Marmara ve Ege’de 20 gün... Ortak soru: Ne yapıyor bu MHP?

İzin bitti... Cenab-ı Hakk’a şükürler olsun, yeniden döndük “yuva”ya... Yeniden, sizlerle birlikteyiz...

Malûm; izne ayrılırken, şöyle demiştim: “Dönüşte, tekrar seçim yazıları ile devam ederiz.”

Öyle oldu...

Çünkü, “14 maddelik dayatma”larından sonra CHP ile “koalisyon” kurmak mümkün değildi...

MHP ile “seçime kadar koalisyon” mümkündü... Ne var ki; “AK Parti ile koalisyona hayır!.. AK Parti Azınlık Hükümeti’ni desteklemeye hayır!.. Erken seçime hayır!” diyen, yani “Çarşı, her şeye karşı!” diyen Devlet Bahçeli; hem de, “günde 2-3 şehit verildiği” bir ortamda “anlaşılması mümkün olmayan” bir tavır takındı ve bütün “çıkış yolları”nı kapatıp, ülkeyi “Seçim Hükümeti”ne mecbur bıraktı...

Şimdi de kalkmış;

“AKP-PKK İhanet Hükümeti” diyor...

Bunu diyeceği belliydi zaten... Bütün “seçim stratejisi”ni bunun üzerine bina edecek!..

Ne var ki;

Millet “enayi” değil!..

Sormayacak mı Bahçeli’ye;

“Ülkeyi Seçim Hükümeti’ne mecbur ve mahkûm eden, dolayısıyla bu Hükümet’te 2 HDP’linin yer almasını sağlayan sensin!..

AK Parti ile, seçim şartlı bir Hükümet kursaydın, ya da Azınlık Hükümeti’ne dıştan destek verseydin, böyle bir tablo oluşmaz yani HDP’lilerin Hükümet’te yer alması gibi bir garabet ortaya çıkmazdı...

Anayasa gereği kurulan Seçim Hükümeti’nde, bugün 2 HDP’li yer almışsa, bunun tek sorumlusu Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’dur!”

TÜRKEŞ’TEN SORUMLU TAVIR

Kaldı ki;

Bu Hükümet’te, “2 HDP’li”nin yanı sıra, bir de “MHP’li” vardır... SayınTuğrul Türkeş, gerçekten “sorumlu bir siyasetçi” gibi davranmış, belki de“MHP’den ihraç” edileceğini bile bile, “Seçim Hükümeti”nde görev almıştır!.. Tuğrul Türkeş, ihraç edileceği güne kadar “MHP’li”dir...

Dolayısıyla;

Ortada, bir “AK Parti, MHP ve HDP Hükümeti” vardır!.. Ama yine de, bu hükümete, bir “koalisyon hükümeti” denilemez... Buna, “AK Parti Hükümeti” veya “Davutoğlu Hükümeti” de denilemez!..

Bu hükümet;

“Geçici bir seçim hükümeti”dir!..

Anayasa gereği, “mecburen ve mecburiyetten kurulmuş” bir hükümettir!..

İşte bu yüzdendir ki;

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, bu hükümeti “AKP-PKK Hükümeti”olarak yaftalama çabası hem “akla ziyan” bir çabadır, hem de “komik”tir!..

Tekrar etmek gerekirse;

“Türkiye’yi böyle bir hükümete mahkûm eden, Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisidir!”

BOYKOT İKİZLERİ

Sayın Bahçeli’nin; hem de “milliyetçi bir parti”nin genel başkanı olarak, hem önceki günkü “30 Ağustos kutlamaları”na; hem “Anıtkabir’deki törenlere”, hem de “AKM’deki törenlere” katılmaması, akşamleyin de“Beştepe Külliyesi”ndeki resepsiyonu boykot etmesi, ayrıca not edilmesi gereken bir “garabet”tir!..

Ne garip değil mi;

7 Haziran’dan bu yana; “Yılanla aynı çuvala girmeyiz!.. HDP’liler ile aynı safta yer almayacağız” diyen MHP, maalesef “HDP ile aynı safta”buluşmuş, “aynı çuval”a girmiş ve “HDP ile ruh ikizi” olduğunu göstermiştir!..

Öyle ya;

Devlet Bahçeli’nin katılmadığı törenlere HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da  katılmamış ve böylece “boykot beraberliği”sergilemişlerdir!..

Şimdi gelin de;

MHP’nin “milliyetçi parti”liğini, HDP’nin de “Türkiye Partisi” olma iddiasını sorgulamayın!..

Bu ne biçim milliyetçi parti,

Bu ne biçim Türkiye partisi?!?..

İkisi de, “Boykotçu kardeşler!”

NERELERİ GEZDİM?

Zannediyorlar ki;

“Millet, bunun hesabını sormayacak!”

Fena halde yanılıyorlar!..

Çünkü, MHP tabanı kızgın!.. Devlet Bahçeli’ye fena halde öfkeliler!..

Diyorlar  ki;

“Devlet Bahçeli, sorumlu bir tavır takınsaydı; Türkiye seçim hükümetine mecbur kalmaz, HDP de böyle bir hükümette yer alamazdı!.. HDP’ye bu zemini hazırlayan, Bahçeli’den başkası değildir!”

Bunu, gittiğim her yerde duydum...

l“Akit’in 2012 Umre Kampanyası”na katılan “Umredaş”larla Karamürsel’de buluşup, Hüseyin kardeşimizin bahçesinde “piknik” yaptığımız arkadaşlarımdan da...

lAynı zamanda “hemşehrim” olan Mehmet Akif kardeşim ve temsilcimizHasan Ozan’ın Bursa’da organize ettiği toplantılarda da...

lSusurluk’ta “Akit okurları”yla yaptığımız sohbetlerde... Salihli’de Emin Sert ve Faruk Severoğlu ağabeylerin tertiplediği toplantılarda da...

lYine Salihli’de;

Kaymakam Sayın Ertan Peynircioğlu ile birlikte ziyaret ettiğimiz “Kemer Damları, Kurttutan, Yukarı Poyraz, Hacıhıdır ve Çapaklı köyleri”nde“köylü”lerle sohbetlerimizde de...

Ortak problem; “buğday, tütün, zeytin, üzüm ve domates fiyatları” ile“afetlerin verdiği zarar” olsa da “siyasi gidişat” herkesin gündemindeydi!..

Bu vesileyle, Salihli Kaymakamı Sayın Ertan Peynircioğlu ve ailesine de yürekten teşekkür ediyorum... Sayın Kaymakam, bana tam bir “nostalji”yaşattı ve “40-45 yıldır görmediğim köyleri” görme imkânı sağladı...

40-45 yıldır görmediğim köylülerle birbirimize sarıldık, hasretle kucaklaştık ki, gerçekten büyük mutluluk... Bana bu mutluluğu yaşatanKaymakam Bey’e, tekrar tekrar teşekkürler...

lBu arada; MÜSİAD Manisa eski şube Başkanı ve aynı zamanda AK Parti Milletvekili Aday Adayı olan Abdullah Tekin başta olmak üzere“Manisa’daki STK temsilcileri” ve bazı “öğretim üyeleri”yle de Salihli’de buluştuk ve onlarla da “memleketin gidişatı”nı konuştuk... Bu sohbetlerin ana konusu da “Bahçeli’nin tavrı” idi...

lEmin Avcı kardeşimizin daveti üzerine gittiğimiz Denizli’de de hemCedide Abalıoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi’ni ziyaret ettik, hem “STK temsilcileri” ile bir sohbet toplantısı yaptık... Bu sohbetlerin ana konusu da, “Türkiye’nin gidişatı” idi...

Hasılı kelâm;

Kimlerle görüşmüş isem, hemen herkes, “sorumluluktan kaçan Bahçeli’nin anlaşılmaz tavrı”ndan şikâyet etti... Ülke “terör belâsı” ile yüz yüze iken; Bahçeli’nin, “elini taşın altına koymayan” tavrı, insanları fena halde öfkelendirmişti...

Haa, şunu da söyleyeyim:

Sohbet ettiğim insanlar arasında “koyu MHP’liler” de vardı... Onlar da, Bahçeli’nin tavrına anlam veremediklerini söylediler ve dediler ki; “Gün, Tayyip Erdoğan’a sahip çıkma günüdür... Çünkü Tayyip Erdoğan yerli bir adam, milli bir adam... Tayyip Erdoğan, bu toprakların çocuğu ve kesinlikle yalnız bırakılmamalı.”

Şu hâle bakın;

“Tabandaki MHP’liler” ne diyor, “Tavandaki MHP’liler” ne yapıyor?..

lTatilimizin son durağı, Sakarya’nın Akyazı ilçesine bağlı Kuzulukmahallesi oldu...

Burada da, Nurettin ve Ali Asan kardeşlerimin yanı sıra, Kuzuluk eski Belediye Başkanı Bilal Soykan ve mahalle halkı ile bol bol sohbet ettik.

Konu, yine “siyaset”ti...

Soru şuydu:

“Ne olacak bu MHP’nin hali?.. Devlet Bahçeli, kendi topuğuna kurşun sıktığının farkında değil mi?”

Anlayacağınız, “CHP ve Kılıçdaroğlu” hiç kimsenin umurunda değildi... Ama, insanlar; “MHP ve Bahçeli’nin tavrı”nı önemsiyordu...

Hemen herkes, “Türkiye’yi, HDP’li bir Seçim Hükümeti’ne mecbur ve mahkûm eden” Bahçeli’ye ateş püskürüyor; “Bunun bedelini 1 Kasım seçimlerinde öder” diyordu!..

Göreceğiz bakalım;

“MHP tabanı” ne yapacak?..

TÜRKİYE’DE BİR İLK

Dediğim gibi;

Tatil bitti... 

Buna, “tatil” de denmez ya... 

Hep ziyaret, hep sohbet...

Karamürsel’den başlayıp, Bursa, Susurluk, Salihli ve köyleri ile Denizli veAkyazı Kuzuluk’la devam eden sohbetler zinciri İstanbul’da sona erdi...

Ve önceki akşam da, Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine, Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven’le birlikte “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki 30 Ağustos Zafer Bayramı Resepsiyonu”na katıldık...

“Muhteşem bir kutlama” idi...

“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa” Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde;“Kurtuluş Savaşı ve terörle mücadelede hayatını kaybeden şehitler” için, külliye içindeki Millet Camii İmam Hatibi Adem Kemaneci tarafındanKur’an-ı Kerim okundu...

Ne ilginçtir ki;

Anıtkabir ve AKM’deki “30 Ağustos törenleri”ne katılmayan Devlet Bahçeli, şehitler için Kur’an-ı Kerim okunan resepsiyonda da yoktu!..

Selahattin Demirtaş da yoktu, Kemal Kılıçdaroğlu da!..

“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde;

“Siyasetçi”sinden “asker”ine, “gazeteci”sinden “bürokrat”ına, “STK temsilcisi”nden “sıradan vatandaş”ına kadar, tam bir “devlet-millet kaynaşması” yaşanırken, Bahçeli ve Demirtaş, “Erdoğan’ı boykot yarışı”ndaydı!..

Kemal Kılıçdaroğlu ise; eşi ve ailesiyle birlikte, bir “yat”la denize açılmışlar, 30 Ağustos’u “içki” ile kutluyorlardı!..

İşte, yazı yazmadığım;

“Son 20 gün”ün özeti!..

 ************************************************************************

Tayyip Erdoğan varken, “ilk”lerin sonu gelmez!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerçekten de “çılgın” bir adam... Sürekli“ilk”lere ve “çılgın proje”lere imza atan, “Türkiye delisi, memleket sevdalısı” bir adam... Hiç kimse inkâr edemez ki; “Devlet-millet kaynaşması” yolunda çok büyük adımlar attı... “Yasak”lar, “Darbe”ler,“Vesayet” ve “yasadışı zorbalıklar”la anılan “Eski Türkiye”nin yerine “Yeni Türkiye”yi kurdu ve bu ülkeyi “yasakların cenderesi”nden kurtarıp,“özgürlük”lerle tanıştırdı!..

Kürtlerle ilgili “ret, inkâr ve asimilasyon” politikalarına son verdi... “İHL’li ilk Başbakan ve ilk Cumhurbaşkanı” olarak, “başörtüsüne özgürlük”getirdi, “başörtülü hanımlar”ın “milletvekili” olarak Meclis’e girmelerini,“belediye başkanı, YÖK üyesi, Milli Eğitim müdürü, HSYK üyesi” ve yine“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk” olarak “bakan” olmalarını sağladı... Ayşen Gürcan, “Türkiye Cumhuriyeti tarihine ilk başörtülü bakan” olarak geçti...

Tayyip Erdoğan; önceki akşam, bir “ilk”e daha imza attı... Bugüne kadar“içki”lerle ve “dans”larla kutlanan “30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları”nda, “şehit”lerimiz için “ilk” defa “Kur’an-ı Kerim” okuttu... Önceki akşam “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde okunan Kur’an-ı Kerim,“Türkiye’de bir ilk”tir!..

Erdoğan, önceki akşam bir “ilk”e daha imza attı ve Türkiye içinde ya da yurtdışında görev yapan “asker”lerle, “görüntülü sohbet”ler yapıp, onlara başarılar diledi...

Öyle sanıyorum ki; bu ülke halkı, sürekli “ilk”lere imza atan bu “çılgın adam”a sahip çıkmaya devam edecektir.

Çünkü o yerli, çünkü o millî...

yeniakit

Bu yazı toplam 562 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar