Abdurrahman Dilipak
Bayram Ola!
Bugün günlerden Cuma. Bugün çifte bayram! Hacılar Mekke’de, Dervişler tekke’de, biz bu gün iki kez, Bayram ve Cuma namazı için, dünyadaki milyonlarca Müslüman kardeşlerimizle birlikte camilerde buluşacağız.. “Lebbeyk Lebbeyk diye Say’de Hervele yapanların Mekke dönüşü, yolları Gazze’ye düşer mi dersiniz!?. O uzun dualarımızın Allah’a ulaşmasını engelleyen bir perde mi var da, dualarımız Allaha ulaşmıyor!. Allaha ulaşmayan bir şey yok da, Allah bu dualara neden itibar etmiyor dersiniz?
Sahi biz, Allah’ın (cc) bizden yapmamızı istediği şeyleri, biz de O’na, İsrailoğulları’nın Hz. Musa’ya dediği gibi “Ya Rab buna senin gücün yeter, bizi niye böyle zor işlere yönlendiriyorsun” der gibi bir hava içindeyiz. Oysa Allah (cc) bunu bizim ellerimizle gerçekleştirmek istiyor.
Farkında mısınız Allaha uzanan ellerimiz “Tahir” değil.. Kabimiz ve aklımızda olanlar “Tahir” değil! Allah bu cahillerin, zalimlerin, haksız servet edinenlerin, müstekbirlerin ve fasıkların dualarını kabul etmez.
Allah resulü “Kabul olmayan duadan Allah’a sığınırım” der! İşte şimdi hapı yuttuk! Şeyhlerinizin kerameti bile Mescid-i Aksa’yı, Gazze’yi kurtarmaya yetmiyor, ellerindeki onca imkana rağmen. Halbuki, biçare çocukları, aç ve çıplak ayakları ile yıllardır parmakları ile İla-yı kelimetullah için, canları pahasına tanklara, uçaklara karşı direniyorlar.
Süleyman mabedini bukağılı şeytanlara yaptıran Allah, kendi mabedini, kendi ipini bırakmış, İsrailoğulları’nı zillet için esir kamplarına sürmesi için Şeytanın insanlaşmış tezahürü olan Nebukadnazarı / Buhtunnasrı onların başına bela ederek o mabedi yıktırdı.
Hayır da şer de Allah’ın iradesi içindedir. Bizden istenen Allah’ın rızasına uymamız. Biz Allah’ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı. Bugün başımıza gelen felaketin asıl sebebi bu.
İki milyara yakın nüfusu ile, “her Müslüman bir bardak su dökse, İsrail’i sel alır”. Oysa biz o bardağı, kanlarımızla ve gözyaşlarımızla bile doldurabiliriz.
O mübarek insanların direnişi, bu gün sadece İsrail ya da tüm dünyadaki Siyonistler için bir felakete dönüşmedi, dünyada her inanç ve ideolojiden insanların uyanışına vesile oldu. İslamofobyayı bitirdi, Siyonizm ilk kez dünyada mahkum edildi, hepsinden daha önemli isi, insanlar Gazze Cihad ve Şeriat mektebinden aldıkları dersle İhtida ediyorlar, İslam dünyasındaki irtidata inat! Allahu ekber.
Biz Gazze’ye yardım edemedik. İsrail’in engellerini aşamadık ama ticaretimiz artarak sürdü. Zaten İsrail artık sadece dışımızda değil, içimizde. Yediğimiz bitkilerin çoğunun hibrit tohumları onlar tarafından burada üretilip bize veriliyor.
Netenyahu nun bir haftada haklarından gelmeyi umduğu operasyonların hiç sonu gelmedi. ABD, İngiltere, AB, NATO ülkelerinin desteğine, İslam ve Arap ülkelerinin yöneticilerinin teslimiyetine rağmen başaramadı. Artık Netenyahu’dan kurtulmaları gerek. Onun yerine yeni birilerini getirecekler. Şu anda Yemenden başka sıcak tepki veren yok. İsrail gidip gelip Suriye’yi vuruyor. Yarın Suriye, Lübnan’dan aldıkları toprakların bir kısmını Filistin’e, bir kısmını da Kürdistan’a verecek. Esed’e karşı gösterdikleri direnişi İsrail’e karşı gösteremiyorlar. İsrail Suriye ve Lübnan topraklarını işgal ediyor, askeri tesislerini vuruyor, İslam Konferansı, Arap Birliği, Afrika birliğinden ses yok. Zaten Azerbaycan Gazze’ye karşı İsrail’in yanında. Türkiye ve İran esip-gürlüyor ama ses var görüntü yok. Mısır, Ürdün, Suud, BAE, Bahreyn, Katar desen onlar İsrail’in gizli müttefikleri.
Bir Gayrimenkul şirketi patronu olarak Trump rüzgarı esti, o da vazgeçti Gazze konusunda ileri-geri konuşmaktan. Hindistan’dan başlayıp, Arabistan’dan İsrail’e ulaşacak bir ticaret yolu hayali vardı, o da bitti. Bu arada İsrail’i yok olma korkusu sardı. İran ve Pakistan’ın nükleer kapasitesini takmıştı kafasına, ABD’yi yanına alıp saldırmak istiyordu, o da olmadı. NATO ülkeleri Netenyahu’nun bir emri vaki ile bir çılgınlık yapma endişesine kapıldı. İsrail’in evdeki hesapları çarşıya uymadı. En güçlü olduğunu zannettiği bir zamanda gücünü kaybetti.
Görünen o ki, şimdi yeni planları “güvercin görünümlü bir şahin”, münafık karakterli birini bulmaları gerek. Filistin’i tanıyıp, onları eğitim donatım, FKÖ şemsiyesi altında MOSSAD elemanlarını, Arap Yahudilerini Gazze’ye sürme planlarından söz ediliyor.
FKÖ, Osmanlının İttihat Terakkisinin çağdaş versiyonu’dur. FKÖ Cumhuriyet dönemindeki tek Parti CHP’sinin zihniyet ikizidir. FKÖ, Suriye’deki SDG/PYD’nin Suriye versiyonudur. Kurdurulacak Filistin devleti içinde Falanjistler, Dürziler, Ezdiler, Arab Yahudileri, Kürd Yahudileri, Fars Yahudileri, LGBT’liler, Sosyalistler, Komunistler, Ateistler herkes olacak. Bu işin kandırmacası olarak “Başkenti doğu Kudüs” dedikleri, Kudüs’ün doğusunda bir yerden ibaret. Zaten böyle bir devletin başkenti Kudüs olsa ne yazar. Kurulacak Filistin maskeli devlet bölgedeki “2. İsrail” gibi bir şey olacak. Kurdurulacak Filistin devletine, Diasporadakiler dönmeyecek, İslami unsurların tamamı da bölgeden tehcir edilecek. Başka bir ihanet de, bugünkü işgal altındaki topraklarda geriye kalan küçük ve dağınık öbekler halindeki Filistin yerleşim yerleri, bu bahane ile tanınması/kurulması beklenen kukla Filistin Devletçiğine bağışlanan topraklara tehcir edilerek, İşgal altındaki topraklardaki son Filistin bakiyelerden de Siyonistler bu şekilde kurtulmuş olacaklar. Bir de buna bu yolla Gazze’yi ilave etmek istiyorlar. Allah cc böyle bir Şeytani plan konusunda Müslüman kardeşlerimizi korusun ve bu konuda bize akıl, güç ve cesaret versin. İçimizdeki beyinsizlerden kurtulmak için bizlerin önünü açsın korusun. Böyle bir rezalete Türkiye’yi de Garantör yapmak istiyorlar. İzzeddin Kassam birlikleri harekete geçti de bu plan bozuldu. Yoksa Ankara da bu plan için Hamas ile FÖK yetkilileri masaya oturtulmuştu. İsrail Cumhurbaşkanı bunun için gelmişti. Yeni Delhi’de bu konuda mutabakat teyid edilmişti. BM toplantısı sonrası Netenyahu Türkiye’ye gelecekti. Netenyahu BM Genel Kurulunca “Büyük İsrail haritasını” açarak aslında dünyaya bir mesaj vermişti. Erdoğan ve Netenyahu, Ankara buluşması için tekrar teyitleştiler. Ankara’da Hamas ve FKÖ bir mutabakat zabtı imzalasalardı, Netenyahu Ankara’ya gelecek ve Erdoğan’ı Kudüs’e davet edecekti. Erdoğan da Kudüs’e gidecek ve Kudüs deklerasyonu ile bu plan dünyaya ilan edilecekti. Ama olmadı. Allah izin vermedi. Kassam güçleri vesilesi ile bu plan bozuldu. Öyle zannediyorum ki, İslam dünyası yöneticilerinin sessizliğinin arkasında Epstein dosyaları var. Her İslam ülkelerinde bu Satanist, Pedofolik Siyonistlerin bir şubesi var. Kimileri yatlarda bu işi yapıyor, kimi saunalarda ya da özel sağlık kamplarında, büyük otellerin özel bölümlerinde, bunların hepsinin videolarını almışlar.
Bizde de, Ankara’da bir sauna çetesi vardı hatırlayın. Bizdeki Adnan Oktar neyin nesi idi. Savanora’yı BAE’ne kim niçin kiraladı, sonra da orada zengin iş adamları ile ne işler çevirdiler. Ukrayna, Gürcistan, Balkanlarda neler oluyordu. Artık Katmandu’ya gitmeye de gerek kalmamıştı, Yunan adalarında her türlü pislik vardı. FETÖ’nün, Oktar’ın, Sauna çetesinin, KKTC’deki arşivlerin kopyası herhalde bazı istibarat örgütlerinin ellerinde de vardır. Çünkü onların NanoChiple çalışan Kuantum bilgisayarları diğer MicroChip bilgisayarlara doğrudan giriş yapabiliyor. Artık Andrenohrome ve benzer Afrodizyaklar her yerde var.
Arap prensler bitik. Onların güvenliğini BlackWater sağlıyor. BlackWater onların her şeylerini biliyor. Bugüne gelirken şunu gördük, İslam dünyasında siyaset, bürokrasi, media, STK’lar, cemaat yapıları, sanat çevreleri, spor alemi, Mafia, iş alemi Akademi, Diyanet çevreleri büyük ölçüde kontrol altına alınmış. Tek işgal edilemeyen, belki dünyanın tek özgür bölgesi olarak Gazze kalmış! Dilerim Gazze bir tükenişin son noktası değil, uyanış ve direnişin ilk başlangıç noktası olacak. Hz. Musa nasıl kavmini Firavunun zulmünden Allah’ın yardımı ile denizi aşarak kurtardı ise, Gazze de yeni bir kurtuluş müjdesi olacak inşallah ümmet için.
Gazze bu anlamda Filistin bağımsız yurt davasından çok daha büyük, artık evrensel bir kimlik kazanan bir davadır. Gazze artık Filistinlilerin, Arapların, Müslümanların değil, akıl ve vijdan taşıyan herkes davasıdır, Gazze Filistin’den de İsrail’den de, bugünkü Arap dünyasından da, bugünkü İslam dünyasından da büyük bir davanın adıdır artık.
Gazze bir dava ile ilişkilendirilecekse, O Kudüs’le, Mescid-i Aksa ile ilişkilendirilebilir. Kudüs’ün kurtuluşuna giden yol, Gazze’den geçmektedir bugün. Şu gerçeği görelim: Abbas’ın, senaryosunu Kushner ve Dahlan’ın yazdığı, işbirlikçi kukla Filistin devleti’ni tanımakla Gazze konusu aynı şey değil. Ve bu yönde alın an kararlar bir çözüm olmayacağı gibi, yeni bir takım krizlere sebeb olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, mahcup bir şekilde bayramımızın bizi mübarek kılması için aklımızı başımıza toplayıp, yeniden iman etmemiz için bir vesileye dönüşmesi için dua ediyorum. Uyanış ehline selam olsun. Direniş ehline selam olsun, Allah (cc) sayımızı artırsın, ömrümüzü ve işlerimizi bereketli kılsın (Amin) Selam ve dua ile..
mirathaber