Syonist İsrail  Türkiye Topraklarına Göz Dikti

Syonist İsrail Türkiye Topraklarına Göz Dikti

İşgalci Siyonist İsrail Türkiye topraklarına göz diktiğini gizlemedi

Siyonist İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’yla yaptığı görüşmede “Tanah ve Eski Ahit’e göre Tanrı kendisini İbrahim’e Türkiye’nin güneydoğusundaki Harran kentinde gösterdi.” Demesi; işgalci rejimin Türkiye topraklarında gözü olduğunu gizleme gereği bile duymaması olarak yorumlandı.

Arap medyasında geniş yer bulan ve Tweetlerde gündeme geldiği halde Türkiye medyasında hiç konuşulmayan bu lafın resmen “Türkiye’de gözümüz var” anlamına gelmesinin Türkleri şiddetle öfkelendireceği tahmin ediliyor.

Katil İsrail’in dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na, “Yahudi İnciline (Tanakh) göre, tüm Yahudiler Türkiye’nin soyundandır” dedi. Arap Basını konuşmayı son dakika olarak geçiyor!

İsrail ve Türkiye’nin iki bölgesel güç ve aynı zamanda kadim ve ortak tarihe sahip iki millet olduğunu vurgulayan Lapid, şunları söyledi:

“Tanah ve Eski Ahit’e göre Tanrı kendisini İbrahim’e Türkiye’nin güneydoğusundaki Harran kentinde gösterdi. Yaratılış Kitabına göre de Tanrı, Yahudiliğin, İslamiyetin ve Hristiyanlığın babası Hz. İbrahim’e ‘Ülkenden, ailenden ve babanın evinden ayrıl ve sana göstereceğimiz topraklara git.’ dedi.

İbrahim de dün senin (Çavuşoğlu) uçakla geldiğin yerden yola çıkarak buraya İsrail diyarına geldi. O ve ailesi Türkiye’yi asla unutmadı. Daha sonra Yakup da kardeşi Esav’dan kaçarak oradan çıktı. Orada karılarıyla tanıştı ve onların da Yahudi halkının soyundan geldiği çocukları oldu.”

İsrailli Bakan, Türk mevkidaşı Çavuşoğlu’na gülümseyerek hitap ederek, “Sayın Dışişleri Bakanı, konsolosluk görevlilerinizi korkutmak istemem ama Kitaplar Kitabı’na göre hepimiz Türkiye’den geldik ve Türk pasaportu almaya uygunuz.” ifadelerini kullandı.

İki ülke arasındaki ilişkilerde “iniş çıkışlar olduğunu görmemiş gibi davranmayacaklarına” işaret eden Lapid, “Ancak, Türkiye’nin 1949’da İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olduğunu hatırlıyoruz. Ve her zaman diyaloğa ve iş birliğine nasıl geri döneceğimizi bildik. Uzun geçmişe sahip milletler her zaman bir faslı kapatıp yeni bir faslı açmayı bilirler. Bugün burada yaptığımız da bu.” dedi.

Lapid, İsrail’de son aylarda yaşanan silahlı saldırılara da değinerek, şunları kaydetti:

“İbrahim Anlaşmaları’nın ardından, teröre ve istikrarı baltalama girişimlerine karşı Orta Doğu’da yeni bir güç ortaklığı oluşturuldu. Son aylarda 19 İsrailli terör saldırılarında öldürüldü. Bu türden son saldırıda üç İsrailli sokakta baltalarla katledildi. Terörle kararlılıkla mücadele ediyoruz ve dostlarımızdan bu savaşta bizimle iş birliği yapmalarını bekliyoruz.”

SİYON YAHUDİ DEVLETİNİN İRAN DÜŞMANLIĞI

Terör ve işgal devleti Siyonist Dışişleri Bakanı, açıklamasında, ABD’nin İran ve İran Devrim Muhafızları Ordusu hakkındaki tutumunu da değerlendirdi.

Lapid, “Bu bağlamda, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu yaptırımlara tabi terör örgütleri listesinde tutma kararlarından dolayı (ABD) Başkanı (Joe) Biden ve Dışişleri Bakanı (Antony) Blinken’e teşekkür etmek istiyorum. Son aylarda, Başbakan Naftali Bennett, Savunma Bakanı Benny Gantz ve ben bu konuda Amerikalılarla yakın bir şekilde çalıştık ve Amerika’nın kararı, bizimle ABD arasındaki kırılmaz ittifakın, derinden sahip olunan ortak değerlere ve temel stratejik çıkarlara dayalı bir ittifakın başka bir kanıtıdır.” ifadelerini kullandı.

***

Lapid , bu konuşmasıyla Siyonizmin BOP’unu hatırlattı.

“Bugün Türkiye toprakları olan Harran’dan geliyoruz, diyor; Türküz demiyor. Hatta espri yapıp Türk pasaportu almalıyız, diyor. Bunun altında ince bir dokundurma var. Kibarca “ilk sahipleri biziz” demeye getirdi.

Bunun adı resmen “Vaad Edilmiş Topraklar” dır!…

Yani Yahudi kavminin vazgeçilmez dini inancı olarak bilinen ve her Yahudi için “ülkü” olan “Nil’den Fırat’a” bütün dünyaya egemen olma emeli…

Terör ve işgal devleti Siyonist İsrail Dışişleri Bakanının toprak, Türkiye ve pasaport kelimelerini dillendirmesi bile herşeyi ortaya koyarken, bu büyük hakaret ve saldırganlığın Türkiye medyasında gündem edilmemesi ve sadece sosyal medyada birkaç kişinin kanına dokunması da; bu gelişmenin başka bir üzücü tarafıydı. (Ajanslar)