Bediuzzaman Ve Mevlana

Bediuzzaman Ve Mevlana

Hazret-i Mevlânâ’nın âlemi baştanbaşa akıl ve kalp gözüyle gören bir makamda bulunduğuna işaret eden Bedîüzzaman hazretleri, “Fikren arşa çıkan, Celâleddîn-i Rumî gibi diyebilir: ‘Kulağını aç!

Mesnevi'den İnciler

 

mevlana332ry.jpg
Koyacaksan iyi adet koy!

Yiğidim! Kim kötü bir gelenek koyarsa, ondan sonra halk cahilliğinden bu geleneğe uysa,
Ölüm gelmeden yoldaşını iyi seç!
Zamanede sana üç yoldaş vardır. Biri vefâkârdır, diğer ikisi ise gaddar :

Biri dostların, öbürü malın-mülkün, üçüncüsü ise iyi işlerin ki, vefalı olan budur.

Öldüğün vakit, malın seninle beraber gelmez, evden dışarı bile çıkamaz; dostun gelir, ama sadece mezarının başına kadar.

Fakat yaptığın işler vefakârdır; onlara iyice sarıl ki mezarının içine kadar seninle gelen onlardır.

Ama!.. Eğer amelin iyiyse, orada sana dost olur; kötüyse yılan kesilir. (V,1045-1047,1050,1052
)
Evlâdın hayırlısı

Babanın ağaca benzeyen vücudu, gizli bir yol vasıtasıyla oğlunun iki gözünden su alır, gıdalanır.

Oğuldan coşan bu kaynak ananın, babanın bahçelerine kadar akar gider.

Anayla babanın gönül ve hayat bahçeleri bu suretle yeşerir, tazeleşir...

Kaynak (oğul) kötü olursa o ağacın dalları, yaprakları da kurur;

Çünkü o, oğlun vücut kaynağından sulanıp, gıdalanıyordu.

Ey gafil insanlar! Nice, canınıza eklenmiş böyle su kaynakları var, bilir misiniz? (VI,3586-3591)

 147es.jpg



Bütün bu adeti işleyenlerin günahı, o adeti ilk koyana da yazılır. Çünkü o baştır, diğerleri kuyruk.
Hazret-i Mevlânâ'nın âlemi baştanbaşa akıl ve kalp gözüyle gören bir makamda bulunduğuna işaret eden Bedîüzzaman hazretleri, "Fikren arşa çıkan, Celâleddîn-i Rumî gibi diyebilir: 'Kulağını aç! Herkesten işittiğin sözleri, fıtrî fonograflar gibi Cenâb-ı Haktan işitebilirsin.' Yoksa Celâleddîn gibi bu derece yükseğe çıkamayan ve ferşten arşa kadar mevcudâtı ayine şeklinde görmeyen adama, 'Kulak ver! Herkesten Kelâmullah'ı işitirsin' desen, mânen arştan ferşe sukut eder gibi, hilâf-ı hakikat tasavvurât-ı bâtılaya giriftar olur" der.
Üstad Saîd Nursî, Mesnevî'nin bir hizmet tarzı olarak yazıldığı çağdaki makbûliyetine ve Risâle-i Nur ile arasındaki âhenge şöyle işaret eder: "Hazret-i Mevlânâ benim zamanımda gelseydi, Risâle-i Nur'u yazardı. Ben Hazret-i Mevlânâ zamanında gelseydim, Mesnevî'yi yazardım. O zaman hizmet Mesnevî tarzındaydı. Şimdi Risâle-i Nur tarzındadır."2
ALLAH onlardan razı olsun.
Dipnotlar:1- Lem'alar, s. 272 2- Son Şahitler, 1/318




Risale-i Nur'dan İnciler
"Evet ALLAH'ı tanımayanın dünya dolusu bela başında vardır. ALLAH'ı tanıyanın dünyası nurla ve manevi sürurla doludur." (Lemalar)
İnsan, acz ve fakrını anlamakla tam Müslüman ve abd (kul) olur." (Sözler)
Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır." (Mektubat)
Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez. Öyle ise, nefsimden başlarım." (Sözler)
Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır. (Sözler)
Namaz, Halık-ı Zülcelal tarafından her yirmidört saat zarfında tayin edilen vakitlede manevi huzuruna yapılan bir davettir." (İşarat'ül i'caz)
"İnsan bir yolcudur. Sabavetten (çocukluktan) gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder." (Mesnevi-i Nuriye)
"Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme." (Mesnevi-i Nuriye)