Stalin'in Başörtüsü Düşmanlığı

Stalin'in Başörtüsü Düşmanlığı

Türkiye’de bir takım çevrelerin, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha ortaya koydukları “örtü düşmanlığı” konusunda atalarının Stalin olduğu belirtildi.

Türkiye’de yıllardır kanayan bir yara haline gelen Müslüman kadının örtüsüne düşmanlığın atasının, Rus komünizminin ikinci adamı Stalin olduğu ifade edildi. Turgut Özal dönemi Anap’lı bakanlardan Özbek asıllı ve bakanlığı döneminde Türk dünyası, doğu bloku ve Türk ilişkilerinin kurulmasında görev alan Prof. Dr. Ahat Andican, ilginç bilgiler verdi. Andican, Çar’a karşı Müslümanların desteği ile ülkede hâkim olan komünistlerin Ortaasya’da İslâm düşmanlığına başladıklarını söyledi. Andican, “Lenin döneminde iç savaş devam ettiği için İslâm düşmanlığı henüz izhar edilmemişti. 1924’te Lenin’in ölümünden sonra Stalin tamamen kontrolü ele aldı ve iç savaş da bittiği için bu endişeye gerek kalmadı. Stalin Ortaasya’da açıkça İslâm’a karşı savaş açtı. İslâm karşıtı kampanyalarda özellikle kadınların örtüsü hedefteydi. Özbekistan ve Azerbaycan’da kadınlar törensel olarak başlarını açmaya zorlandı. 1927 yılının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bu kampanyalar daha da hız kazandı. Meydanlara kurulan sahnelere gelerek kadınlardan örtülerini açmaları ve ateşe atmaları istendi. Direnenler acımasızca katledildiler” dedi.

ALLAH DEMEK SUÇ OLDU

Andican, Stalin döneminde yapılan din düşmanlığının, kurulan “Allahsızlar Cemiyeti” eliyle yürütüldüğünü dile getirerek bu dönemle “Allah” demenin suç haline geldiğini, Kur’an eğitimi veren medreselerin, camilerin kapatıldığını hatta bazısının ‘dinsizlik müzesi’ yapıldığını söyledi. Andican, “Stalin bir yandan da ‘kolhozlaştırma’ yani köylülerin arazilerine el koyma uygulaması başlattı. Vakıf arazilerine el kondu. Vakıf malları devletleştirildi. Böylece Ortaasya’daki yüzlerce yıllık İslâm kültür mirası yok edildi” diye konuştu.

ATEİZİM ANLATIP TÖVBE EDERLERDİ

Kültür Eski Bakanı Namık Kemal Zeybek de, Stalin döneminde okullarda din dersi yerine ateizm dersi verildiğini kaydederek, “Bu dersler de özellikle din adamlarına verdiriliyordu. Rusya’ya yaptığım bir gezide bir yemek esnasında yanımda oturan bir Rus yetkili karşımda oturan bir başkasını göstererek, ‘bu gördüğün adam ateizm dersi hocasıydı. Okulda mecburen dinsizlik anlatır, sonra da her dersin ardından Allah’tan tövbe istiğfar ederdi’ dedi. Konuşmamızı adam da duydu ve cevaben bize, ‘bir ben miydim? Herkes aynı durumdaydı’ diye cevap verdi” şeklinde konuştu.

Vakit