Abdurrahman Dilipak
Gazze ve ötesi!
Derin Gerçekler
Bir gerçeği tam olarak anlamak için önce vakıayı “efradına cami, ağyarına mani” bir şekilde anlamak gerek.
Bu “hal” ve “gidiş”e bakıp anlaşılmaz.
Bir şeyi doğru olarak anlamak için 3 ayrı noktadan/açıdan bakmak gerekir konuya.
Hatta başka bakış açıları ile de bakışınıza daha da derinlik kazandırabilirsiniz?
İlk bakmamız gereken şey, biz buraya nereden geldik, tarihi arka plan ve sonra geleceğe bakmamız gerek bu gidiş nereye.. Olaya sadece politik açıdan bakarsanız yanılırsınız.
Politikacılar her zaman doğruyu söylemeyebilirler, ağızlarından çıkan ile ayaklarının gittiği yer aynı değilse bunu net anlarsınız. Ekonomik açıdan bu işi iyi sorgulamak gerek. Paranın hareketlerine bakmak gerek. Orada neler oluyor?
Sermayenin kulağı deliktir ve değişen şartlara uyum performansı yüksektir.
Aynı zamanda olayı gerçeklik düzeyinin üstünde, Hakikat penceresinden TeoPolitik olarak okumak gerek.
“İdea” dünyasında “Din” birincil motivasyon aracıdır.
Tek başına Sumud’a bakarak Gazze’yi anlayamazsınız.
Gazze’yi gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasında Kudüs’ü kaybederseniz, Kudüs’ü çok yaklaştırırsanız Mescid-i Aksa’yı görmezsiniz, Mescid-i Aksa’yı çok yaklaştırırsanız Mekke ve Medine’yi göremezsiniz.
Arz-ı Mev’ud’dan söz ediyoruz ya, bu tanım Tevrat’ta geçer.
Kur’an-ı Kerim bölgeye “Arz-ı Mukaddes” adını verir. Orada da asıl bölge Yuşa Aleyhisselam’ın yerleşmek için seçtiği bölgedir. Yahudiler, bunun sınırını Nil ile Fırat arasına genişlettiler ve Tevrat’ta adı geçen her yeri kendilerine vadedilen topraklardan saydılar.
Kur’an-ı Kerim’de “Arz-ı Mevud” (Vadedilmiş Topraklar) yerine, “Vahiy coğrafyası”na bir işaret olarak “Arz- Mukaddes” tanımı geçer. Kur'an'da "Arz-ı Mukaddes" (Mukaddes Toprak) ifadesi, (Maide 21)'de geçer. Arapça orijinal metinde bu ifade "الأرضالمقدسة" (el-Ard el-Mukaddese) olarak yer alır.
"Ey kavmim! Allah’ın sizin için yazdığı kutsal toprağa (el-Ard el-Mukaddese) girin ve ardınıza dönmeyin, yoksa kaybedenler olursunuz."(İsra104)’de de "Ve sonra İsrailoğulları’na dedik ki: 'O topraklarda oturun, ahiret vaadi geldiğinde hepinizi bir araya getireceğiz.'" denilir.
Kaldı ki bu vaad “Mü’minlere, Muvahhdiler”edir.
O gün için Hz. Musa’nın kavminedir.
İbrahim milletine yönelik vaad ise Hz. İbrahim sonrası bütün Müslüman toplulukları kapsar.
Nil ile Fırat arasından söz ediyoruz da, aslında bu coğrafya çok geniş bir alanı kapsar. Fırat Nehri, Türkiye'de, Erzurum'un kuzeydoğusundaki Dumlu Dağı'ndan doğar. Ana kolu olan Karasu ve Murat Nehri'nin birleşmesiyle oluşur. Nil ise Afrika'da, Burundi'deki Gitega yakınlarında, Kagera Nehri'nin kaynaklarından başlar ve Victoria Gölü'ne dökülerek yolculuğuna devam eder. Yani İsrailin sözünü ettiği yerin bir ucu Erzurum’a kadar uzar, Fırat”ın son ucu ise Basra körfezidir.
Basra’dan Victorya gölüne bir çizgi çizerseniz, bakın ne oluyor?
Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, bunlar zaten Fırat’ın çevresindeki ülkeler.
Kuveyt de Arz-ı Mev’ud coğrafyasında kalıyor.
Suudi topraklarındaki şehirler ise: Medine, Riyad,Hafar Al Batin, Dammam, Al Khobar, Hail, Buraydah, Tebük.
Suudların sınırda kalan şehirleri ise Cidde, Mekke, Taif, Abha, Jizan. Bakarsınız Hz. İbrahim’den yola çıkarak ayrıca Mekke-i Mükerreme’yi de isteyebilirler. Zaten öyle anlaşılıyor ki, Hicaz bölgesini Ürdün’e, Ürdün’ü de kendilerine bağlamak istiyorlar. Kurulması söz konusu edilen Filistin devleti ve Kürdistan da tamamen Arz-ı Mev’ud coğrafyasında.
Bana kalırsa, önce büyük resme bakmak gerek. İsrail’in saldırgan politikalarının arkasında ve ABD’nin Siyonistlerle birlik olmasının temelinde kıyamet teolojisi var. Bunun için tanrılarını (Şeytanı) kıyamete zorluyorlar. Bunun için dünyadaki 8 milyar insanın 7,5 milyonundan kurtulması gerekiyor.
Yani Siyonist tehdit sadece Nil ile Fırat arasını değil, tüm dünyayı kapsıyor.
Gazze bu anlamda bu kan okyanusunda bir gölet hükmündedir. Gazze bu dehşet senaryosunda insanlığın geleceğini temsil ediyor. Siyasetin kör edilen gözleri bu cehennemi görmüyor.
Ya da bu cehenneme Chemtrails ile İklim yasaları İstanbul sözleşmesi, 5G ile odun taşıyorlar.
Trump, Netenyahu, Epstein bu cehennem için “Şeytanın bir davetçisi” rolü oynuyor aslında.
Demem o ki, hedefte sadece Gazze değil, aynı zamanda siz de varsınız siz.
Bu ateşi orada söndüremezseniz, aynı ateş sizi, sizin ülkenizi, sizin çocuklarınızı da yakacak! Allah(cc) yardım ederse söndürürüz, ama Allah yardım etmez ise vay halimize. Allah’ın yardımını almak için O'nun rızasının tecellisinin vesilesi olmamız gerek. Daha akıllı, daha dürüst, daha cesur olmamız gerek. Değilse Allah bu zalimleri bizim de başımıza bela edecek, işlerimizi sarp dağlara sardıracak, üstümüze pislik yağdıracak, “öldük diyeceğiz, boğmaya kan gönderecek!”
Bakın FKÖ’ye, Abbas’a kukla bir Filistin devleti kurdurmak ve bunu tanımak, sorunu çözmez. Bu bir oyun. Asıl mesele Filistin halkının toprak ve bağımsızlık meselesi değil. Evet bu da var ama asıl mesele bu değil. Kuşner-Dahlan senaryosunda, Türkiye’yi garantörü yapmak istedikleri başkenti Doğu Kudüs (Bugünkü Kudüs’ün doğusunda bir yer) olan bağımsız bir Filistin devleti bir yalan, bir aldatmacaya.
Bu Filistinlilerini kendi içinde çatıştırmayı hedefleyen bir oyun. Bu Ürdün’e, Suriye’ye, Lübnan’a karşı, onlardan toprak almak için bir bahane olacak. Bu bir çözüm değil, çözümsüzlük için üretilmiş bir yalan! Zaten ABD’nin Abbas’a bile tahammülü yok, Netenyahu da bağımsız bir Filistin devletini tanımayacaklarını söyledi.
Filistinliler için Suriye, Mısır ve Ürdün topraklarında temerküz kampları, çalışma kampları düşünüyorlar ve bunun içinde Mısır, Ürdün, Suriye topraklarını işgale hazırlanıyorlar.
@mgultekin11’in bu konuda okunması gereken ciddi b ir makale yayınladı sosyal media’da. Bunu okumanız için tıklayınız
Eli ayağı boş olmayan ama yaptıkları bir iş de olmayanların, dostlar alışverişte görsün kabilinden halkları ve ülkelerin yöneticilerini oyalamak için uydurdukları bu tür her zaman kulağa hoş gelen, ama içi boş senaryolar vardır.
Silahsız, denize kıyısı olmayan Abbas’ın adamlarından ibaret bir Filistin çözüm değil, çözümsüzlüğe açılan bir kapıdır. “Kürdistan” dedikleri de İsrail için aslında Suriye, Irak, İran, Türkiye topraklarının işgali için bir bahane, ve savaşçı tedarik konusu. Bağımsız Kürdistan dedikleri, içinde bütün gayrimüslim unsurları ve bir çok Yahudi unsuru içinde barındıran bir yapı.
Gazze’yi doğru anlamak için GlobalReseti iyi anlamak gerek. Gazze’yi iyi anlamak için Tanrıyı kıyamete zorlayanların niyetlerini doğru okumak gerek. Yuhanna Vahyini, Enok’un kitabını, Hristiyan ve Yahudi kahinlerin kehanetlerini iyi anlamak gerek.
Birileri zalim ABD’de de iç savaş çıkacak, ABD dağılacak diye düşünüyor da, aslında bu Satanist, Pedefolik, Siyonistler bunu çok istiyor. ABD dağılacak, daha sonra YAC (Yeni Amerika Cumhuriyeti) kurulacak. Beyazların Amerikası, siyah derililer ve göçmenlerin yoğun olduğu, geliri giderini karşılamayan. Eyaletler ve kriminal risk katsayısı yüksek eyaletlerden kurtulmak istiyor. Bunları sırtlarında bir yük görüyorlar.
Yani kontrollü bir bunalım senaryosu hazırlıyorlar.
Bu senaryoda en önemli konu, ABD Dolardan kurtulacak. Merkezi hükümet dağılınca dolar sahipsiz kalacak. FED’in o kağıtların karşılığını ödeyecek altını yok. 1972’ye kadar oluşturulan rezervlerin de akibeti bilinmiyor. Yani ABD’nin bu trilyonlarca dolarlık borç yükünden kurtulması gerek.
Merkez bankalarındaki rezervler, bankalardaki dolar hesapları, döviz bürolarındaki, of-shore’lerde kasalardaki kayıt dışı paralar, insanların ceplerindeki dolarlar bir gecede çöp olacak. Bunun için kontrolü bir dünya savaşına da ihtiyaç var. Sonrasında inşa edilecek yeni uluslararası düzen için hazırlık yapıyor birileri yıllardır. Bunun sekreteryasını WEF yapıyordu yıllardır. Bugün nöbeti yapay zeka aldı. Epstein çetesibu gün için yıllardır kasetler, dosyalar hazırladı.
25 Eylül’de Erdoğan-Trump görüşmesi varmış.
Bugün de BMGK'ya hitap edecek.
Merak ettim ne konuşacaklar diye..
İnsin Şeytanı ile aynı mekanda olmak zor olsa gerek.
Gazze’de ateşkesi veto eden, “bana Siyonistler Gazze’de çocuk öldürüyor dedirtemezsiniz”(!?) diyen, Tanrı edindikleri Şeytan’ın peşinden giden, Tanrılarını kıyamete zorlayan, Satanist, Pedefolik bir Siyonist olan biri bu. Sahi Özgür Özel’e o bilgiyi kim verdi, ya da o kimden aldı.
Bakalım bundan sonra ne olacak?
Sahi bir yandan “Karbon ayak izi”, hava ulaşmasının sınırlandırılmasından söz ederken bu uçak alımı nereden çıktı şimdi. Trump’un İstanbul’daki temsilcisi Sabancılardan, Aydın Doğanın damadı, hani şu Pegasus’un patronu, arkasında tabi bir de “Air Berlin” var. Niye doğrudan değil, damat Kuşner Chabat’çı, Netenyahu’nun Kankası, Kukla Filistin devleti projesinin arka plandaki senaristi Kushner üzerinden değil “Mahdum” üzerinden temas kuruluyor. Şimdi buna inanalım mı, inanmayalım mı?
Böyle bir zamanda Gazze öncelikli olması gereken bir buluşmada THY pazarlığı bana kalırsa hoş olmadı. Bu asılsız bir haberse bile, bu şekilde gündeme gelmesi de öyle.
Aslında dünya “liderleri” BM Genel Kurulu’nda Gazze’deki vahşet ve mezalimin gündeme getirmeliler.
Çünkü sözün bittiği yerdeyiz. Bir çok kişi, bir çok şeyi biliyor artık. Liderler BM kürsüsünden dünyaya değil, aslında kendi seçmenlerine mesaj veriyor sanki. Çünkü öteki ülkelerin başındakiler bu işi biliyorlar aslında. Onlar aslında gerçeği de bilmek istemiyorlar.
Erdoğan, Trump’la görüştükten sonra keşke parmaklarını bir saysa!.
Muhteris, hukuk tanımaz biriyle el sıkışırsa, “dikkat et, senden bir şey çalabilir”, anlamında bir uyarıdır bu!.
Trump'ın elleri kirli ve kanlı! Kan kokuyor olmalı..
İsterse el sıkışıktan sonra elini bir koklasın.
Bu adam Turmp daha dün “Eğer Afganistan, Bagram Hava Üssü'nü ABD'ye geri vermezse, kötü şeyler olacak.” ifadesini kullandı. Yarın benzer şeyleri, bize de söyleyebilir. Bu gün dost gibi göründüklerine de. Çünkü sözü namusu değil. Venezuela hükümetini ABD’nin sınır dışı etmek istediği mahkumlarla ilgili olarak "Onları derhal kabul edin, yoksa ödeyeceğiniz bedel hesaplanamaz boyutlarda olur" diyor. Aslında BM toplantısı öncesi birilerine aba altından sopa gösteriyor. ABD’nin Avrupa’daki Askeri gücünü azaltma kararı da bunun bir parçası, tıpkı BM GK’deki Veto’su gibi.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Siz Gazze ile birlikte Çanakkale’yi, İhvanı, Hamas’ı, İzzeddin Kassam’ı birlikte düşünün.
Selam ve dua ile.