Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ne yapmak istiyorlar

 

Siyasi parti kurmayacaklarmış. Koru, “kuracaklar” diyor. Gülerce “Hayır” diyor. Sonucu Pensilvanya mı, Washington mu karar verecek bilmiyorum. Ya da Türkiye’dekiler mi?

Şaka değil “Sır Kapısı”ndan bir haber bekliyor olabilirler.

Şu belli, vazgeçmiyorlar ya da vazgeçemiyorlar, vazgeçemezler. Şu da gerçek ki, bu iş bir şekilde sonuçlanacak. Çünki bu iş böyle devam edemez. Deşifre oldular, toplumsal tabanları yok. Türkiye; Suriye, Kuzey Kore, Küba, Özbekistan gibi bir ülke olmayacaksa böyle bir yapının sürdürülmesi mümkün değil.

Bu projenin uluslararası ayağı BOP ile birlikte bitti. Siyasi ayağı Baykal’ın Çankaya hayalleri ile birlikte başlamadan sona erdi.

Cemaat esoterik hayallerinden vazgeçmek istemiyor. 2014 onlar için manevi keşiflerle işaretlenmiş, müjdelenmiş bir tarih. Geri dönerlerse inançlarını kaybederler, bugün sahip oldukları her şeyi ve gelecek hayallerini kaybederler. AK Parti’nin kontrol dışına çıkması sürpriz oldu. Kendilerini Mehdiyet makamında gördükleri için bu olay onların zihninde Deccaliyet şeklinde bir anlam kazanacaktır.

Bu konu birileri için ideolojik, politik bir olay değil. Nerede ise bir iman konusudur. Bu projenin asıl sahibi ise gayb aleminde tasarruf yetkisine sahip yüce şahsiyettir. Cemaat bu işin yeryüzündeki karıncalarıdır. Bu yüce makamla karıncalar arasındaki irtibatı ise “hocaefendi” sağlamaktadır.

Büyük sır bu! Bu takdir edilen işlerin tecellisi için, cemaat gizliliğe itina gösterecek, kendi dışındakilere karşı takiyye yapacak ve gerektiğinde bu ulvi ve manevi dava için her inanç, fikir, mezhep, siyasi ve felsefi görüş ve kanaat sahibi, her cinsiyetten insanı kullanabilecektir.

Ama evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Şimdi camia ve camiayı destekleyen uluslararası sistem bundan sonrası için kararsız.

Önce Erdoğan’dan kurtulmak istediler olmadı. Onlara göre Erdoğan kontrolden çıktı. Daha doğrusu Baykal’ın Çankaya hayalleri boşa çıkınca Erdoğan kontrolsüz kaldı. Cemaat ise bürokraside önemli bir kazanım elde etmesine rağmen yetersiz kaldı ve deşifre oldu.

Erdoğan ile birlikte Davutoğlu da hedefteydi. MİT Müsteşarı da.

Gelinen noktada her şey altüst oldu. İş inandırıcılık ve ciddiyetini kaybetti. Bu saatten sonra ne kaset ne dosya kanaatleri fazla etkilemeyecek.

“Seçimi erteletebilir miyiz” diye düşünmüş olmalılar bir ara. O da imkansız artık. İstifaların arkası gelmedi.

Belki önümüzdeki günlerde seçilen hedeflere saldırırlar, bomba yüklü araçlar, canlı bomba eylemleri için birileri düğmeye basabilir. Ama bu tür olaylar da geri tepiyor artık.

Mesela BDP’nin seçim sonrası özerklik girişiminde bulunacaklarına ilişkin açıklamasının bugün için farklı bir anlam taşıdığını düşünüyorum.

Şimdi seçim güvenliği son derece önemli. Seçmen listelerine dikkat. Kütüklerin siber güvenliği önemli. Oy kullanma süreci, sandık kurulları, sayım, il ve ilçe seçim kurulları, toplam işlemleri oy pusulalarının yeniden sayım ihtimaline karşı korunması, kullanılmayan oy pusulalarının güvenli bir ortamda muhafazası gerekli. Çünki başka partilere evet mühürü basılmış oy pusulalarının çöpte bulunması halkın aklını karıştırıyor. Birileri seçimleri erteletmeyi başaramadı. Şimdi seçimleri şaibeli hale getirmek, iptal ettirmek için elinen geleni yapacak.

Seçim kampanyası ise, AK Parti ile muhalefet koalisyonu ve camia denilen yapı arasında yaşanıyor. MHP’li biri CHP’den CHP’li bir başka partiden aday olabiliyor. Muhalefet partileri bu seçimde AK Parti karşısında bir koalisyon ortağı gibi çalışıyor. Örgütlenmeye çalışılan AK Parti’ye karşı AK Parti’den sonra gelen hangi parti ise ona destek vermek.

Herkesin bir planı var. Ama sonuçta kim ne plan yaparsa yapsın hüküm Allah’ındır.

Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 858 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar