Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Dalgalar kaçınılmaz!

 
Erdoğan, 28 Şubat'la ilgili olarak, tutuklama dalgalarının gündemi boğduğu görüşünde..

Tümü ile haksız değil.. Her dalgada gündem mahkemeye kilitleniyor ve günlerce kamuoyu bu konuyla meşgul oluyor..

Anayasa tartışmaları bile bu tartışmaların gölgesinde kaybolup gidiyor..

Ama başka çare de yok..

Bir dalgada 25-30 kişiyi alabilirsiniz en çok.. Daha fazla kişiyi gözaltına alırsanız, gözaltı süresi içinde bu kişilerin sorgulamalarını bitirmek mümkün olmaz ve gözaltıların uzaması sökonusu olur..

Bir de, her gözaltıdan sonra ele geçen belgeler, sanık ifadeleri sonucu yeni isimlerin gözaltına alınması gerekebiliyor.. O zaman bu zorunlu bir süreç.

Tamam, 1 dakika bile bu iş uzatılmasın, ama aceleye de getirilmesin, üstü örtülmesin ve geçiştirilmesin..

Bunca olay ve bu kadar uzun süren bir dönemin hesabının kısa bir sürede görülmesi mümkün değil. Hayır, bu iş savsaklanmamalı, aceleye getirilmemeli ve sonuna kadar gidilmeli..

Hem 28 Şubat bitse bir başka dava başlayacak. Bu dalgalarla birlikte yaşamayı öğreneceğiz..

Kabul edelim ki, daha bu işin başındayız..

Mesela Arınç suikasti iddiası ile ilgili henüz bir gelişme yok. 2 kamyon dolusu el bombasından da bir haber çıkmadı. Kozmik oda araştırmasından da bir sonuç çıkmadı..

Daha faili meçhul davalarına sıra gelmedi.

Muhsin Yazıcıoğlu davası sırada bekliyor ki, eğer bir şekilde bu işin üzerisi örtülmezse bir deprem yaşanacaktır..

Tam da 28 Şubat soruşturmasının basına, yargıya, siyaset ve iş dünyasına doğru genişlemesinin sözkonusu olduğu bir zamanda bu uyarı, birileri tarafından yanlış anlamalar sebeb olabilir. Hatta kamuoyunda başka şekillerde anlaşılabilir..

Toplumda bu yargılamanın bir şekilde üstünün örtüleceği endişesi hep vardı ve hala da var.. Aynı şekilde bu işe bulaşanların da böyle bir beklenti içinde olduğu biliniyor. Onun için de konuşmuyorlar.. Hatta meydan okumaya devam ediyorlar.. Bunlara fırsat verilmemesi gerekir.

Bu Anayasayı kim engellerse bu milletin onu cezalandıracağı gibi, bu davaları engellemeye kalkanların da siyasi şansı yoktur.. CHP konuya yanlık bir noktadan girerek kendini Ergenekon'un avukatı ilan ettiği için iki yakası bir araya gelmiyor ve artık gelmez de.

Yargılamalar bir yandan devam etsin, öte yandan biz Anayasayı, başkanlık sistemini tartışmaya devam edelim..

Bana kalırsa başkanlık tartışmasına da yanlış bir yerden başlıyoruz.. İşi getirip Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın tek elde toplanmasına kilitliyoruz.. Başka bir yerden başlayalım. Mesela illerde iki ayrı meclise gerek var mı? Mesela il genel meclisi ile belediye meclisi neden birleştirilmesin.. Yerel parlemento oluşturulmasın.. İkili system zaman, para kaybına sebeb olurken bürokrasiyi artırıyor ve çok başlılık ortaya çıkıyor..

Eğer yerelde 2 meclis birleşecekse, trafik ve asayiş, turizm polisini niye yerele devretmiyoruz..

Ayrı bir Sağlık, Kültür, Milli Eğitim, Gençlik Bakanlığına, Aile bakanlığına ne gerek var.. Merkezde kalması gereken birimler diğer bakanlıklara bağlanabilir ya da bir kaç başkan yardımcılığı ile bu işler halledilebilir.. Halen 22 bakanlık var. Bunlar yeniden yapılandırılıp bakanlık sayısı 10'a indirilebilir.. Bakan yardımcılıkları, müsteşarlıklar artırılır. Bir çok bakanlığa bağlı bir çok birim yerele devredilebilir..

Korucuları kır polisi, Jandarmayı sınır polisi, zabıtayı şehir polisi yapalım, bazı polis birimlerini yerele devredelim bu iş bitsin..

Başkanlık sistemi biraz da bizim gelecekte yükleneceğimiz misyonla ilgili..

Unutmayalım ki, gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiç bir rüzgar fayda sağlamaz.. Bu işi AK Parti ve Erdoğan'la sınırlı görmememiz gerek..

Bana göre, Başkanlık sistemi bu günkinden daha kötü bir system değil.. Ama iş sadece Cumhurbaşkanlığı makamı ile Başbakanlık makamının birleştirilmesinden ibaret değil. Resimi bir bütün olarak görmemiz gerek..

Kuşkusuz her sistemin artıları, eksileri vardır. Onları konuşmamız gerek..

Başkanlık sistemine geçelim ya da geçmeyelim, benim açımdan bu konunun konuşulması ve toplumun bilgi sahibi olması önemli.

Onun için bu süreci destekliyorum.

Evet 28 Şubat dalgaları devam etmeli, Anayasa tartışmaları sürmeli.

Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1321 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar