Clinton'da Afganistan'a Niyetliymiş
Başkan Clinton, muhafazakar cephe tarafından terörle mücadeleyi ihmal etmekle 11 Eylül öncesi yapması gerekenleri yapmamakla, El Kaide tehdidini görmemekle suçlanıyor, eleştiriliyor.
Amerika"nın terörle mücadele stratejisinde son günlerde ateşli tartışmalar yaşanıyor, stratejinin dünü, bugünü ve yarını kıyasıya eleştiriliyor.Tartışmaların son günlerde alevlenmesinde medyaya sızan bir istihbarat raporundaki tespitler baş rolü oynuyor.
Amerika"nın 15 istihbarat teşkilatının ortak çalışması sonucu hazırlanan ve bunların ortak görüşünü yansıtan Milli İstihbarat Tahmin Raporu"nun Irak Savaşı"nın yeni nesil radikallerin ortaya çıkmasına yol açtığı ve böylece terörizm tehdidini artırdığı yönündeki tespiti bu tartışmaların odak noktası olurken bu tartışmalara eski Başkan Bill Clinton da dahil olmuş bulunuyor.
Başkan Clinton, muhafazakar cephe tarafından terörle mücadeleyi ihmal etmekle 11 Eylül öncesi yapması gerekenleri yapmamakla, El Kaide tehdidini görmemekle suçlanıyor, eleştiriliyor.
Bu cephe Amerika"nın 1993 yılındaki Somali operasyonu fiyaskosundan başlayıp 2000 yılı Ekim ayında Yemen açıklarında demirli halde bulunan Cole adlı savaş gemisinin intihar botuyla yapılan bombalı saldırı sonucu ağır yaralanmasına kadar geçen bir dizi olayda Clinton"ı El Kaide"nin rolünü görmemekle, bu olaylar karşısında pasif kalmakla ağır şekilde eleştiriyor.
Bir dizi olaylar da şunlar: Dünya Ticaret Merkezi"ne yapılan saldırı, 11 Eylül"in planlayıcısı Halit Şeyh Muhammed"in Pasifik üzerinde 11 Amerikan uçağını aynı anda düşürmeyi amaçlayan başarısız operasyonu, 1995 yılında Riyad"daki Amerikan askeri bürosuna yapılan bombalı saldırı, 1996 yılında Riyad"daki ikinci saldırı, 1998 yılında Kenya ve Tanzanya"daki Amerikan büyükelçiliklerinin bombalanması ve 2000 yılındaki Cole saldırısı bunlar...
Clinton ise bu eleştirilere önceki pazar günü Amerikan Fox Televizyonu"nda yayınlanan bir röportajda öfkeyle cevap vererek kendini savunmuş bulunuyor.
FOX Televizyonu"nun programcısı Mike Wallace"a alışılmadık tepki gösteren, kızan Clinton, ayrıca bu televizyonun kendisine global iklim değişikliğini konuşacaklarını söyleyip sonra da bu konunun yerine kendisine terörle mücadele, Afganistan ve El Kaide konularını sorarak kandırdığını söylemiş bulunuyor.
Buna rağmen sorulan terörizmle ilgili sorulara cevap veren Clinton bu konuda kendisine yöneltilen eleştirilerin haksız olduklarını, kendisinin terörle mücadelede üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini söylüyor ve özellikle Üsame Bin Ladin"i niye saf dışı bırakmadığı, öldürmediği konusundaki sorulara hiddetle cevap veriyor ve şöyle diyor:
"...Ben Üsame Bin Ladin konusunda ne yaptım? Ben onu öldürmek için çok gayret sarf ettim. CIA"e ve başkalarına onu bulup öldürmeleri konusunda emir verdim. Başkalarıyla onun öldürülmesi konusunda anlaşmalar yaptım (Sözleşmeli suikastler yani). Ben onu öldürmeye başkalarından çok daha fazla yaklaştım. Ben bugün başkan olsaydım oraya bugünkünden 20 bin fazla asker göndermiş olurdum. (Clinton, burada Afganistan"a atıfta bulunuyor, "bu ülkeye bugünkü 20 bin askere ek olarak bir 20 bin daha gönderirdim" diyor ).
Clinton, Ladin ile ilgili olarak bunları söylerken bir de bugüne kadar bilinmeyen bir başka önemli konuyu sırf kendini savunmak adına açıklamış bulunuyor. Açıkladığı bu konu bir tür devlet sırrı. Bu sır da kendisinin Afganistan"a 2000"de girmeye karar verdiği; ancak Özbekistan ile anlaşamadığı için giremediği yönünde. Clinton Özbekistan"ın Afganistan"a girecek ABD kuvvetleri için gereken askeri kolaylık ve üsleri sağlamayı reddettiğini, helikopterlerle başka şekilde yapılacak özel kuvvetler operasyonlarının da Pentagon tarafından çok riskli bulunduğu için yapılamadıklarını itiraf ediyor.
Clinton"ın bu tarihî açıklamasıyla biz de yeni birçok şey öğrenmiş oluyoruz; yani Başkan Clinton"ın da Üsame Bin Ladin"i öldürmek için çeşitli yollar denediğini, Başkan Bush"tan çok önce Afganistan"a girmeyi kararlaştırdığını; ama bunu beceremediğini mesela. Liberal-sol eski Başkan Clinton iyi ki konuşmuş...
