Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Dikkat! Altı yedi ayınızı çalmasınlar!

Zaten çoğumuzun yaklaşık bir ayını dünya futbol şampiyonası dolayısıyla işgal ettiler, zannedersem bittikten sonra da bu işgal bir müddet daha devam edecek.

Ardından Noel işgali başlayacak. Biliyorum, bilinçli Müslümanlar hiçbir zaman bu pisliğe bulaşmamışlar ve bulaşmayacaklar. Ama “İslam’da Noel yoktur, başkalarına benzeyen onlardandır” ve benzer şekilde durmadan savunmaya geçmeyi de bir nevi işgal sayıyorum. Yazık oluyor vaktimize ve tükettiğimiz soluğa. Artık bir son verelim işi gücü bırakıp vaktimizi ve sayfalarımızı Noel’e karşı savunmayla doldurma işine.

Gelelim politik işgale. Görünen o ki bu seçim dönemi insanımızı her zamankinden çok daha meşgul edeceğe benziyor. Hem iktidar cenahı hem muhalefet ülke insanını her an bir sürpriz beklentisine sokmuş durumda. Dikkat ederseniz herkes her an siyasi bir gelişme olabileceğine şartlandırılmış, gözleri ve kulakları ekranlarda. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağından tutun, partiler arasında yaşanacak transferler, istifalar, katılımlar ve benzer şeyler bizim günlerimize el koyacak gibi.

Gerek iktidarın gerek muhalefetin uçuk vaatleri, bunun yanında cafcaflı seçim konuşmaları, kırılacak potlar hepsi bizi meşgul etmek için sırada bekliyor.

Ve bütün bunlar bizim en güzel günlerimizde, Rabbimize en yakın olmayı beklediğimiz günlerde gerçekleşecek. Ocak ayının yirmisinde mübarek üç aylara girmiş olacağız.

Sizin anlayacağınız Recebimizi, Şabanımızı ve Ramazanımızı bir anlamda elimizden almaya veya kirletmeye çalışacaklar.

Bu mübarek günlerimizin politikayla işgal edilecek olmasının yanında bir de düşmeyen enflasyondan dolayı vakitlerimizin bir bölümünü de et, ekmek, yağ ve şeker tartışmalarıyla geçirecek gibiyiz, ekranlarda hava durumuyla birlikte gıda maddelerinin fiyatları sıralanacak.

Peki, mahkum muyuz bütün bunlara?

İrademize sahip olduğumuz, vaktimizi irademizle kullandığımız an Allah’ın izniyle bize hiçbir şey zarar veremez. Önümüzdeki şu altı yedi ayımıza iyi dikkat edelim, “nasıl da çabucak geldi geçti” dememek için kaptırmamaya çalışalım. Şimdiden kendimize uygulanabilir bir program yapalım. Günün hangi vakitlerinde Kur’an okuyabiliriz, kitap okumak için günün hangi saatleri elverişli, dinleyeceğimiz şeyler varsa şimdiden onları bir düzene koyalım.

Ben ömrümüzün içinden bir parça olarak altı yedi aydan bahsediyorum ama belki bir çoğumuzun son altı yedi ayı da olabilir.

Bu yazı toplam 339 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar