocuk açısından hem yararlı, hem zararlı sonuçları söz konusudur.
Doğru kullanıldığı takdirde televizyon, çocuğun zihinsel gelişimine ve dil gelişimine olumlu katkılar sağlayan, eğlendirirken öğreten önemli bir araçtır. Doğru zamanda, doğru programlar, aşırı izlememek kaydıyla çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlar. Televizyonda seyredeceği programlarda seçici davranmak ve televizyon izleme süresini sınırlı tutmak, uyulması gereken ana ilkelerdir. Televizyonu bir araç olarak düşünürsek, önemli olanın bu aracı kendimize iyi hizmet eder duruma getirmek olduğu ortadadır.
Bunun için hem program yapımcılarının hem de izleyicilerin dikkatli davranması özel bir önem taşır. Televizyon sürekli izlendiği takdirde, çocuğun akranlarıyla olan ilişkilerini, böylelikle sosyal gelişimini olumsuz etkiler. Ayrıca sürekli ekrana bakan çocuğun, zamanla başta göz olmak üzere çeşitli organlarına zarar verir. Okul öncesi çocuklar için en fazla bir saat, okul çağı çocukları için ise iki saatin altında bir süre, televizyon seyretmek için yeterlidir.
Televizyonun zararları yanında birçok faydaları da vardır. Önemli olan çocuğumuzu, bu cazip aygıttan yararlanırken dikkatlice yönlendirmektir. Güçlü ve müspet yayın yapan TV kanallarının tercih edilmesini sağlamaktır.
TV bir vasıtadır. Bu sihirli kutu yerinde kullanılmazsa çocuklarımız üzerinde olumsuz etkileri ile gençliğimiz ve bütün insanlarımızı tehdit eder hâle gelir. Televizyonda yer alan istenmeyen programların olumsuz etkilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Televizyonda yer alan bazı filimler, çocukları ve gençleri şiddete itmektedir.
- Televizyon bağımlılığı, çocuklarda ruhsal bozukluklara sebep olmaktadır.
- Bazı TV filmleri çocukları cinsel sapıklıklara itmektedir.
- Batı kaynaklı filimler Hıristiyanlık propagandası yapabilmektedir.
- Özellikle çizgi filmlerin yüzde 80’i şiddete dayanmaktadır. Kısacası çocuk saldırganlaşabilmektedir.
- Televizyon, çocuğun okul başarısında düşüşe yol açar.
- Çok televizyon izleme, kitap okuma alışkanlığını yok eder.
- Reklamlardan etkilenen çocukta tüketim ve marka düşkünlüğüne zemin hazırlar.
- Televizyonda rol gereği söylenen yalanlar, filmlerde dönen entrikalar, aldatma ve hileler çocukları etkileyebilir. Bunları denemek, taklit etmek isteyebilir.
- Televizyon, çocuğu arkadaşlarından alıkoyar, sosyalleşmeden uzak tutar. Spor, oyun, çalışma, ödev gibi çocuğun yapması gereken faaliyetlere zaman bırakmaz.
Bu ve benzeri sebeplerle ana-baba olarak öncelikle televizyonu fazla seyretmeyerek çocuklarımıza örnek olmalıyız. Sonra da ancak kontrollü ve sınırlı olarak seyretmelerine izin vermeliyiz. Televizyonu kesinlikle çocuk bakıcısı ve avutucusu olarak kullanmamalıyız.
Çocuğun televizyonu dengeli seyredebilmesi, ona ev içinde ve ev dışında başka seçenekler sunmakla mümkündür. Televizyon çok tesirli bir eğitim aracı olmakla birlikte, programların kötü olduğu taktirde, geniş çapta zararlı olmaktadır. Doğru şeyler anlatılıp gösterildiğinde ise faydalı olacağı âşikârdır.
BİLGİSAYAR VE İNTERNET KARŞISINDA ÇOCUK
Yirminci yüzyılın önemli buluşlarından biri olan bilgisayar, insan yaşamında giderek önemli bir yer almaya başlamıştır. Çocuk ve genç açısından bakıldığında, bilgisayarın, iyi değerlendirildiği taktirde eğitim ve gelişime olumlu katkılarının olduğu bir gerçektir.
Bilgisayarın. Çocuk ve genç üzerindeki olumlu etkilerini kısaca şöyle özetlemek mümkündür.
* Bilgisayar, kolaylığı nedeniyle küçük çocuklar arasında da yaygın şekilde kullanılabilir, öğrenmeyi eğlenceli kılar.
*Çocuğu merak ve rekabet duygusuyla cesaretlendirir.
*Bilgisayar, çocuğun dikkatini yoğunlaştırmayı öğrenmesini sağlar. Bilişsel gelişimine katkıda bulunur, planlama ve problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur.
* Bilgisayar, yazma ve iletişim becerilerinin gelişmesine katkı sağlar. Bunların dışında, internetin daha birçok faydaları vardır.
Tüm bunlara karşın, kullanımı belirli bir süreyi aştığı taktirde, bilgisayar çocuğu olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Bilgisayar kullanmanın olumsuz yönleri ise, kısaca şu şekilde özetlenebilir:
*Öğrenci merkezli eğitimde öğrenci baz alınırken, bilgisayar merkezli eğitimde bireysellikten uzaklaşılmaktadır.
* Programlı yaşam alışkanlığı olmayan çocuklar, bilgisayar kullanımında sınırı aşarak ekran bağımlısı olabilmektedirler. Bu da çocuğun sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
*Her çocuk bir bilgisayara sahip olabilecek maddî güce sahip olmadığından, çocuklar arasında eşitsizliğe neden olabilmektedir.
* Sosyallikten uzak bir gençliğin yetişmesi,
* Dilimizin bozulması. Türkçenin yerini garip kısaltmaların alması,
* Mânevî duyguların körelmesi,
* Reklamlar sebebiyle marka bağımlısı bir toplum oluşması,
* Kitap okuma alışkanlığını yok etmesi,
* Zaman israfına sebep olması,
* İnsanları tembelleştirmesi,
* Okul dönemi çocuklarında ders başarısızlığı, gözlere zarar vermesi, depresyon, hareketsiz kalma sonucu baş, boyun ve sırt ağrıları, şiddet eğilimli ve agresif davranışlar da bulunması,
* Çocukların gelişimine faydalı oyunlar oynamak yerine bilgisayar oyunlarına mahkûm olmaları,
* İnternet çocuk ve ergenlerin porno içerikli sitelere erişimini kolaylaştırması,
* İnternet kötü ahlâka sebep olur, aileden uzak tutar, obez yapar.
Bu sayılanların dışında, internetin daha birçok zararları da vardır. Alkol, sigara, kumar bağımlılığı gibi, internet bağımlılığının da psikolojik ve fiziksel zararları vardır. Ancak internetin bağımlılık riskinin göz ardı edilmesi ve kişinin ‘bağımlı’ olduğunun farkına varmaması, onu diğer bağımlılıklara oranla daha gizli bir tehlikeye dönüştürür.
Çocuk ve gençlerin bilgisayar ve internetle olan ilişkisi, çağımızın gereği olarak, kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu sebeple hem kendinizi, hem de çocuğunuzu bilgisayar kullanımı konusunda disipline etmek ve yapılacakları planlamak gerekir. Cansız hiçbir şey kendi başına ne faydalıdır ne de zararlı. Fayda veya zararı sizin onu nasıl kullandığınıza bağlıdır. Dolayısıyla internet kullanımına çok dikkat etmeliyiz. Bilgisayar, internet, twitter, msn ve facebook bağımlılığı, televizyon, cep telefonu gibi durumlar, günümüz gençliğinin temel sorunları olarak görülmektedir.
Günümüzde çocukların ve gençlerin elinden cep telefonu düşmüyor. Evde, sokakta, yolda ve arabada, yani her yerde cep telefonuyla sürekli konuşuyorlar yâda durmadan bir yerlere mesaj çekiyorlar, gelen mesajı okuyorlar, ayrıca internete de giriyorlar. Çocuklar ve gençler için ev; internet demek, televizyon demektir, hayat oyun alanıdır, nefse hoş gelen özelliklerdir. Bu bağlamda gençlik; televizyonsuz, müziksiz, filmsiz, internetsiz, çetsiz ve cepsiz bir yaşantıyı artık düşünemiyor. Gençlerin aşırı ve uygunsuz teknolojik aygıtları kullanımına karşı bilgilendirilmesi, oluşması muhtemel sorunları azaltacaktır.
Anne-babaların, çocuk ve gençlerin sağlığını korumak ve güçlendirmek, sorumluluk duyguları ve öz güvenlerini geliştirmek, Boş zamanlarının olumlu yönde değerlendirmek, toplumsallaşmasına sebep olmak, kendilerini yönetebilmelerini sağlamak, uyumlu, başarılı ve ahlâklı birer birey olmalarına yardımcı olmaları gerekir! (S.Gülek)