Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sodom ve Gomore neresiydi?

Bu fuhşiyat konusu ülke gündeminden kolay kolay çıkmayacak.

Çünkü köprünün altından çok sular aktı. Hep görmezden gelindi. Aile de, ahlak da, eğitim de, siyaset de, STK da, bürokrasi de, akademi de, iş dünyası da bu ahlaksızlıkla malul ve bu tehlike giderek de artıyor.

Hep Kur’an-ı Kerim’den ayetler yazdım, ama pek az kişi bu uyarıları dikkate aldı.

Ama kalabalıkların peşinden gittikleri Kitap’ta bakın ne yazıyor: Yuhanna vahyi 17: “1-Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: “Gel!” dedi. “Sana engin suların kenarında oturan “büyük fahişe”nin çarptırılacağı cezayı göstereyim. 2-Dünya kralları onunla fuhuş yaptılar. Yeryüzünde yaşayanlar onun fuhşunun şarabıyla sarhoş oldular.” 3-Bundan sonra melek beni Ruh’un yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm. 4-Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı. 5-Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: BÜYÜK BABİL, DÜNYA FAHİŞELERİNİN VE İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI.”

Biz Bebek’teki ahlaki “Müsilaj”la uğraşırken, Bursa’da bir mektepte, anneler günü etkinliğinde bir dansöz gösterisinin şokunu yaşadık. Haziran’da dolu dizgin ilerliyoruz!? Haziran, Süryanice “Sıcak” demek, bu ay çok sıcak geçecek, her anlamda. Roma mitolojisinde Jüpiter’in karısı ve evlilik tanrıçası olan Juno’nun (Namı diğer Latince Junius) ismi İngilizce’de bu ay için kullanılır.

İznikte kabul edilen 4 İncil’den biri olan Yuhanna İncilinde ayrı bir bölüm olan “Yuhanna vahyi”nin coğrafyası nerede biliyor musunuz?

Ege bölgesindeki 7 kilise. Peki final? Yani Kıyamet savaşı, Armageddon, bizim ifademizle “Melheme-i Kübra”nın coğrafyası neresi? Amik ovasını, Gâvur Dağının eteğindeki Gâvur Gölünü duydunuz mu? Oraları, Lut Kavminin yere battığı yerin, Kuzey’deki üst sınırıdır. Amik ovası sallandığında İstanbul da sallanır, bunu aklınızın bir köşesine not edin isterseniz. Müslümanlar, İseviler, İsrailoğulları arasında ortak bir kelime olan “Fahşa’ya karşı” neden birlikte bir ses olamıyoruz!

Nur Dağları, eski adı Gâvur Dağları ya da Amanos Dağları, Kahramanmaraş’taki sınır Gavur Gölü’nden başlayıp Hatay ilinin Samandağ kıyılarına doğru uzanan 175 km uzunlukta dağ silsilesidir. Torosların bir parçasıdır. Amanos İbranice“el”, “Tanrı” anlamına gelir. Amanos dağları, bir bakıma “Tanrı dağları” demektir.”

Sodom ve Gomorre’den, Pompei’den haberimiz var mı? Evet, evet, geçen gün size “Fahişe tanrılar”dan, “Kutsal Fahişeler”den söz etmiştim. Bunların Tanrıları da fahişe olabiliyor. Hani “insan Tanrı olacak” diyorlar ya, Tanrı olsalar da Fahişelerden ve Fahişelikten vazgeçmiyorlar. ABD’si de, AB’si de, Çin’i de bundan vazgeçmiyor, vazgeçemiyor.

Bugün “Fahişe şehir”den söz edeceğim: Babil’den yani. Bir “eski Babil” ve bir de “yeni Babil” var. “Eski BabilBağdat! İslam’la birlikte “adalet dağıtan şehir”, “Adalet bağı, bahçesi”. “Beytül Hikme”nin şehri. Timbuktu’ya, Endülüs’e, Hind-i Çin’e ab-ı hayat sunan şehir. Gün geldi Kerbela’yı gördü bu şehir. Harut-Marut’u gördü. İsrailoğulları’na sürgün yeri oldu. Babil’in asma bahçeleri meşhurdur. Nebukadnezar göğe çıkmak için kule yaptıran adamdır. Marduk, Niburi, “kutsal fahişelerin şehri” oldu bir zaman. Gün olup Lilith’ın sokaklarında gezdiği şehir. 11 Eylül’de ikiz kulelerin vurulmasından sonra vurulan şehirdir Bağdat. Halepçe’nin kararının verildiği şehir. Yeni Babil ise, belki de New York’tur. “Şira’nın Rabbi” (Necm 49) “Tarık”’ın (Tarık 2) da Rabbi’dir. Ve geliyor gelmekte olan!?

