Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Bize ait olmayan bir savaşın içine çekilmek

Millet olarak, ülke olarak bugün karşılaşabileceğimiz en büyük tehlike; kendimizi, bize ait olmayan bir savaşın ortasında bulmaktır!

Tabi bu durumda şu soru cevabını bulmalıdır; hangi savaş bizim savaşımızdır, hangi savaş bize ait olmayan bir savaştır?

Bu sorunun cevabını elbette öncelikle askeri ve siyasi strateji sahipleri verecektir amma bu konuda son sözü ve nihai kararı milletin ortak feraseti ve basireti belirleyecektir.

Ayrıca mesele savaş karşıtı olmak veya savaş taraftarı olmak meselesi de değildir.

Evet, kendimizi bize ait olmayan bir savaşın orta yerinde bulmak. Bugün başlaması an meselesi olan Ukrayna-Rusya veya bir başka açıdan ABD, BATI – RUSYA savaşı bize ait olmayan, ısrarla uzak durmamız gereken bir savaştır.

Dikkat buyurun, “bize ait almayan savaş” derken bizim sınırlarımızın dışında cereyan edecek olmasından dolayı değil, bizim bu savaşa bulaşmamızı bir takım güç odaklarının istiyor olmasından dolayıdır.

Evet, bugün bir takım güç odakları bizim bu savaşa girmemiz için adeta yanıp tutuşmaktadır. Nitekim en azından kırk yıldan beri İran İslam Cumhuriyeti ile savaşmamız için yanıp tutuşan çevreleri hepimiz biliyoruz. ABD, Batı emperyalizmi ve Siyonizm aslında bu sevdasından vaz geçmiş değildir.

Unutmayalım ki bu millet kendisine ait olmayan bir savaşa çekilmenin en büyük bedelini Birinci Dünya savaşında ödemiştir.

Gerek Ukrayna – Rusya arasında vuku bulacak savaşa gerek benzer savaşlara katılmamızın gerekli olduğuna dair sebepler her zaman olacak, bunu arzu edenler de bu sebepleri ortaya getirip duracaklardır.

Daha da önemlisi, bir takım provokasyonlarla bizi fiili olarak savaşa sokma durumlarını hatırlatmak da bize düşmez galiba.

Maalesef bu ümmet çoktandır asla kendilerine ait olmayan savaşların içinde bulmuş kendisini ve bir türlü kurtulamıyorlar.

Aslında bireyler olarak da çoğu zaman bize ait olmayan kavgaların içinde bulduğumuz oluyor kedimizi. Birazcık uzaktan baktığımızda söz konusu kavgaların hiç de bizi ilgilendirmediğinin farkına varırız.

Bu yazı toplam 336 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar