Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bizdeki Hararistler

Bir gün gelecek, bugün “Global Reset” projesine destek verenler, hani şu Soros’un Açık Toplum Vakfı var ya, o vakıfla işbirliği yapanlar gibi sanık sandalyesine oturtulacak. O gün onları savunacak kimse de çıkmayacak.

Bakın, bu işin, yani Global Reset projesinin dini, ahlakı, hukuku yok! Bunun felsefesi de yok, estetiği de. Sanal gerçeğin yerini alıyor. “Biyolojik insanın sonu”ndan söz ediyorlar, “Tanrıyı tedavülden kaldırmak”tan söz ediyorlar. MetaVerse’den, NeuraLink’ten söz ediyorlar. Ailesiz BİREY ve TOPLUM. İnsan, üretilen bir nesne oluyor. İnsan+Hayvan+Makine o nesnenin parçaları olacak ve bir NetWork üzerinden birbirlerine entegre edilecek. Mülkiyet yok. Humanoid’ler, Siborg’lar, Avatar’lar, Klonoid’lerden oluşan bir “GENOMİK topluluk” var. Eğitim yok, yorucu bir iş yok.

Geçenlerde Vladimir Putin, bu anlamda ciddi ve önemli bir soru sordu: “İnsana müdahalenin sınırı nerededir? Bilimin olanaklarının sınırsız hale geldiği bir dünyanın etik sınırları nelerdir? Ve bu torunlarımız için ne anlama geliyor? Bundan sonra insan kendisi olmaktan çıkar ve başla bir öze dönüşürse ne olur? Bunları konuşmalıyız.” Basın-yayın organları bu açıklamayı görmedi. Bu konuda ilahiyat, akademi, cemaat, felsefeciler, aydınlar, sanatçılar, mühendisler, stratejistler, politikacılar, bürokratlar, STK’lar, meslek adamları, iş dünyası, media ne düşünüyor!?

Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner (@drcetiner) sosyal mediadaki bir paylaşımında şöyle diyordu: “Bilim hiç sorgulanmasaydı, hâlâ kokain içiyor, çocuklarınıza eroinli öksürük şurubu veriyor, insanlara DDT püskürtüyor, hamilelere organları eksik çocuklar doğurtan Thalidomide veriyor ve ayrıca doktorunuzun önerdiği Lucky Strike marka sigaranızı içiyor olurdunuz.” Bu arada siz Cola içmeye, rafine şekere devam edin!? Bilim, Media, sağlık ve gıda uzmanları nasıl olsa bu konuda uyarıda bulunma gereği duymuyorlar. O zaman sorun yok demektir. (Siz, gıdacımız ve o uzmanlardan daha mı iyi bileceksiniz!?)

Harari daha çok Davos üzerinden adını “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens - İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi” isimli kitabı ile duyuran biri. Dediği şu: Hayvan İnsan oldu, şimdi İnsan evrildi ve Tanrı oluyor! Geçmişten geleceğe, yaratılış yerine yeni bir varoluş felsefesi ikame etmeye çalışıyor. Dindar bir Yahudi değil, ama tam da Globalistlerin politikalarına hizmet eden bir akıl yürütmesi var. Harari, insanlık tarihini 4 bölüme ele alıyor; kavramsal dönem, tarımsal dönem, insanlığın evrensel birliği ve bilimsel dönem.. İnsanı Sapienslerin, Neandertaller diye sıralanan Hominina (İki ayak üzerinde durabilen insansılar) diye Homo Erectusla başlatak ekolün fikrinde. Evrimci bir kişilik. Büyük grublar halinde yaşama becerisine sahip bu insana dönüşecek hayvanlar, başkalarını ezerek hayatta kalmayı başarmışlar! Bu birlikte yaşama becerisini ise bu yazar “tamamen kendi hayal gücü ile oluşturduğu kavramların gerçekliğine inanma” yeteneğine bağlıyor. Bugün de, tedavülden kaldırmayı düşündükleri “Tanrı, millet, para ve insan hakları” gibi insanları birbirine bağlayan değerler bu gelenekten geliyor. Harari’ye göre; dinler, siyasal ilişkiler, ticaret ağları, yasal kurumlar gibi bütün büyük mercekli dayanışma sistemleri birer kurgudan ibaret. Aslında bizim CoVID’çiler, iklimciler bu inanç, gelenek ve kadroların ayak izlerinden ilerliyor.

Harari’ye göre insanlar geçmişe nazaran giderek daha da mutsuz; Parayı elde etmek için rekabet etme zorunda kalmaları kişileri, şirketleri, ülkeleri zora sokuyor. Siyasal ve finansal sistemler ve bunları kurgulamak isteyen ideolojiler bu anlamda giderek birer dine dönüşüyor. Tarım ve endüstri insanlara bir yandan refah ve konfor vaad ederken şartları daha da kötüleştirdi. Ona göre imparatorluk son iki bin yıl içerisindeki en başarılı yönetim biçimi. Söylemek is tediği otoriter bir sistemin toplumu güdülemesi. Bill Gates’in Çin rejimini övmesinin arkasında yatan asıl sebeb de bu. Zaten Great Reset’i böyle bir varsayımla temellendiriyorlar. Bunlara göre “para” ve “din”, “dinleşen ideolojiler” dünyayı birleştirmiyor. O zaman bunların tedavülden kaldırılması gerek. Mesela vijdana vurgu yapıyorlar bu arada: “Evcil hayvan kavramı dünya tarihinin en cani suçlarına meşruiyet kazandıran bir kavram”. Burada “sentetik et”in nereden çıktığı daha iyi anlaşılıyor. İklimcilerin bundan sonraki politikaları konusunda bu ipuçlarından geleceğe ilişkin ihtimalleri öngörebilirsiniz.

Harari Mart 2020’de verdiği bir röportajında, CoVID konusunda dünyanın birlikte hareket etmesi, Global bir liderlik etrafında kenetlenmesi gerektiğini söylüyor. Kesinlikle insanları kontrol etmek için haberlerin tek elden kontrol edilmesine dikkat çekiyor.

Bu arada, sistem dünyaya gözdağı vermek için yeni teknolojiler açıklamaya devam ediyor. Güneşi modelleyen füzyon teknolojisi, Starlink alçak irtifa uyduları ve 5G üzerinden akıllı şehirler ve evlerin nasıl hedef olacağı, Lazer silahlar, yanında RF bombası da gündemde. İsrail Aerospace Industries’in yeni teknolojisi ile “elektronik savaş” dönemini başlatıyor. Scorpius adlı silahını tanıttı. “Bu, silah hava, kara, deniz hedeflerine karşı kullanılabilecek ve hedefteki sistemin tüm elektronik sistemlerini çalışamaz hale getirebilecek. “Elektronik savaşta bir devrim” olarak tanıtılan silah aynı zamanda bir gözdağı ve tehdit olarak psikolojik harp için iyi bir malzeme olarak kullanılıyor. Cevabını arayan soru şu, gıda ile mi gelelim, ilaç ile mi, konvansiyonel silahlarla mı gelelim, elektronik silahlarla mı?! Size celladınızı seçme özgürlüğü veriyorlar!

İşte böyle, bu içimizdeki Hararistler, kendilerinin “yerli ve milli” olduklarını söylemeye devam ediyorlar. Kendi yalanlarına kendileri de inanmış gözüküyorlar. O uluslararası lobi ise, bunları kullanarak, Türkiye üzerinden Balkanları, Kafkasları, Türk dünyasını, İslam ülkelerini etkilemeye devam ediyor. Birileri Türkiye’yi, bu anlamda bir Truva atı, tramplen tahtası gibi kullanmaya çalışıyor. Oysa görünen o ki, bunlar siyasi emellerini bu lobilerin emelleri ile şahsi çıkarlarını ise bu çıkar çetelerinin menfaatleri ile tevhid etmiş durumdalar. Sermaye, siyaset, bürokrasi, STK, media, akademi bir şekilde, önemli ölçüde teslim alınmış sanki. Allah şerlerinden emin eylesin..

Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 468 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar