'Her Müslüman Bir Kova Su Dökse İsrail'i Sel Alır'

'Her Müslüman Bir Kova Su Dökse İsrail'i Sel Alır'

İmam Humeyni -ks- bugün artık bütün Müslümanların tevafuk ettiği bir tespiti bundan tam 33 yıl önce yapmış...

İmam Humeyni -ks- bugün artık bütün Müslümanların tevafuk ettiği bir tespiti bundan tam 33 yıl önce yapmış (ki bu sözleri nedeniyle de o günlerde "radikalcilik ve aşırılık" la suçlanmıştı malum siyonist güdümlü rengarenk medya tarafından!) ve bütün Müslümanlara adeta haykırarak şöyle demişti

"Bütün Müslüman hükumetler ve Müslüman milletler, kendilerini tefrikaya düşüren ecnebi ellerinkimler olduğunu bildikleri halde; bu tefrikalarla zaafa uğrayacaklarını ve yok olacaklarını, İsrail gibi temelsiz bir hükümetin Müslümanların karşısında durduğunu ve Müslümanların birlik içinde olup da her birinin
İşgalci İsrail'e bir kova su dökmesi halinde onu sel götüreceğini çok iyi bildikleri ve bunu gördükleri halde yine de onun karşısında zelil ve perişan olmalarını anlayabilmek bendeniz için mümkün değildir!!.

Sahi, İslam ülkelerinin başındakiler ve Müslüman milletler, bütün bunları bildikleri halde niçin tek gerçek ilaç ve çare olan birlik, beraberlik ve vahdete yönelmiyorlar? Niçin sömürücülerin onları tezyif etmek için kullandıkları komploları etkisiz hale getirmiyorlar? Bu problem ne zaman halledilecek acaba? Kimin yanında halledilmeli? Bu komploları Müslüman devletlerden ve Müslüman milletlerden başka kimin halletmesi gerekiyor? Bu probleme cevabınız varsa, halletmişseniz bize de söyleyin Allah aşkına!

Eğer Birleşirlerse Amerika Hiçbir Şey Yapamaz

Bu ihtilaflar ya müslüman ülkelerin başında olanların ihtilafından kaynaklanıyor ya da birbirleriyle anlaşıp birlikte kükrer dalgalarıyla önüne çıkan her şeyi yıkan bir deniz gibi -olamayan- onların cehalet ve bilgisizliklerindendir.

Filistin'de bir avuç siyonist ve yahudi, nüfusu yüz milyonun üzerinde olan Arap ülkelerini öyle bir hale getirmiş ki onlardan bazıları ona -İsrail'e- teslim olmuş, hiç bir şey yapamıyorlar. Şimdi bir kaç yıldır İsrail gelip Filistinlilerin topraklarını gasbetmiştir ve bu kadar Arap milleti ve Arap ülkeleri Filistin'i kurtaramayacak kadar beceriksizler. Amerika İsrail'i destekliyor diyorlar. Çok beceriksizsiniz, beceriksizler...

Eğer bu güç; yüz milyonluk Arap gücü birleşirse, Amerika hiçbir şey yapamaz, Avrupa da yapamaz, hiç kimse bir şey yapamaz; ancak Arap ülkeleri bir değiller. Evet, onların yaptığı iş bunların birleşmesine engel olmaktadır!. Onlar, Arap ülkelerinin birleşmek istediklerini hissedince onların birleşmesine engel olacak bir iş yapıyorlar.

Örneğin Mısır cumhurbaşkanını Amerika'ya götürerek onunla bir anlaşma yapıyor, onu diğerlerinin sahip olmadığı bir yola götürüyorlar... Ve diğerini de diğerlerinin sahip olmadığı bir yola götürüyorlar... Bu bizim anlayışımızın kıt olmasındandır. Böyle esir ve sulta altında olmamız ve -arada- doğunun bütün menfaatlerini Amerika, Sovyetler Birliği ve benzerlerinin götürmesi bizim beceriksizliğimizdendir.
(İmam'ın konuşması, 9/8/57; SN; c.2, s.246.)

Devletler İstiklal ve Vahdeti Koruyamadılar

Arap ülkeleri hakkında iyi bir görüşe sahip değilim. Arap ülkeleri istiklallerini koruyamadılar ve kendi aralarında bir vahdet oluşturarak İsrail'i ortadan kaldıramadılar. Kendi aralarındaki ihtilaflar ve Arap ülkelerinin başında olanlardan bazılarının ihaneti siyonistlerin orada yerleşip yerlerini sağlamlaştırmasına sebep oldu ve son zamanlarda da ne yazık ki, Mısır'ın reisi -başında olanlar- bu işi yapıyorlar*, elbette bazıları nispeten kötü olmayabilirler, ancak genel olarak kendilerini hem sömürüden ve hem de sömürünün uşaklarından -ki İsrail de bu cümledendir- kurtaracak bir vahdet oluşturamadılar. Ama Arap milletine gelince hepsi bizim kardeşimizdir ve biz onlara karşı bir kardeş gibi davranırız.
(İmam'ın Mısır haber ajanısyla röportajı, 21/6/1357; SN; c.3, s.118-119.)

Müslümanlar Amel Ehli Olsalardı İsrail'in Karşısında Zelil ve Perişan Olmazlardı

İslam düşmanlarının, islama ve müslümanlara musallat olan memleketlerin sadece söz değil amel ehli olduklarını, ancak müslümanların ise; sadr-ı evvelden beri amel değil söz ehli olduklarını itiraf etmemiz gerekir; çok iyi şiir okur, çok iyi hitabe eder ve sorunları da çok iyi dile getirir ama -bütün bunlar- sözden öteye geçmez ve amel -merhalesine- ulaşmazdı. Sözden öteye geçseydi yüz milyon arabın İsrail karşısında öyle aciz olmasına insan inanamıyor; her şeye sahip oldukları halde ve bir çok alanda batının, müslüman memleketlere muhtaç olmasına rağmen onların sayıca çok ve daha zengin kaynaklara sahip olmalarıyla birlikte yine de hepsinin onların sultası altında olmasına inanamıyor -insan-. Bu ise, sadr-ı islamda olup da -müslümanların- galip gelmesine neden olan morali kaybetmemizden kaynaklanıyor ancak.
(İmam'ın müslüman ülkelerin elçilerinden bir gruba yaptığı konuşma, 19/4/58; SN; c.8, s.95.)

Tefrika Muamması!

Şu nokta benim için bir problemdir: Bütün müslüman hükumetler ve müslüman milletler derdin ne olduğunu, ortada kendilerini tefrikaya düşüren ecnebi ellerin olduğunu bildikleri halde; bu tefrikalarla zaafa uğrayacaklarını ve yok olacaklarını, İsrail gibi temelsiz bir hükümetin Müslümanların karşısında durduğunu ve Müslümanlar birlik içinde olup da her biri İsrail'e bir kova su dökse onu sel götüreceğini gördükleri halde yine de onun karşısında zelil ve perişandırlar. Problem ve soru şu ki, bütün bunları bildikleri halde niçin tek gerçek ilaç ve çare olan birlik, beraberlik ve vahdete yönelmiyorlar? Niçin sömürücülerin onları tezyif etmek için kullandıkları komploları etkisiz hale getirmiyorlar? Bu problem ne zaman halledilecek acaba? Kimin yanında halledilmeli? Bu komploları Müslüman devletlerden ve Müslüman milletlerden başka kimin halletmesi gerekiyor? Bu probleme cevabınız varsa, halletmişseniz bize de söyleyin Allah aşkına!
(İmam'ın konuşması, 25/5/58; SN; c.8, s.235-236.)

fha