FAHİŞELER’İN ŞEHRİ”nin kralı CALİGULA’yı yazmıştım. Anlattıklarım ve anlatacaklarım tarihte oldu, bitti, ama bir daha olmayacak değil. Tarih tekerrür ediyor.

Bugün adına “Pedofili çetesi”, “Sauna çetesi” dediklerimiz kimler. “Yeni dünya düzeni” maskesi ile İlahlık ve Rablik taslayanlar, “Toplumsal cinsiyet”i kendi siyasetlerinin merkezine gömen bu “ıslah edici” maskeli bozguncular kimler. Kim bu bitkilerin, hayvanların ve insanların fıtratını bozmak için yola çıkanlar ve onlarla işbirliği içinde olanlar. “Trans Humanizm”den söz edenler, insanın Tanrı olacağını söyleyenler, insanlara İlahlık ve Rablik taslayanlar, insanı, din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden soyutlayarak BİREY ve SİBORG’a dönüştürmek isteyenler kimler?. İnsanı “nesneleştirmek”ten söz edenler, insanı, din, ahlak ve geleneğinden soyutlayarak özgürleştirmekten söz edenler kimler. Hatta biyolojik cinsiyeti sonlandırarak BİREY’lerin, yönelim, deneyim ve tercihlerine göre, akışkan ve değişken bir cinsel kimlikten söz eden Lut Kavmi’nin çocukları ve bunlara destek verenler kimler?.

15 Temmuz geliyor. Her parti, kendi içindeki “FETÖ’nün zihniyet ikizleri”ne baksın, “onların Papatyaları ve Lale Devri çocukları” neyle meşgul ona baksınlar. Birilerinin İK’larında LGBT diye pozitif ayırımcılık uyguladığı, dinde lanetlenen, örfümüzde, ahlaksızlık, hayasızlık, iffetsizlik ve edepsizlik olarak tanımlanan çirkin işler kapsamında fahişelik ve türevleri topyekun Fahşa’yı / Fuhşiyatı meşrulaştırmaya çalışanları. Amaline hizmet edenler kimler, çevrenize bir bakın bakalım. Amiyane tabiri ile “Sürtük”ler, “Onur yürüyüşü”nde vardı, ama Gezi’ye katılan herkes sürtük değildi!

Sahi, kimliğimize yazılan, “Biyolojik cinsiyeti inkâr” anlamına gelen, “toplumsal cinsiyeti” meşrulaştırıp, resmiyet kazandıranlar GENDER’i yazanlar, yazdıranlar kimler. Kim bu insanın fıtratına meydan okuyanlar.

Bu haddi aşmaktır. Allah (cc) yarattığı şeyin fıtratına müdahaledir. Bozgunculuktur! Bunu neden, nasıl yaptılar ve neden tek karşı ses çıkmadı. GENDER ne demek? Bitkilerin tohumları ile oynadılar, hayvanlardaki klonlama, kimerik evreye ulaştı. İnsan etini klonlayıp sentetik ürettiler, bir yandan da koyun, keçi, sığır ve domuzu klonlayıp, tek bir kimerik canlı ürettiler. mRNA aslında bir GENOM projesi değil mi idi. Gen terapisini aşı diye yutturmadılar mı, hem de “sorumluluk bana ait” diye onam alarak!

Fahişe Şehir’in özellikleri” neler?

Yöneticileri İlah’lık ve Rab’lik tasladıkları için Fahşa’ya dalarlar. Onlar Müstekbir’lerdendir. Zenginleri oyun eğlenceye dalan, refah peşinde koşan Mütrefin’lerden olurlar.

Onlar malları ve paraları ile övünürler. Tüccarları yalancıdır, ölçüyü tartıyı doğru tutmazlar.

Alimleri, bildikleri halde, doğru bilgileri ile değil, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden, Ebu Cehil ve Belam karakterli insanlardır.

Zenginleri cimridirler ve yoksulu görüp gözetmezler, onlar Karun’a benzerler.

Halkı iffetsiz, edepsiz, fuhşiyat peşinde koşan kişilerdir. Pembe diziler, romanlar, sanat dünyasında fuhuş “aşk” ile maskelenir.

Aşk da öfke de aklı zail eder.

Aklı zail eden şeylerden uzak duralım. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 602 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar