Mevlana'nın Unutturulmak İstenen İsmi

Mevlana'nın Unutturulmak İstenen İsmi

ABD ve Avrupa sufizmi İslam'dan soyutlayarak yeni bir "new age din" arıyor. Mevlana'nın hümanist kimliği herkesi cezbediyor ama onun İslami kimliği gizlenmeye çalışılıyor

2007 yılının UNESCO tarafından 'Mevlânâ yılı' ilan edilmesi dolayısıyla Mevlânâ tüm dünyada anılıyor. Son olarak, Fransa'nın Strasbourg şehrinde düzenlenen uluslararası panelde, Mevlânâ'nın hümanizm anlayışı ve dinler arası diyaloğa katkıları tartışıldı.

Fransa ve Türkiye'den akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Mevlânâ'nın felsefesinin İslam'dan ve 'Muhammedi gelenek'ten ayrı düşünülemeyeceği vurgulandı. Türk akademisyenler tarafından kurulan Strasbourg Kültürlerarası Diyalog Derneği'nin düzenlediği programda, sufizm uzmanlarından Prof. Dr. Eric Geoffroy, günümüzde Müslümanlara yönelik önyargılar sebebiyle Mevlânâ'nın İslami köklerinin görmezden gelindiğini öne sürdü.

Eric Geoffroy, Mevlânâ'nın son yıllarda Batı dünyasında büyük bir tanınırlık kazandığını; ancak Batılı eserlerde çoğunlukla Mevlânâ'nın İslam'la ilişkisinin koparıldığını söyledi. ABD ve Avrupa'da sufizmi İslam'dan soyutlayarak yeni bir "new age din" çıkarma çabası olduğunu savundu. Geoffroy, bu çabaları "dinî ırkçılık" olarak tanımladı. Prof. Geoffroy, Rumi'nin bugün için dahi evrensel değer taşıyan hümanist anlayışının kaynaklarının Hz. Muhammed olduğunu ve Mevlânâ'nın Kur'an-ı Kerim'den bağımsız düşünülemeyeceğini kaydetti. Fransız profesör, "Günümüzde Mevlânâ, İslami köklerinden koparılarak yeni bir ruhani lider gibi sunuluyor. Bugün birçok kişi Mevlânâ'nın ön adının Muhammed olduğunu bilmez. Zira, Batılı çalışmalarda kimse onun gerçek adını kullanmaya cesaret edemiyor." dedi. Mevlânâ'nın feyz aldığı dostu Şems-i Tebrizi'nin Batılı eserlerde "gezgin ve hippi bir kişilik" gibi yansıtıldığını savunan Geoffroy, gerçekte Şems'in saygın bir İslam alimi olduğunu ifade etti.