Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sina’dan Kudüs kaç kilometre

Kur’an-ı Kerim’de anlatılan bazı olaylar bize sadece bilgi olsun diye anlatılmıyor.. Anlatılan olayların bizim hayatımızda bir karşılığının olması, bize bir sorumluluk yüklemesi gerekir..

Siz bugün Kahire’den kalkacaksınız, Sina’ya aynı gün varabilirsiniz. Yine dilerseniz aynı gün oradan da Kudüs’e gidebilirsiniz.. Kahire’den Sina’ya 400 kilometre, Sina’dan Kudüs’e 350 kilometre.

Bir insan günde ortalama 25-30 km yürür.. Hadi çocuklar var diyeceğim ama kaçıyorlar.. 30 kilometre deseniz 400 kilometreyi iki haftada gitmeleri gerek..

Bir rivayete göre Hz. Musa Mısır’dan çıktıktan üç ay sonra Sina’ya varmış. Demek ki, günde ancak 5 km yol almışlar.. Muhtemelen denizi geçtikten sonra toparlanma, sayım ve arkadan gelenlerin beklenmesi, herkesin yakınını bulması için ciddi bir zamana ihtiyaç olsa gerek..

Önce durup dururken niye bu konu. Hemen söyleyeyim, Kurban Bayramı’nın arefesindeyiz..

Hz. Adem’in çocukları arasındaki ilk kavga, ilk cinayet biliyorsunuz kurban üzerinden yaşanmıştı. Habil-Kabil kavgasından söz ediyorum.. Kefaret olarak ve şükran için, bağışlanma için kurban kesmeleri gerekiyordu.. İslam tarihi açısından bir diğer çok önemli olay, Hz. İbrahim’in oğlu Hz.İsmail’nin kurban edilmesi hadisesi.. Ve Peygamberimize kurban kesme emri..

Arada bir kurban olayı daha var. Hz. Musa şükran olarak kurban kesmelerini emrettiğinde onlar hemen emre uymak yerine sordukça sordular, Haşa Allah’ın kendilerinden kendisi için bir talepleri olduğunu düşündüler ve ona kendi akıllarınca değerli bir sunumda bulunmak istediler. Bir yetimin buzağısı yerine altından bir buzağı yapıp, O’na takdim etmeye kalktılar ve lanetlendiler.. 

Hz. Musa döneminde İsrailoğullarının ilk lanetleri budur..

Bugün ilk kıblemiz, Siyonist bir saldırı altındadır, yine lanetli bir iş yapmaktadır, aynı kavmin çocuklarının söz dinlemeyen, atalarının ahidlerine vefa göstermeyenleri..

Hz. Musa’nın Mısır’dan Kudüs’e yolculuğunun bizim için çok önemli dersler ihtiva ettiğini düşünüyorum.

İşte böyle, eğer Allah yolunuzu açacak olursa denizi geçer, çölü aşar 450 kilometreyi 90 günde gidersin, eğer işlerinizi sarp dağlara saptıracak olursa aslında günde 25 km’den hesaplarsanız iki haftalık yolu 40 yılda aşarsınız.. Hadi Mısır’dan geldikleri gibi gitsinler, 2 ayda varmanız gerek Kudüs’e.. Gel gör ki, 40 yılda aştılar o yolu..

Hz. Musa’nın 120 yıl yaşadığı rivayet edilir.. Mısır’dan çıktığında 80 yaşlarında olmalı.. Ama bir rivayete göre 45 yaşlarında idi. 20-25 yaşlarında ayrılmış olsa Mısır’dan, 10 yıl da Urfa Şuayb köyünde kaldığı rivayet edilir.. 40-45 yıl da Mısır’a döndükten sonra kalmış demektir.. Ama bu rakamlara tam itibar edilemez.. M.Ö 1400-1500 yılları arasında bir tarih genel kabul gören tarihtir.. Hz. Harun’un ise M.Ö 1574-1491 yılları arasında yaşadığı kabul edilir.. Bu iddia doğru ise onun 83 yıl yaşadığı, Tih yoluna çıkıldığında daha bu yolculuğun başlangıcında vefat ettiğini kabul etmek gerekir.. 

Hz. Musa çileli hayatın ardından Kudüs’ü göremeden vefat etti.. Sina’da 1, Tih çölünde 39 yıl..

İsrailoğulları 94 yıl Mısır’a göç etmişler, çevreye yayılmışlar. İtibarlı bir dönemleri olmuş. Sonra esaret günleri gelmiş. 116 yıl sürmüş esaretleri, toplam 210 yıl. Hz. Musa ile yolculukları ise O’nun doğumundan itibaren 120 yıl sürmüş.. Kardeşi Harun, kendinden genç olmakla birlikte O’nu Kudüs yolunda kaybetmiş.. 

İsrailoğullarının iki haftalık yolu 40 yılda aşmalarının sebebi bu göç esnasında sık sık isyan etmeleri idi. Allah ileri doğru olan istikametlerini bazan doğuya, bazan batıya çevirdi ve doğu ile batı arasında gidip geldiler.. Mısır’dan çıkan ilk nesil çölde ömür tüketti.. Mısır’dan çıkan ilk nesilden sadece, Yefunne oğlu Kaleb ile Nun oğlu Yeşu gibi birkaç kişi vaad edilen, çevresi bereketli kılınan Kudüs’e ulaşabildi. Dikkat ederseniz o zorlu yolculukta Hz. Harun da var. İyiler, kötülerin kötülükleri sebebi ile o çileye katlanmak zorunda kaldılar. Burada, “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım” mealindeki ayeti hatırlamamız gerek.. 

Genel bir bakışla, M.Ö yaklaşık 1900 - Yusuf Mısır’a köle olarak satılıyor. Yaklaşık bir asır süren bir ikbal dönemi, ardından esaret. İsrailliler daha sonra bu topraklarda esir oluyor. M.Ö 1446 veya M.Ö 1290 gibi Mısır’dan çıkış başlıyor ve Kenan’a yerleşiyor. M.Ö 1010’larda Hz. Davud İsrail’in kralı oluyor. M.Ö 970’lerde Hz.Davud’un oğlu Hz. Süleyman mabedi inşa ediyor. Hz. Musa’nın M.Ö 1393 yılında doğduğu rivayet edilir. Bir rivayete göre M.Ö 1273 yılında Eriha’da vefat etmiştir. Vefat yeri tam belli değildir. Yahudi tarihçilere göre, Hz. Musa’nın doğum ve vefatı, Yahudi takvimine göre aynı güne (7 Adar) denk gelmiştir.

Hz. Musa’nın annesi, Yoheved’tir, Levili bir hanımdır. Harun, Musa ve kızkardeşleri Meryem’in (Miryam) annesidir. Harun, Musa’nın ağabeyidir.Yoheved, Taberiye’de medfundur.

Hz. Musa’nın babası, Amram’dır (İmran). Hz. Musa’nın iki eşinden bahsedilir.

İlki, Habeşli (Kuş) Prenses Adonya’dır (Tharbis). Mısır günlerinde Habeşistan’a ordu komutanı olarak gönderilen Hz. Musa’yı Meru şehri kuşatması sırasında bu evlilik gerçekleşmiştir. Diğeri ise Tsipora’dır. Ülkemizde Safure olarak kızlara isim olarak konmaktadır. Hz. Şuayb’ın (Yahudilerde Yitro) kızıdır. Hz. Musa’nın Gerşom ve Eli’ezer adında iki oğlu vardır. Her ikisi de Hz. Şuayb’ın kızı Safure’den doğmuştur.

Hz. Musa’nın hayatı ve yaşadıkları, İsrailoğullarının başına gelenler Fatiha’dan hemen sonra Bakara suresi boyunca bize anlatılır. En çok da Yahudilerin yaptıkları yanlışlıklar örnek gösterilerek “La ilahe” bağlamında, asla yapmamamız gereken şeyler konusunda uyarılırız.. Hz. Musa’nın şahsına “Allah’tan başka ilah edinmememiz” konusunda bize güzel örnekler sunan ve kavminin hatalarını örnek göstererek bizi uyaran Allah’a hamdolsun. Keşke bugünkü Yahudi toplulukları da Hz. Musa’nın manevi mirasına ihanet etmeseler. O’nun bu yolculuğundan ibret alsalar da zulmetmekten vazgeçseler. Ama kendileri bilir. Zalimler için yaşasın cehennem. Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1001 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar