Gidiş ne tarafa?..

Ülke olarak yolculuğumuz ne tarafa doğru?.. Yani mesela bundan 10 yıl sonrasının Türkiyesi için devletin ilgili birimlerinin ve tabii ki kendilerini ülkenin tek sahibi gören elitlerimizin tesbit ettiği ve gerçekleşmesi için gece gündüz demeden çalışılıyor olması gereken hedefler nelerdir?..

Belli bir sıralama yapmadan, rastgele bazı sorular: Ekonomi, eğitim, sağlık, sanayileşme, istihdam, tarım, özgürlükler... 10 yıl sonra ne durumda olacaklar?

Sözgelimi, özelleştirme hâlâ sürecek mi? Yani o zamana kadar hâlâ özelleştirilememiş bir şeyler kalmış olacak mı?

10 yıl sonra Özelleştirecek, yani satacak bir şey kalmazsa; borç faizlerini ödemek için ne yapılacak?

Borç demişken, borçlarımızın durumu?.. Şu anda sürekli arttığına göre, 10 yıl sonraki borç durumumuz ne olacak?

Yılda 50 milyar dolar civarında iç ve dış borç faizi ödemeye devam mı edeceğiz? Yoksa daha fazla ya da belki daha az mı olacak?..

İhracat artışı sürecektir herhalde. Ama ithalattaki artış da aynı hızla sürecekse, aradaki makası kapatmak için neler yapacağız?.. Gene sıcak döviz denilmesin sakın!..

Eğitimde durum ne olabilir?.. 30 kişilik sınıflar ve ikili sistem yerine gün boyu eğitim-öğretim hedefi gerçekleşebilir mi acaba? Öğretmen ve derslik açıklarının kapatılması suretiyle yani...

Sağlıkta, ülkede yaşayan hemen herkesi kapsayan ve istismar edilme gibi problemlerden arınmış bir sisteme kavuşma ihtimali nedir?

2018 yılında başörtüsü yasağı hâlâ devam edebilir şeklinde düşünmek oldukça tuhaf bir şey ama gene de sormakta fayda var: Başörtüsü yasağı, 10 yıl sonra da devam ediyor olacak mı dersiniz?

Ya insanların çocuklarına dinlerini öğrettirme hususundaki anlamsız yasaklar!.. Onlarla ilgili olarak ne gibi gelişmeler yaşanabilir?

Bundan 10 yıl sonra da, mevzuatta olmayan ve birilerinin uygulamayı bir şekilde becerebildiği yasaklar devam ediyor olabilir mi yani?.. Kim bilir?

10 Yıl sonra dış politikamızda ne gibi değişiklikler olabilir peki?

Türkiye, ABD ve AB, yani batı doğrultusundaki yolculuğunu sürdürüyor durumda mı olur yoksa o zamana kadar kendi işinin çoğunu kendi görebilen; ABD ile, AB ile ve tabii ki başka ülkelerle de, eşit şartlar altında yarışabilen bir ülke haline gelebilmesi gibisinden bir ihtimal varit midir?..

Laf aramızda, ne güzel olurdu, değil mi?

Dünyanın ne halde olacağı bir yana, bölgemiz de bundan 10 yıl sonra şimdiki gibi olmayacaktır, büyük ihtimalle.

Irak"la, İran"la, Suriye, Lübnan, Filistin, İsrail ve diğer bölge ülkeleri ile ilgili değişik gelişmeler yaşanacaktır muhakkak. Bu gelişmelerden her birisinin bizi derinden ilgilendireceği de, açık.

Bölge ülkeleri ile ilgili muhtemel gelişme alternatiflerinin her birisi için ayrı ayrı planlarımız var mıdır acaba?..

Zor sorular bunlar. Her biri de, kendi çapında bir uzmanlık sorusu...

Bu soruların aklıma gelişinin sebebi de, mevcut durumumuz.

Cennet gibi ülkemiz, genç ve dinamik insan kitlemiz; dezavantajları olsa da, avantajlarının daha baskın olduğu kesin olan coğrafyamızla, parlak bir geleceğin bizi beklediğine inanmak isteyen 70 küsur milyona karşılık, hemen her meseleye kendi dar pencerelerinden bakmayı alışkanlık haline getirmiş bürokratlarımız ve elitimiz var...

Ve son soru: Ne dersiniz, bu bürokratlar ve bu elit; yukarda bir kısmını saydığımız hususlarda ciddi ciddi düşünüyor ve imal-i fikr ediyor olabilirler mi acaba?..



Bu yazı toplam 438 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar