Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

“Siyaseten” siyaset

Hani şu iş, Bahçeli’nin sabah grup kürsüsünden “çürük” dediği “herkes ayağını denk alsın” diye tehdit ettiği CHP Genel Başkan Özgür Özel’i akşam, Meclis resepsiyonunda : “Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor.” diyerek teselli ettiği, Özel’in de önemli olan saygıda, sevgide eksiklik göstermemek. Hürmet ederim” diye karşılık verdiği iş….

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’ye yönelik İsrail tehdidi”ne ilişkin sözlerine bakarken onu yazamadım, oysa Türkiye’de siyasetin niteliği açısından çok önemli. Kafamda dönüp duruyor.

Şaşırdım kaldım, meğer sayın Bahçeli ne kadar başarılı aktörmüş… Gruptaki Bahçeli’nin öyle müthiş öfkelendiği zamanlarını hatırlayın, MHP grubunun her cümlesinden sonra ayağa fırlayıp çılgınca alkışladığı, ses tonu gökleri sarsarcasına gürlediği, yüzünün en sarsıcı hali aldığı, ellerinin ona göre jestler yaptığı zamanları… O gün Sinan Ateş davası var ve Bahçeli, o davada MHP’ye, Ülkü Ocaklarına yönelik ithamları cevaplandırıyor. Özgür Özel davayı takip ediyor, Ateş ailesinin yanında duruyor, adalet istiyor… İşte ona yönelik kürsüye taşınan öfkesi Bahçeli’nin…

Ama acayip olan şu ki, MHP grubunu ateşleyen konuşma meğer “siyaseten” miş…

Yani daha bildiğimiz ifadeyle “Rol icabı” denemez mi?

Sizin de aklınıza gelmiyor mu, acaba Bahçeli’nin neyi “siyaseten” değil? Mesela akşam Özgür Özel’e söylediği “Üzülme…” tavrı da “siyaseten” söylenmiş olamaz mı?

Evet, bundan sonra sayın Bahçeli’nin hangi sözü – tavrı siyaseten değil, sorusu gelmez mi?

Doğrusunu söyleyeyim, zaten ben, sayın Bahçeli’ýi öyle dehşet verici öfkeler içinde konuşurken izlediğimde, bir insanın ruh dünyası nasıl dayanır bu öfkeye, sorusu gelip durur zihnime…

Hani sorulur ya aktörlere, “oynadığınız rol sizi ne kadar etkiliyor?” diye… Mesela zalim bir adam rolü, psikopat rolü, seri katil rolü… Etkiler mi o rolü oynayanı? Bazen etkilendiğini söylerler, bazen de bu işi profesyonelce yaptıkları için rol ile bütünleşmediklerini…

Meğer sayın Bahçeli profesyonelce yapıyormuş en azından bazı “siyaset”leri ve ona ilişkin seslendirmeleri…

Yoksa sayın Bahçeli özel ilişkilerde çok “sevimli, sıcak” bir insanmış. Hakikaten güldüğünde de yüzüne gerçekten çocuksu bir sevimlilik yansıyor sayın Bahçeli’nin…

Şimdi, keşke diyorum, “siyaseten” hareket etmese…

Ama o bir siyasetçi” denecek. Doğru… Ama işin içine “siyaseten” boyutu girdi mi, bir “Aldatmaca” da giriyor değil mi?

Mesela sayın Bahçeli çerçevesinde soralım: Onun nutuklarının yüzde kaçı “siyaseten” söylenmiş ifadelerle doludur, yüzde kaçı gerçekliğin ifadesidir?

Meselenin bir de MHP grubuna ilişkin boyutu var değil mi? Acaba o grup toplantısının tamamı bir teatral gösteriden mi ibaret? İnsanlar heyecanla ayağa kalkıyor gözüküyor, bir alkış tufanı kopuyor, Bahçeli’nin nutku biraz da bu alkış efekti sayesinde kamuoyuna inandırıcılık algısı veriyor, ne dersiniz, grup dolduruşa mı geliyor “siyaseten” söylenmiş bu sözlerden dolayı?

Bu konuşmaların önemli bir kısmı tv’lerden canlı yayınlandığına göre seyreden halk kitleleri de dolduruşa mı gelsin isteniyor?

Sinan Ateş’in ailesine yönelik kimi tepkiler – saldırılarda “siyaseten” söylenmiş sözlerin etkisi nedir?

Sayın Bahçeli, Özgür Özel’e gitti “Üzülme” dedi, Meclis’te DEM’lilere gitti, “gönül alıcı” sözler söyledi. Baktık Özgür Özel de mutlu oldu DEM’liler de…

Allah Allaaah… Siz de hangisi “rol icabı” diye sormaz mısınız?

İç cephe”yi toparlamak içinmiş tüm bunlar… “İsrail tehdidi” var ya…

Merak bu ya, acaba sayın Bahçeli “İç cepheyi toparlamak” adına Sinan Ateş’in annesi ile de görüşüp mesela “helâllik” dileyecek mi? Sinan Ateş işi niye bu kadar tepesini attırmış olabilir Bahçeli’nin?

Acaba bu şirin tavırlar, Sinan Ateş cinayeti dolayısıyla bir hayli görüntüsü yıpranmış olan MHP için bir imaj toparlama eylemi mi?

Bir siyasetçinin hayatında “siyaseten” yapılmış işler neleri kapsar sorusunu da önemsemek gerekiyor.

Mesela dış politikanın ne kadarı siyasetendir, içeriye mi dışarıya mı, kime karşı siyasetendir, mesela iç güvenlik – dış güvenlik konularında “siyaseten” alınmış tavırların içe dönük boyutu nedir, dışa dönük boyutu nedir? Hamaset politikaları, dış tehdit algıları, “beka söylemleri”nde “siyaseten” unsuru ne kadar rol oynar?

Mesela “İsrail tehdidi” ile İsrail ile ticaretin devam etmesi “siyaseten yaklaşımı”nın uzantısı mıdır?

Dünya medyasının ya da politika üretim odaklarının “Onun öfkeli sözlerine bakmayın, onlar içeriye dönüktür, reel politikaya gelince tavrı değişir” yaklaşımı, bizim politikacılarımız için ne kadar doğrudur?

Son bir soru: Acaba sayın Bahçeli siyaseten öfkeli sözler söylerken, yüzüne yapay zeka ile sevimli halinin mimikleri yansıtılsa nasıl bir görüntü ortaya çıkardı?

Bu sorular böyle gider… Bize düşen ne? Dolduruşa gelmemek. Her sözün, davranışın alt metnini okumak. Politikacıların “Herkesin beynini ablukaya alabilirim” yaklaşımına zemin hazırlamamak. Parti gruplarında patlayan alkışlara da pek itibar etmemek…

Bu yazı toplam 210 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar