Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Putin’i kurtarmak Ukrayna’yı razı etmek

-Putin’i kurtaracak

-Ukrayna’nın razı olacağı bir çözüm. Sanki denklem böyle kurulmuş gibi. Türkiye’nin ya da Erdoğan yönetiminin “arabuluculuk” ile “kolaylaştırıcılık” arasında rol üstlenmeye çalıştığı, iç politikada da ekonomideki dibe vuruşu kamufle edebileceği düşünülen süreçte, Ukrayna olayında barışın kapısı böyle açılır gibi düşünülüyor.

“Putin’i kurtaracak” şu demek: Putin, Gürcistan’a müdahale, Kırım’ın ilhakı ve Donbas bölgesinin Ukrayna’dan fiilen koparılması gibi güce bağlı adımlar attı. Dizginlenmedi. Ve oralardan aldığı cesaretle –Batı’nın duyarsızlığı ile- Ukrayna’nın üzerine çullandı. Resmen ve silah gücüyle Ukrayna’da yönetimi dizayn etmeye, bir anlamda orayı “Küçük Rusya” ya da Sovyet dönemi jargonu ile “Rus peyki” haline getirmeye kalkıştı. Askerî harekât başlattı. Ama harekât istediği gibi gitmedi. Üstelik Batı dünyası bu defa, Ukrayna’ya örtülü yardımlar yanında Rusya’ya karşı çok keskin yaptırımlar uygulamaya başladı. Savaş uzadı, Rus silah gücü tartışılmaya başlandı, bu arada Mariupol başta olmak üzere Ukrayna şehirlerinde gerçekleştirilen yıkım ve katliam, Putin’in korkunç yüzüne dünyaya gösterdi. Şimdi Putin bir de Ukrayna’dan yenilmiş olarak çıkarsa… Bunu aklına bile getirmemiştir. O zaman yıkımı ve katliamı daha da artıracak... Öyleyse Putin’e bir çıkış yolu sunulsun. Taleplerinden bazıları verilsin, o da Rus toplumuna onurlu bir geri dönüş sunabilsin…

İşte orada “Ukrayna’nın razı olacağı çözüm” başlığı devreye giriyor. Kırım’ın ilhakının tanınması mı, Donbas bölgesinin Rusya’nın istediği bir yapıya göre düzenlenmesi mi, Ukrayna’nın NATO üyesi olmaması mı, askeri gücünün sınırlanması mı, Ukrayna’da Rus taraftarı bir yönetimin başa geçmesi mi?

Bir kere böyle bir sürecin Rusya’nın silah zoruyla bağımsız bir ülkede gerçekleşecek olmasının ortaya çıkardığı uluslararası hukuk ihlali bir yana, hangi onurlu ülke böyle bir çözüme razı olabilir? Ya da böyle bir yöntem uygulanabilir hale gelirse, güçlü ülkelere komşu olan hangi ülke kendi geleceğinden emin olabilir?

Kanaatimce, olayı Ukrayna üzerinden düşünmek, biraz dışarıdan bakmak gibi oluyor. Rusya’nın Stalin döneminde olduğu gibi cesaret edip Türkiye’den böyle bir talepte bulunması durumunu aklımıza getirdiğimizde Ukrayna’nın karşı karşıya bulunduğu dayatmanın ne kadar acayip olduğu görülecektir.

Türkiye’nin iki taraf arasında hangi psikolojik zeminde bulunduğu ve kime ne dediği o kadar önemli ki… Mesela Türkiye açık biçimde Kırım’ın ilhakına da karşı, Donbas’taki ilhak benzeri statüye de. Türkiye açıkça Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü de önemli görüyor, askeri müdahale ile sonuç alma girişimlerini de reddediyor. Bu durumda Putin’e ne deniyor olabilir?

Hani Batı dünyası gibi hareket etmiyoruz. Yaptırımlara katılmadık. Erdoğan’ın ifadesince “Rusya’yı da Ukrayna’yı da kaybetmek istemiyoruz.” Kaybetmeyelim tabii. Ama diyelim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’e ne demiş olabilir ki? Ortada açık bir hukuksuzluk var. Saldırı var. İşgal var. Ve bir ayı aşan savaşın ortaya çıkardığı insani dram var. Göçler, ölümler vs…

Acaba demiş midir “Ey Putin, uluslararası itibarın yerlerde sürünüyor, yapma bunu. Bu iletişim dünyasında yeni bir Grozni savunulamaz.” Böyle dememiştir kuşkusuz. Ama şunu tahmin etmek zor değil: Bu işte Türkiye’nin yüreği Ukrayna’dan yana çarpar. Öyle, “Batı mecbur etti Putin’i buna, NATO tehdidi şu bu...” Bunlar çok açıkça Rusofil ağızların söylemi. Putin dediğin adam, provokasyona gelecek ölçüde saf mıdır? Belli ki Avrupa’da Sovyet bakiyesi bir Rus tehdidi günceldir. Putin’in dünyasının nasıl emperyalist dokular taşıdığı çok açık biliniyor. Eski Sovyet nüfuz alanındaki ülkelerin Rus tehdidine karşı kendilerini NATO şemsiyesi altında tutmaları çok net bir kaygının sonucudur. Ve işte Ukrayna’nın başına gelen…

Ben gerçekten merak ediyorum, Türkiye nasıl bir formülde Ukrayna ile Rusya’yı buluşturacak da, barış yolu açılacak?

Doğru değerlendirme şudur: Putin tarihi bir hata yapmıştır. Gürcistan’a müdahale, Donbas’ta bağımsızlığı destekleme ve Kırım ilhakı karşısındaki Batı suskunluğu, Putin’e çok kötü bir cesaret vermiştir. Ve Ukrayna’da duvara toslamıştır. Geri dönecektir. Yaralı, bereli ve Ukrayna günahını omuzlarında taşıyarak geri dönecektir. Bu Hitler’in sığınakta intiharından daha erken bir tavırdır. Ukrayna’yı ateşe verdikten sonra Putin için hala onurlu bir geri dönüş arayışında bulunmak Ukrayna’da işlenen vahşetin örtülmesi anlamına gelir.

2022 yılında insanlık bunu hak etmiyor.

HOŞGELDİN KUTLU MEVSİM: Bu gece sahura kalkıyoruz. Yarın ilk orucumuzu tutacağız. Kutlu bir mevsimi idrak ediyoruz. İdrak. Bu kelimeyi unutmamak lazım. Pazar günkü yazımda “Orucu idrak”i yazacağım. Şimdilik her birimizin dünyasına bereketler getirsin duasıyla niyet edelim.

Bu yazı toplam 306 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar