Dedemin tek derdi İslâm"dı

Dedemin tek derdi İslâm"dı

Şeyh Said’in torunlarından Fırat, “Dedemin hiçbir zaman ırk davası olmamıştır. O İslam kardeşliği çerçevesinde bir arada yaşamayı savunuyordu” dedi.

Merhum Şeyh Said ve 47 arkadaşının idamının 85. yıldönümünde Şeyh Said'in torunlarından Mehmet Fuat Fırat Vakit'e konuştu. Dedesinin gayesinin Kürt ayrımcılığı olmadığını ifade eden Fırat, "Dedemin hiçbir zaman ırk davası olmamıştır. O ırk meselesine Hz. Peygamber efendimizin dediği gibi 'Hepimiz Âdem'in çocuklarıyız' şeklinde bakıyordu. İslam kardeşliği çerçevesinde bir arada yaşamayı savunuyordu" dedi.

"DAVASI İSLAM'DI
Mustafa Kemal'in, önce hilafet davasından, Müslümanların birlikteliğinden söz ederken Cumhuriyetin ardından tümüyle batılılaşma politikası güdüldüğünü ve bunun tüm ülkede olduğu gibi Kürtlerde de tepkilere neden olduğunu ifade eden Fırat, "Hilafetin ilgasıyla Osmanlı döneminde 72 milleti bir arada tutan İslam bağı koparılmış oldu. Şeyh Said'in isyanının nedeni de budur. Elbette yanında bulunanlardan bunu ırki bir ayrılığa çekmek isteyenler olmuştur çünkü yeni yönetim Kürtleri tümden inkar politikasını benimsemişti. Ancak onun davası İslam idi" diye konuştu. İsyanın ardında İngilizlerin olduğu iddiasını da reddeden Fırat, "Bu tamamen iftira ve çarpıtmadır. Dedemin İngilizlerle görüşmüşlüğü yoktur ki böyle bir şey olsun" ifadelerini kullandı.
"HAMİDİYE ALAYLARI'NA KATILDI"
Şeyh Said'in Kurtuluş Savaşı döneminde Ruslara karşı savaşta din adamı olarak Hamidiye Alayları'na katıldığını ve düşmana karşı toplumda birlik ve direniş çağrısı yaptığını kaydeden Fırat, "Toplumun itibar ettiği bir kişi olduğu için onun bu desteğini devlet önemsiyordu. Dedemin eğer ayrılıkçılık gibi bir amacı olsaydı bunu fikirlerinde, kıyam için yaptığı çağrı mektuplarında ve geçmiş eylemlerinde görürdük. Ancak o aksine ümmetin birlikteliği için çaba göstermiştir. Kendisine destek vermeleri için çağrıda bulunduğu ileri gelen aşiret reislerine yazdığı mektuplarda hep kıyamının İslam için olduğunu yazmıştır. Cumhuriyetin ilanının ardından açıkça İslam'ın dışlandığı, asrileşme adı altında güdülen kendini inkâr politikasına karşı çıkmıştır" dedi.
"DİNİ İMHAYA ÇALIŞANLARA
HARP İLAN ETTİM"
Şeyh Said'in, isyanda kendisine destek için aşiret liderlerine gönderdiği mektuplarda "Kürtçe" ifadesine hiç yer vermezken yeni yönetimin İslam ahkamına aykırı icraatlarına vurgu yapması dikkat çekiyor. Bu mektuplardan biri olan ve Urfa'daki İzoli Kürt aşireti reisi Bozan Ağa'ya gönderilen mektupta şu ifadelere yer veriliyor: "1300 seneden beri Cenab-ı Hakk'ın Peygamber Efendimiz'i göndermekle neşir ve tebliğ ettiği dinimizi imhaya çalışanlara karşı harp ilan ettim. Bunda bana yardım edilmezse, cümlece mahvoluruz!"
MEHMET FUAT FIRAT
Şeyh Said'in büyük oğlu Şeyh Ali Rıza'nın oğlu olan Mehmet Fuat Fırat Erzurum Hınıs'ta doğdu. İki yaşındayken ailesi Erzurum'dan Trakya'ya sürüldü. 1947 yılındaki aftan sonra ailesiyle birlikte Hınıs'a döndü. Hınıs'ta uzun yıllar dini eğitim alan Fırat, Arapça ve Farsça öğrendi. 1973'te bağımsız milletvekili olarak Erzurum'dan parlamentoya giren Fırat, 1974'te Necmettin Erbakan liderliğindeki MSP'ye geçti. 1983'te yeniden Erzurum'dan bağımsız milletvekili adayı olan Fuat Fırat, MGK'nın vetosuyla karşılaştı. 1995 yılında Refah Partisi İstanbul milletvekili olarak TBMM'ye giren Fırat, 18 Nisan 1999 seçimlerinde de Fazilet Partisi milletvekili olarak Meclis'e girdi.