Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

PAXTRUMP / TRUMP BARIŞI!

Trump barışı”nın nasıl bir şey olduğunu gördük. Trump’un dediğini yapacaksınız. Açıkçası onu İlah ve Rab edineceksiniz. “Mutlak itaat” istiyor. Trump’ın Putin’den, Xi Jinping’ten, bizden, Netenyahu’dan istediği bu. Ama Trump’un “evdeki hesabı çarşıya uymadı. Yanlış hesap Alaskadan döndü”! Netenyahuya “Gazze’den çekil” diyor. Ona göre Netenyahu “maşa varken ateşe el uzatmamak” gerek.

Mısırdan 40.000 asker alıyor, Suudiler’den, Ürdün’den, FKÖ’den de asker ve polis desteği istiyor. Katar da parasını verecek. Bunlar Gazze’ye girip, bir yandan insani yardım dağıtırken, öte yandan göç etmek isteyenlerin Gazze’den çıkışlarını sağlayacaklar. Hamas üyelerini yakalayıp, teröre yardım ve yataklıktan İsrail mahkemelerinde yargılayıp hapsedecekler. Savaş suçlusu olarak İzzedin Kassam üyelerini yakalayıp sorgulamak ve infaz edilmek üzere MOSSAD’a teslim edecekler. Esirleri kurtarıp ailelerine teslim edecekler. İsrailli ölüleri de İsrail makamlarına teslim edecekler.

Tabi burada en önemli görevlerinden biri de Gazze’de silahlı kişi bırakmamak, Silahların toplanması, mühimmat depolarının ve sığınakların imhası. Hamas ve Kassam tugayları ile ilgili bilgi ve belgelerin toplanması.

Yani bu İSLAM ülkeleri askerleri, bir bakıma İsrail’in paralı askeri olarak görev yapacak.

İsrail devleti ve İsrail ordusu ciddi bir itibar kaybına uğradı. İsrailde, intihar ve irtidat onlar için savaş kadar yıkıcı bir konu.. Bir türlü başarılı olamıyorlar. İslamofobia bitti, İsrail ve Siyonizm tarihinde ilk kez bu denli bir nefret objesi oldu. İsrail askerlerinin can kaybı devam ediyor. Esirlerin aileleri savaşın bitmesini istiyor. Rabbiler, İnsan hakları savunucuları da sokağa çıkmaya başladılar. Dinden uzaklaşma, intihar vakaları, korku ve panik sebebi ile ülkede yaşayan herkesin psikolojisi altüst oldu.Hani Gazze konusu çözülse, ondan sonra sıra Kudüs’e gelecek. Orada daha fazla, daha büyük, daha şiddetli bir muhalefet, direniş olacak. Suriye’deki dini grublar Kudüs konusunda uzun süre sesiz kalamaz. Kudüs hallolsa, Dürzilerin meselesi var, Kürdistan sorunu var.

İsrail’in kafayı dinlemesi gerekiyor. Önce silah’dan arındırılmış bir Filistin devleti kurulsun, Bu kurulacak laik Filistin devleti’nin başkenti de Modern Kudüs’ün doğusunda bir yer olsun, Hem Kürdistan konusu, hem Kudüs konusu kurulacak, tanınacak, Türkiye’nin de garantörü olmasını istedikleri Filistin devleti BM tanınsın ve İsrail de Kudüs konusunu toprak pazarlığı yaparak, Filistin devleti ile konuşarak çözsün. Abbas ve Dahlan zaten buna hazır. Bu hedef için zaman çok dar. Eylül’ün 2. yarısında BM genel kurulu var. Ağustos’da Trump’un teklif ettiği ateş kes ve barış planı için hemen çalışmalara başlanması gerekiyor.

İşin ilginç yani bu Arab ülkeleri aynı zamanda Müslüman. Allah (cc) emrediyor kardeşlerine yardıma gitmiyorlar, Trump emredince hepsi seferber oluyor ve kimse itiraz etmiyor. Allah’tan korkmuyorlar, ama Trump’tan çok korkuyorlar. Bunun sebebi Epstein dosyaları olabilir mi acaba.

Burada bizim durumumuzu çok merak ediyorum. Bir de Suudilerin durumunu. Suudilerin Filistin konusunda izleyeceği tutum, politika, yarın, Mekke ve Medine için referans olarak önümüze konabilir. Türkiye’nin bu plana destek vermesi ile, Osmanlıdan tevarüs ettiğimiz Hilafet ve Vakıf ve diğer haklarımızdan feragat anlamına gelebilir. Tam böyle bir zamanda, Türkiye’de Epstein ile ilişkilendirilen ya da Epstein’in yerli ve milli versiyonları diye bir takım kişilerin isminin sosyal media’da dolaşıma sokulması da dikkat çekici. Allah korusun Satanist, Siyonist Pedefolik Hristiyan ve Yahudilerden sonra aynı tip bir “Müslüman” profilin ortaya çıkartılması, hem Türkiye’de ve hem de diğer İslam ülkelerinde şok etkisi yapacaktır. Zaten ortada bir Savarona yatı skandalı varken, yeni skandallar, siyaset, bürokrasi, Akademi, iş dünyası, media ve sanat camiasında domino etkisi ile zincirleme skandallara sebeb olabilir.

Trump Putinle görüşmeden önce ülkede adeta OHAL anlamında uygulamalara kapı açacak bir dizi kararname imzaladı. Eyaletlere doğrudan müdahelenin, özerklik çerçevesini daraltmanın yollarını arıyor.

Trump, Gazze ve Ukrayna da “savaşı bitiren adam” unvanı kazanmak istiyordu, ama Ukraynada bugün bu olmadı. Sırada Gazze var.. Gazze’de savaşı bitirirken aslında gözünü Kudüs’e dikiyor, Arz-ı Mev’ud coğrafyasına dikiyor, Hazara ve Karaya dikiyor. Ukrayna’da savaşı bitirirken bugüne kadar Ukrayna için harcadıklarının karşılığı Rusya’dan imtiyaz olarak koparmak istiyordu ama, o da olmadı. Yeni bir rüzgarla hakkındaki Epstein suçlamalarını gündemden düşürmek istiyor. Gazze ve Ukrayna’daki çakma “PeaceMaker” rolü ile, sahte diploma gibi, çakma bir Nobel ödülüne aday olmak ve o ödülü almak istiyor. Bu konuda Azerbaycan ve Ermenistan birlikte Trump’ı Nobele aday gösteriler bile. Ukrayna’da barış ve Gazze’de henüz ateşkes bile gözükmüyor!.. O hızla, Epstein dosyalarını çantasına alarak bir çok ülkenin yöneticisini tehdit ve şantajla kontrol altına alarak yeni bir sömürge imparatorluğu kurmak istiyor. Yani ABD’nin liderliğinde, Hristiyan dünyasını birleştiren, Musevileri himayesine alan, İslam ülkelerine boyun eğdiren bir adam rolü oynamaya hazırlanıyor. Trump bu senaryoda Tanrı-Kıral rolü oynayan, modern bir Firavun olma hayali kuruyor. Aslında artık çoğu kimse biliyor ki, o Mesih kılığına girmiş Şeytanın hulul ettiği Satanist, Pedefolik bir Siyonist! Bu arada Zirve sonuçlandı. Dağ fare doğurdu denilebilir. Taraflar gerilimi artırıcı adımlardan kaçınıyorlar. Yeni bir durum yok, kritik bir çok konuya girilmemiş bile. Zaten Zelensky kendilerinin masada olmadığı bir çözümü kabul etmeyeceğini açıkladı. AB ve NATO grubu da Trump’ın tek başına kendilerini temsil etmeyeceğini açıkladı. Yani Trump, ne Rusya’ya yarandı, ne Avrupa’ya, Yalnız adam durumuna düştü.

Dün Alaska, Anchorage‘da gerçekleşen zirve, Rusya-Ukrayna savaşına kalıcı bir çözüm bulma ve ikili ilişkileri geliştirme konularına odaklanması bekleniyordu. Birkaç küçük adım dışında hiçbir ciddi bir gelişme olmadığı anlaşılıyor. Onun için hemen bir açıklamada yapılamadı. Ukrayna konusunda “kapsamlı müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği” konusunda mutabakat sağlandı. Trump‘ın “enerji altyapısına yönelik saldırıların 30 gün boyunca durdurulması” teklifine Putin tamam” dedi.. Bu, kısmi bir ateşkes olarak görülebilir. Karadeniz‘de deniz güvenliği konusunda teknik müzakerelerin başlatılması konusunda anlaştılar. Bu müzakerelerin Ortadoğu’da başlayacağı belirtildi. Esirlere insani muamele konusunda Rusya garanti verdi. Esir takası ve ölü ve yaralıların ülkelerine gönderilmesi konusunda mutabık kaldılar. (Yaralıların tedavisi, ölülerin Morg da muhafazası zor iştir)!? Taraflar ikili ilişkilerin geliştirilmesini kabul etmişler, stratejik silahların yayılmasının önlenmesi konusunda işbirliği ve İran‘ın İsrail‘e yönelik tehdit oluşturabilecek bir konuma gelmemesi gerektiği konusunda anlaşmışlar.(!?)

Bir diğer çok önemli bir karar da, zaten dünya da bunu bekliyordu: Putin Trump’a “gel birader, sizin iyi çocuklarla, bizim iyi çocuklar beraber bir Hokey maçı yapsınlar. Hiç olmaza bu buluşmadan insanlık yararına bir şey çıksın” demiş. Trump da “Harika fikir Okay” demiş. Rivayet o ki, danışmanı ona, “Ama NATO ya bilgi vermeden Putin’in talebine tamam demeniz, bizi NATO ile ilişkilerimizde zora sokar” demiş (Fake bilgi. Ama Hokey maçı kısmı doğru)

Resmi Açıklamalar’a gelince, Beyaz Saray, Trump ve Putin‘in, Rusya-Ukrayna savaşının kalıcı bir barışla sona ermesi gerektiği konusunda anlaştığını duyurdu. Açıklamada, barış sürecinin enerji ve altyapı ateşkesiyle başlayacağını açıkladı. Tam ateşkes için müzakerelerin Ortadoğu‘da devam edeceği belirtildi. Yani Zenzegur, İsrail, Suriye, Karay, Hazara konusunda açıklanacak bir şey şey yok. Sonuç, “dostlar alışverişte görsün” kabilinden bir durum söz konusu.

Kremlin ise görüşmeyi yapıcı bulurken Trump‘ın ateşkes teklifine olumlu yanıt verildiğini belirtti. Rusya‘nın Ukrayna‘daki hedeflerinden vazgeçmeyeceği, ancak siyasi-diplomatik çözümlere bağlı olduğu ifade edildi. Herhalde, biz çözüme karşıyız diyecek halleri yoktu.

Trump‘ın bu 2. döneminde Putin ile yaptığı ilk yüz yüze görüşme oldu. Zelenski, ABD‘nin teklif ettiği 30 günlük ateşkes teklifine Putin’in henüz kesin bir “evet” cevabı vermediğini belirtti.

Anlayacağınız “lider”ler, “havan’da su döğmüşler”. Geldikleri gibi evlerine dönmüşler. Trump’un “attığı taş ürküttüğü kurbağa”ya değmedi. “Yalnız kovboy” şimdi, AB/NATO’ya ne diyecek, Zelensky’e ne diyecek, Netenyahu’ya ne diyecek? Şimdi bu adamın şecaat arz edeceği, güç ve kararlılık gösterisi yapabileceği bir olaya ihtiyacı var, algıları yönetmek için.

Son dakika Rusya’dan Sputnik üzerinden gelen açıklama çok daha kısa: Ukrayna krizi için ortak zemin arayışı sözkonusu. Ekonomik ilişkiler önünde yaptırımlar bir engel. Sürdürülebilir bir iş birliği Küresel istikrar’a, bu istikrar da stratejik denge’ye bağlı. Putin’e göre “Diyalog için siyasi iyi niyet mevcut”. Trump: “Ateşkesin sonucu konusunda Zelensky’den kaynaklanan bir belirsizlik söz konusu. Peskov, “Tahmin yok, sonuçlar açıklanacak” diyor.

Zirve ile ilgili sembolik bir gönderme. 2. Dünya Savaşı sırasında ABD ile SSCB arasındaki işbirliği ve yardımlaşmayı ifade eden Lend-Lease (Ödünç verme, kiralama yasası) ile gerçekleştirilen işbirliğine atfen dikilen anıtının önünde bir tören düzenlendi. Bu ABD-Rusya arasındaki “geçmiş iş birliği”(!?)ne bir gönderme olabilir mi?. Selam ve dua ile.

mirathaber

Bu yazı toplam 228 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar