Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Kutuplaşmayı kim başlattı

Dünyanın içinde bulunduğu sarmal, bir nev’i kısır döngü nerede ve nasıl başladı? Asıl müsebbib kim? Asıl suçlu nerede? Belki daha da önemlisi bu hep böyle miydi sorusunu sormak. Tarihsel süreçte güçlülerin ve zayıfların arasındaki uçurum farklı farklı tezahür ediyordu. Etki alanı zaman ve mekan ile bağımlı olarak değişiyordu. İlke, en başa, en öncesine Habil ve Kabil arasındaki güç dinamiğine gitsek gördüğümüz yetersiz kalır. Daha da geriye mahlukatın ilk safhalarına dönmek daha da elzemdir. Melekler “kün” emrinin sonucu “fe yekün”dür ama emrolundukları ile sınırlıdır. İnsan ise aklı ile güçlü ama nefsi ile çok zayıftır, ikinci birinciye galebe çalınca da nefsinin esiri olarak hüsrandadır. Bir başka ifadeyle kendi içinde güçsüzleşir. Şeytan ise inadı ve kibri ile kendine yenilmiştir, insandan da çoğu kez güçlü oluverir, biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz.

Şeytana uymaktan söz ederiz de bunun bir miktar şeytana bir miktar kendimize kapılmak anlamına geldiğini idrak etmekten pek haz etmeyiz. Şeytan dışarıdadır görmek istediğimizce zira. Bünyemiz, sistemimiz kendimizle kavgamızı kaldırmaz zira. Tabii bütün bunlar teolojik bir perspektiften bir anlam ifade edebilir. İnanmayana kendince beis yoktur. Ama ne var ki inansa da inanmasa da kısır döngü zalimle mazlum güçlü ile güçsüz alacaklı ile verecekli siyah ve beyaz büyük ve küçük kadın ve erkek insan ve diğer yaratılmışlar arasında güç üzerinden varolagelmiştir.

Reel politike baktığımızda ise insanlık tarihi boyunca olagelmiş güç dinamikleri ve bunun en tabii sonucu olarak gelişen kutuplaşmaların bugünün değişkenlerine bağlı olarak daha etkin olduğunu idrak ediyoruz. Şöyle ki diyelim ki ortaçağda veya mekânsal ve zamansal kesitte mesela Roma İmparatorluğu, Bizans döneminde kutuplaşmalarla sonuçlanan güç hiyerarşisi belki çok efektif bir ölçüde ama mutlaka yerellik arz ederek yani sonuçları mekânla sınırlı olarak zuhur ederdi.  Ama ya şimdi...? Bugünün küresel sisteminde etkileşimin bütün seviyelerinde topyekûn bir karşılıklı münasebet, her etkileşim “atomunun” yansımaları ile gelen holistik yani tamamını içeren bir kutuplaşma kümesi görüyoruz. Myanmar’da insanlık katledilirken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Amerika’nın Kuzey Kore tehdidini konuşuyor olmaması tam da bunu gösteriyor.

yeniakit

Bu yazı toplam 687 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar